Yeni bir Cumhuriyet bayramı kutlaması daha yaklaşıyor. Başta Ege ve Egeliler olmak üzere bütün halkımız, Cumhuriyetin 102. yaşını coşkuyla kutlamaya hazırlanıyor. Cumhuriyet bayramının, ulusal bayramlar içinde başat bir konumu vardır. Ege için bu konum daha da anlamlıdır, önemlidir. Çünkü Ege’nin ve Egelinin Cumhuriyet sevdası hiç tükenmez. Hatta Cumhuriyet karşıtı kimi adımların atılmaya çalışıldığı günümüzde, Ege ve Egeli Cumhuriyete dört elle sarılır.

KURTULUŞ VE KURULUŞ
Cumhuriyet dönemi ile Ege ve Egeli arasındaki bu özel ve özgün bağın temelinde, bu coğrafyanın ulusal kurtuluş mücadelesine ev sahipliği yapması gerçekliği vardır. Bu anlamlı mücadele, bu topraklarda başarıya ulaşmıştır. Dolayısıyla Cumhuriyetin kuruluş süreci de bu yöreden başlamıştır. Ege’nin öncü ve simge kenti İzmir, kurtuluşun ve kuruluşun kenti olduğu gibi, Ege de kurtuluşun ve kuruluşun simgesel yöresidir. İşte bu nedenle de Egeliler Cumhuriyete apayrı bir sevda beslerler. Tüm yönleriyle onu sahiplenir ve her yıl coşkuyla kutlarlar.
CUMHURİYETÇİ EGE
Ege’yi tek bir sözcükle tanımlamak ve bütünleştirmek istersek, herhalde öncelikle “Cumhuriyetçi Ege” tanımı ilk akla gelendir. Gerçekten de İzmir ve Ege, tarihsel kökleriyle, yöresel değerleriyle tam anlamıyla Cumhuriyetçidir. Özellikle, kimi çevrelerce geçiştirilmeye çalışılan 100. yıl kutlamalarında, İzmir’de, Ege’de yaşanan güzellikleri ve coşkuyu doğrusu hiç unutamıyoruz. Ege’nin, Egelinin günümüzdeki ağırlıklı yaklaşımları da bu tarihsel ve kültürel özelliklerle buluşmaktadır. Ege ve Egeli “Cumhuriyetçi Ege” tanımını tam anlamıyla hak etmektedir. Bunu son olarak Cumhuriyetin 100. yıl kutlamalarında da herkese göstermiştir.
‘CUMHURİYET HER YERDE’
Önceki yıllarda olduğu gibi, Ege ve Egeli Cumhuriyetin 102. yılını da coşkuyla kutlamaya hazırlanıyor. Bu bağlamda İzmir Büyükşehir Belediyesi “Cumhuriyet her yerde” sloganıyla İzmir’in dört bir yanında etkinlikler düzenliyor. Kutlamalar kent merkezinden çeperlere yayılacak. Kırsal kesimde de etkinlikler yapılacak. Ege’nin diğer kentlerinde ve yörelerinde de İzmir’e benzer kapsamlı, içerikli ve sürekli etkinlikler, kutlamalar yapılacak. Kısacası, Egeli kendisine yakışan biçimde Cumhuriyetin 102. yaşını kutlayacak.
FOTOĞRAFIN ÖYKÜSÜ
Biz de bu köşede yer alan Ege ile bütünleşmiş tarihi bir Cumhuriyet kutlaması fotoğrafıyla, Cumhuriyetin 102. yıldönümünü şimdiden kutluyor ve selamlıyoruz. Fotoğraf, 1933 yılında, Uşak’taki Cumhuriyetin 10. yıl kutlamalarında çekilmiş. “Cumhuriyeti biz böyle kazandık” fotoğrafını, o dönemlerde “Foto Kâzım” olarak anılan Uşak’ın ilk fotoğrafçısı Kâzım Özler’in çektiği biliniyor. Bu fotoğraf, o zor ve zorlu yıllarda, dar olanaklarla Cumhuriyetin nasıl sahiplenildiğini ve kutlandığını gösteriyor.
***
Ayvalık’ta zeytin hasadı
Başta Ayvalık, Burhaniye ve Edremit’te olmak üzere körfez bölgesinde zeytin hasadı başladı. Zeytin hasadı elbette yalnızca bu kentlerle ve yöreyle de sınırlı değil. Hemen hemen Ege’nin dört bir yanında bugünlerde zeytin hasadı yapılıyor. Çünkü zeytin ve zeytinyağı Ege’nin simge ürünlerinden. Zeytinlikleri ve tarım alanlarını yok etmeye çalışanlara inat, Ege ve Egeli zeytine sahip çıkıyor. Bu bağlamda ardı ardına hasat şenlikleri ve kültür festivalleri yapılıyor. Egeli, zeytin ve zeytinyağı kültürünü yaşatmaya kararlı görünüyor.

