Mültecinin oy hali
Mine Söğüt
Son Köşe Yazıları

Mültecinin oy hali

06.07.2016 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Mülteciler..
Ya denizlerde ölüdürler; ya sandıklarda oy; ya da bütçelerde yük.
Bir savaştan kaçıyor olmaları ve o savaşın tekmesiyle başka insanların yaşadığı topraklara savrulmaları sadece gerçeği yeniden kurgulayan sanatı ilgilendirir.
Onlarla ilgili şiirler yazabiliriz, fotoğraflar, filmler çekebiliriz, romanlar, hikâyeler kurgulayabiliriz.
Ama iş saf gerçekliğe gelince...
Onlar insan olmaktan çıkarlar ve bir sayı olarak hayatın merkezine kurulurlar.
Savaş zengini olmaktan zerre utanmayan ve başkasının acısından nemalanıp kendine kâr çıkarmaya çalışan, her türlü gerçeği çarpıtan ve tüm başarısızlıklarını başarıymış gibi sunmayı kurnazlık sanan iktidarın son bombası Suriyeli mültecilere vatandaşlık vaadi.
Ülkeyi bir şirket gibi yönetmeyi marifet sanan birinin, kendini batırırken koca bir halkı da batırmayı göze alarak büyük hamlelere kalkışması ticari geleneğin kadim zaafıdır.
Duruma itiraz etmeyen, basireti bağlanmış halkların bu zaaflar yüzünden büyük yaralar alması da genetik bir mirastır.
O yüzden insanlık tarihi, yıkılan devletler ve yenilen hükümdarların ve o hengâmede telef olan nice halkların hikâyeleriyle yazılır.
Bizimki de şu an kendince bir tarih yazıyor.
En basit hesapla vatandaşlık vereceği Suriyeli nüfusun ona oy avantajı olarak döneceğini hayal ediyor.
İnsani ya da ahlaki bir yaklaşımla değil, sadece kâr zarar hesaplarıyla hem o halkın hem de kendi halkının kaderiyle yıllar boyu oynadı; hâlâ da oynuyor.
Savaşları çıkaranlar ve onlara taşeronluk yapanlar halkların hayatlarıyla oynama hakkını kendilerinde her zaman küstahça bulurlar.
Oysa o halklar...
Üşenmeseler de kaldırsalar şu koca koca şehirleri yerlerinden; kenara çekseler dev otobanları; geniş pazaryerlerini deşseler; meydanları altüst etseler...
Bugün üstüne kondukları medeniyetin; yani her şeyin ama her şeyin altına bir baksalar
Soyunu sürdürdükleri ölülerinin bu düzenin enkazı altında hâlâ yattığını ve onlara başlarına gelenleri ve gelecekleri anlattığını görecekler.
Hepimiz güneyden ya da kuzeyden, batıdan ya da doğudan savaş zamanı doğduğu topraklardan kaçan ya da sürülen sayısız insanın torunlarıyız.
Yaşadığımız yer şimdi vatan; ama aslında o da ırklar ve dinler gibi koca bir yalan.
Bu topraklar dün başkalarınındı, bugün bizim; yarın kim bilir kimin?
Bayram sabahı âdettendir mezarlar ziyaret edilir. Siz de bu bayram dedelerinizin ve nenelerinizin ve onların annelerinin ve babalarının ve onların da annelerinin ve babalarının kayıp mezarlarını ziyaret edin.
Atalarınızın bildiğiniz ya da tahmin ettiğiniz hayat hikâyeleri üzerinden bugün yanı başınızda yaşananları bir daha düşünün.
Siz baba tarafından nerelisiniz? Anne tarafından nereli? Kaç kişi ailenizden savaşlarda öldü ya da esir edildi? Kayıplar; göç yolunda yitirilenler; yaşadıklarına dayanamayıp delirenler? Mübadeleler, sürgünler, sefillikler?
İzini kaybettiğiniz ya da trajedisini dinleyerek büyüdüğünüz büyükleriniz, doğumlarıyla ölümleri arasında onca yolu neden, niçin ve ne pahasına gittiler?
O yollarda neleri yitirdiler?
İnsanın çoğalma biçimi bu. Birbirini öldürerek ve bir diğerine zulmederek, yani hep eksilerek çoğalıyor. Her seferinde aynı çirkin tarihi yazıyor.
Ne inancı sabit, ne dili, ne ten rengi; sadece fikri sabit ve tehlikeli.
Hepimiz kılıç artığıyız ama yine de kendimizi bir diğerinden farklı sanmaktayız.
Şimdi uzaktan baktığımız ve başkaları sandığımız sayısız mültecinin aramıza karışmasına ve hayatlarınızı aralayıp kendilerine alan açmasına insani açıdan olumlu baksak da, politik açıdan karşı çıkmaktayız.
Evet, aslında haklıyız.
Bugün iktidar gerçekten bu ülkede büyük bir hile yapmakta ve savaş sürgünü onca insanın hayatı üzerinden çirkin ve tehlikeli bir politik kumar oynanmakta.
Ama bu kumarı engellemenin yolu mültecileri kendi hayatlarımızdan uzak tutmak değil, mevcut iktidarı hayatımızdan çıkarmak.
Ve bizi, başkalarından farklı ve her zaman haklı olduğumuza inandıran savaşın, iktidar aracılığıyla vicdanımızı dilediği gibi eğitmesine zinhar izin vermemek .

