Mehmet Şakir Örs

Mavi ve beyaz yakalılar

04 Şubat 2025 Salı

İktidarın oluşturmak istediği suni gündemlere karşı biz halkın gündemini yazmayı ve toplumsal muhalefetin önceliklerini, temel meselelerini irdelemeyi sürdürüyoruz. Siyasal muhalefetin de iktidarın sıkıştırdığı dar alandan hızla çıkarak halkın gündemine dönmesi ve odaklaşması gerektiğini düşünüyoruz.

Türkiye’de üretim ilişkileri değişiyor. Ücretli emeğin konumu farklılaşıyor. Emek dünyasına yeni katılan kurye, AVM ve çağrı merkezi çalışanı vb. toplumsal gruplar; “prekaryalaşma” ya da “proleterleşme” ikilemi ile yüz yüze geliyorlar. Bir başka ekonomik ve sosyal gerçeklik de özellikle iş hayatında ve toplumsal yaşamda “beyaz yakalılar” olarak tanımlanan kesimin etkinliğinin artmasıdır. Bu bağlamda; dünyada ve ülkemizde yaşanan ekonomik, sosyal ve siyasal gelişmeler, yeni bir ekonomi/ politik değerlendirmeyi zorunlu kılıyor. Zamanın ruhunu anlayabilmenin, toplumsal ve siyasal gelişmeleri doğru yorumlayıp yönlendirebilmenin yolu buradan geçiyor.

Kırsal kesim çözülüyor

Sosyolojik açıdan konuya yaklaşıldığında, temel karakteristiğin kentleşmenin belirgin biçimde öne çıkışı olduğunu görüyoruz. Toplumun aktif ve üretken kesimleri kentlerde toplanıyor. Bu kesimler, ekonomik, sosyal ve siyasal gelişmeleri de öncelikle belirler/etkiler ve yönlendirir hale geliyorlar.

Kentsel gelişimin öne çıkışı ve aktif nüfusun kentlerde toplanması, kırsal kesimin çözülmesini de beraberinde getiriyor. Uzun erimde doğal karşılana- bilecek bu süreç, plansız programsız, denetimsiz ve hedefsiz biçimde gerçekleştiğinden; üretimde, tarımda ve gıdada önemli sorunlara yol açıyor.

Üreticiler prekaryalaşıyor!

Kırsal kesimde yaşanan sorunların ortaya koyduğu en çarpıcı sonuç; tarımın kan kaybetmesi, üreticilerin ürettikleri ürünlerini değer fiyata satamamaları ve dolayısıyla üretimden çekilmeleri, kopmalarıdır. Bu durum, tarımsal alanda ve kırsal kesimde “prekaryalaşma” olgusunu da beraberinde getirmektedir.

Bir yandan kırsaldaki genç nüfus kentlere göçüp, yeni arayışlara yönelirken, tarımdaki nüfusun yaş düzeyi yükselmekte ve aynı zamanda tarımsal üretimden kopanlar birer “prekarya” haline gelmektedir! İngiliz iktisatçı Guy Standing’in ortaya attığı “prekarya” kavramı, belirsizliği ve güvencesizliği ifade etmektedir.

Ücretliler proleterleşiyor!

Kırsal kesimde böylesi gelişmeler yaşanırken zorunlu olarak kentlere gelen genç nüfus, doğal olarak başta yeni bir iş olmak üzere, yeni sosyal ve siyasal aidiyetlerin, kısacası yeni çözümlerin peşine düşmektedir. Bu durum, kentlerde yeni yaşam öykülerini ve yeni arayışları ortaya çıkarmaktadır. Yaşanan bu toplumsal gelişmeyi, ekonomi/politik açısından, hayata ve ekonomiye katılan gençlerin, emekçilerin ekonomik ve sosyal gerçeklerle karşılaşması, kısacası proleterleşmesi olarak tanımlamak yanlış olmayacaktır. Günümüzde “mavi yakalılar” ile “beyaz yakalılar”, hayatın ve üretimin içinde ister istemez ortaklaşmakta ve giderek proleterleşmektedir.

Bütün bu gelişmeler üretim ilişkilerini karmaşıklaştırmış ve sınıfsal konumlanmaları da farklılaştırmıştır. Artık üretimde etkin ve belirleyici olan “beyaz yakalılar” gerçeği vardır. Bunların sayısı ve ağırlığı, bilişim ve teknolojideki gelişmelere koşut olarak sürekli artmaktadır. Öyleyse emeği ve emek güçlerini tanımlarken bütün bu yeni gelişmeleri göz önüne almak zorundayız. Beyaz yakalılarla mavi yakalıların birlikteliğini savunmak, emek cephesini yeniden tanımlayıp daha güçlü biçimde tahkim etmek gerekiyor.

Yeni toplumsal kesimler

Ekonomik yaşama yeni katılan ücretli kesimler içinde saydığımız kurye, AVM ve çağrı merkezlerinde çalışanlar gibi hizmet sektörü emekçileri, iş yaşamında giderek daha etkili oluyorlar. Ekonomide yaşanan gelişmelere koşut olarak bu kesimler hızla büyüyor ve toplumsal mücadelede çok daha etkin bir konum kazanıyorlar. Bu gelişmeyi de kısaca, yeni ücretlilerin/ emekçilerin proleterleşmesi olarak ifade etmek doğru olacaktır.

Ayrıca, proleterleşen kesimler arasında mavi yakalılar ile birlikte artık beyaz yakalıları da saymak gerekiyor. Bilişimdeki, teknolojideki ve iş yaşamındaki değişimlere/gelişmelere koşut olarak emek mücadelesinde bu kesimin ağırlığı ve belirleyiciliği giderek artıyor. Bütün bu gelişmeler, toplumsal ve siyasal mücadele açısından yepyeni sorunları ama aynı zamanda yeni olanakları da beraberinde getiriyor. Emek ve demokrasi mücadelesinde saflar sıklaşıyor. Sol ve sosyal demokrat siyasetin, bütün bu yeni gelişmeleri derinliğine irdelemesi ve buradan yeni sonuçlar çıkarıp yeni yol haritaları oluşturması gerekiyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Mavi ve beyaz yakalılar 4 Şubat 2025

Günün Köşe Yazıları


En Çok Okunan Haberler