ZEYTİN KOKULU KENT
Ege’de zeytin denince akla ilk gelen kentlerden birisi, belki de başlıcası Ayvalık. Ayvalık gerçekten de zeytin ve zeytinyağı ile bütünleşmiş. Geçmiş dönemlerde genzimizi yakan zeytinyağı kokusundan Ayvalık’a yaklaştığımızı anlardık. Şehrin içinde bu koku daha da kesif hissedilirdi. Çünkü o yıllarda zeytin-zeytinyağı işletmeleri çoğunlukla ilçenin içinde yer alıyordu. Günümüzde o işletmeler çoğunlukla ilçenin dışına çıkmış. Büyük modern işletmeler haline gelmişler. Üstelik dünyaya açılan ve ürünlerini yurtdışına pazarlayan önemli markalar yaratılmış. Bunlar Ayvalık adına elbette güzel ve sevindirici gelişmeler.
ZEYTİNYAĞI EKONOMİSİ
Bu yıl 20’ncisi yapılan Ayvalık Zeytin Hasat Festivali’nin açılışında hem Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın hem de Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin; zeytin ve zeytinyağının bölge ve Ayvalık ekonomisindeki önemini vurguladılar. Ayvalık’ta biraz dolaşınca, zeytin ve zeytinyağının kentle ve kent ekonomisi ile ne denli bütünleştiğine, hemen her yerde tanık oluyorsunuz. Zeytin bahçelerinde yapılan hasatlar ve işletmeler, bunu tüm yönleriyle gözler önüne seriyor.
DÜNYA MARKALARI
Hasatta ve işletmelerde yapılan tadımlar, festival alanındaki söyleşiler-paneller, önümüzdeki süreçte atılacak adımları ve yapılması gerekenleri ortaya koyuyor. Bu işin üretimiyle uğraşanlar sorunlarını da ifade ediyorlar. Her şeyden önce, zeytin ağaçlarına ve zeytinliklere sahip çıkılması gerekiyor. Başkan Mesut Ergin’le söyleşirken geçmişteki Tariş dönemi anılarımız adeta bir film şeridi gibi belleğimizde akıyor. Artık aramızda olmayan Cahit Çetin, Cafer Konsoloğlu gibi üretici ve sektör temsilcilerini rahmetle anıyoruz. Çünkü bugünlere ulaşılmasında geçmişteki uğraşıların ve emeklerin de önemli payı var.
***
Patates doyurmuyor!
Patatesin yeterince para etmemesi nedeniyle, Niğdeli patates üreticisi durumundan çokça yakınıyor. Onların yakınmalarının, eleştirilerinin kamuoyuna ulaşmasında, CHP’nin çalışkan Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in önemli payı ve emeği var. Patates elbette yalnızca Niğde yöresinde üretilmiyor. Ege’nin de patatesi ve patates üretim bölgesi var. İzmir’in Ödemiş ilçesinin ve Küçük Menderes havzasının patatesi de oldukça ünlü. Üstelik kalite ve lezzet açısından da önde geliyor. Ancak İzmir’in Gürer gibi bir milletvekili olmadığı için, Egeli patatesçinin sesi yeterince duyulmuyor.

BOZDAĞ’IN AŞI, EKMEĞİ
Bozdağ, Ege’nin en yüksek yerlerinin başında geliyor. Bozdağ’ın yüksek yaylalarında ve Ödemiş ovasında, kış ve yaz patatesi olarak bu güzel ve verimli ürün yetiştiriliyor. Biz de Bozdağ yaylasına her çıkışımızda, patates üreticisinin uğraşısına tanık oluyor ve durumunu yakından gözlemliyoruz. Yörenin insanları, Ödemişliler, patatese “kumpir” diyorlar. Bozdağ yaylasında gözünüzün alabildiğine kumpir tarlaları uzanıyor. Bozdağlı üreticiler her yıl büyük umutla ve beklentiyle ürünü hasat ediyorlar. Tarladaki ürüne gözleri gibi bakan Bozdağlılar ve Ödemişliler, haklı olarak satarken de ürünün gözlerini parlatmasını bekliyorlar.
KUMPİR ÇÜRÜMESİN!
Ancak ürünün pazarı maalesef üreticinin yüzünü güldürmüyor. Çünkü binbir zahmet ve zorlukla üretilen kumpir, üreticiyi çoğunlukla hayal kırıklığına uğratıyor. Ödemişliler, Bozdağlılar, Küçük Menderes yöresinin üreticileri; ürünlerine, alınterlerine ve emeklerine sahip çıkılmasını istiyorlar. Yaşanan sorunların uzun erimli çözümü için, öncelikle bir üretim planlaması yapılması gerekiyor. Ayrıca, kumpirin uzun süre korunması ve katma değeri yüksek sanayi ürünlerine dönüştürülmesi için modern depolama ünitelerine ihtiyaç var. Bu üründen katma değeri yüksek yeni, farklı ürünlere ulaşılması ve bunların işlenebilmesi için, bölgede yeni ve modern tesisler kurulmalı. Bu yüksek değerli ürünler ihraç edilmeli. Üretici de örgütlenmeli ve kooperatifleşmeli diye düşünüyoruz. Kısacası, Ödemiş’in kumpiri çürütülmemeli ve üreticisi de küstürülmemelidir.