29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın her zaman farklı bir yeri vardır ulusal bayramlarımız arasında. İnsanımız, yurttaşımız, her daim Cumhuriyet bayramı kutlamalarına ayrı bir önem verir; bayramlar içinde onu apayrı bir yere koyar.
29 Ekim 1923, bundan tam 102 yıl önce, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu gündür. Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde başarıya ulaşan Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın ardından; işgal edilmek istenen bir ülkenin küllerinden yeniden doğuşu, yok edilmek istenen bir halkın yeniden ayağa kalkışıdır. Sözün özü, kurtuluşun ve kuruluşun bayramıdır. İşte bütün bu özellikleri, Cumhuriyet Bayramı’nı “başat bayram” haline getirir. Ülkenin dört bir yanında büyük coşkuyla kutlanır Cumhuriyet Bayramları.
BİRLİKTE SAVUNMAK
Demokrasi, Cumhuriyetle birlikte düşünülmesi ve birlikte anılması gereken çoğulcu, halkçı yönetsel sistemdir, anlayıştır. Her ikisi de birbirini bütünler ve tamamlar.
Günümüzün çağdaş dünyasında, bu bütünlüğü birlikte savunmak ve hayata geçirmek gerektiğini düşünüyoruz. Bunun için de özellikle ülkemizde ilerici, yurtsever ve Aydınlanmadan-çağdaşlıktan-laiklikten yana tüm çevreler, yurttaşlar ortaklaşmalıdır.
Cumhuriyetin kuruluş değerleri ve demokrasinin evrensel ilkeleri ortak paydamızdır, daha doğrusu ortak paydamız olmalıdır. Bize göre; bu ortak paydada buluşabilen tüm çevreler, Cumhuriyetten ve demokrasiden yana olan tüm yurttaşlar; Cumhuriyetin ikinci yüzyılını çağdaş ve demokratik bir ortamda yaşayabilmeyi, önlerine temel hedef olarak koymalıdırlar.
SİSTEM VE DÜZEN SORUNU
Bugün ülkemizin en temel ve ivedi sorunu, var olan yönetim sisteminde düğümlenmektedir.
Getirilen tartışmalı sistemle, Cumhuriyetin temel değerleri örselenmiş ve ülkenin toplumsal genleri ile oynanmıştır. Öncelikle bu alanlarda sağaltım ve yeniden yapılandırma, toplumsal ve siyasal muhalefetin büyük buluşmasının ön adımları olabilir, olmalıdır. Doğrusu biz de böyle olmasını içtenlikle diliyor ve bekliyoruz.
Bu bağlamda, başta ana muhalefet CHP olmak üzere muhalefet partilerinin ve çevrelerinin önümüzdeki süreçle ilgili hazırlıklarını/çalışmalarını doğrusu çok önemsiyoruz. Farklı toplumsal kesimlerin ve muhalif çevrelerin temsilcilerinin işbirliği yaparak, bu çalışmalara katkı koyup destek vermeleri gerektiğini düşünüyoruz.
PARLAMENTER SİSTEM
Günümüzde toplumsal ve siyasal muhalefetin ortak paydası, iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter yönetsel sistem ve özgürlükçü çağdaş bir demokrasidir. Bu hedef etrafında en geniş kesimlerin iş ve güç birliği sağlanabilir. Cumhuriyet ve demokrasi değerleriyle örtüşen, çağdaş demokratik parlamenter sistemi hedefleyen bir program, muhalefet güçlerinin işbirliğiyle oluşturulup hayata geçirilebilir.
Bu program, öncelikle Cumhuriyeti tüm kurumlarıyla ve demokrasiyi tüm kurallarıyla yeniden inşa etmeyi amaçlamalıdır. Ülkenin ve halkın can alıcı sorunlarına çözümler getirmelidir. Bir başka temel mesele, ülkenin bozulan ekonomik ve sosyal dengelerinin halkçı bir anlayışla yeniden oluşturulmasıdır.
İKİNCİ YÜZYIL TEZLERİ
Son yıllarda ülkenin sınıfsal ve toplumsal ilişkilerinde, dar gelirli ve yoksul kesimler aleyhine büyük bozulmalar meydana gelmiştir. Gelir dağılımı adaletsizliği artmış, ekonomik ve sosyal sorunlar tırmanmıştır.
Siyasal muhalefet, “İkinci yüzyıl tezleri” bağlamında, bu sorunların çözümünü de gündemine almalıdır. Bu da ancak “sosyal devlet ve demokrasi” odaklı kamucu bir yaklaşımla mümkün olacaktır. Bu yaklaşım, aynı zamanda, Cumhuriyetin bütüncül “İkinci yüzyıl tezleri”nin önemli bir ayağı ve temel dayanağı olmalıdır.
Çağdaş ve demokratik Türkiye’nin yeniden inşası, en geniş muhalefet kesimlerinin Cumhuriyetin ikinci yüzyılı için temel hedefi olarak düşünülmelidir. İşte önerdiğimiz “İkinci yüzyıl tezleri”, bu büyük düşünsel ve eylemsel seferberliğin manifestosu olarak değerlendirilebilir. Bu önemli yıldönümünde, Cumhuriyetimizin 102. yaşını umutla, coşkuyla ve ülkemiz adına yeni beklentilerle karşılıyoruz. Dostlarımızın, okurlarımızın ve tüm halkımızın Cumhuriyet Bayramı’nı, en içten duygu ve düşüncelerle yürekten kutluyoruz.