Yazarın Son Yazıları

Yanık saraylar

Yanık saraylar

Devamını Oku
04.08.2021
Patron çıldırdı

Patron çıldırdı

Devamını Oku
30.07.2021
‘O kadar istiyorsan eve bir mülteci al besle’

‘O kadar istiyorsan eve bir mülteci al besle’

Devamını Oku
28.07.2021
Vatandaşın evi

Vatandaşın evi

Devamını Oku
23.07.2021
Mültecinin evi

Mültecinin evi

Devamını Oku
21.07.2021
Atinalı Sokrates’ten Boğaziçili direnişçilere

Atinalı Sokrates’ten Boğaziçili direnişçilere

Devamını Oku
16.07.2021
Sizin hiç silahınız çalındı mı?

Sizin hiç silahınız çalındı mı?

Devamını Oku
14.07.2021
Uçağın kadar konuş!

Uçağın kadar konuş!

Devamını Oku
09.07.2021
Merve’nin kaderi ve bizim kaderimiz

Merve’nin kaderi ve bizim kaderimiz

Devamını Oku
07.07.2021
‘Ben Aziz Nesin...’

‘Ben Aziz Nesin...’

Devamını Oku
02.07.2021
Çocuk tacizinin önlenemeyen devamlılığı

Çocuk tacizinin önlenemeyen devamlılığı

Devamını Oku
30.06.2021
Her şey ‘gerçekten’ çok güzel olsun diye...

Her şey ‘gerçekten’ çok güzel olsun diye...

Devamını Oku
25.06.2021
O çocuklar sizi hiç sevmeyecekler

O çocuklar sizi hiç sevmeyecekler

Devamını Oku
23.06.2021
Katil belli, refleks belli, sonuç belli

Katil belli, refleks belli, sonuç belli

Devamını Oku
18.06.2021
Gazeteciliğin karanlık yüzü

Gazeteciliğin karanlık yüzü

Devamını Oku
16.06.2021
‘Hadi’ ama kime hadi?

‘Hadi’ ama kime hadi?

Devamını Oku
11.06.2021
Mafyayı bilmek ve mafyayı anlamak

Mafyayı bilmek ve mafyayı anlamak

Devamını Oku
09.06.2021
‘Ne oldu? Öldürdün mü?’

‘Ne oldu? Öldürdün mü?’

Devamını Oku
04.06.2021
‘O zaman şarkı söylemek lazım avaz avaz!’

‘O zaman şarkı söylemek lazım avaz avaz!’

Devamını Oku
02.06.2021
Neyi bekliyorsunuz?

Neyi bekliyorsunuz?

Devamını Oku
28.05.2021
Kimin lehi, kimin aleyhi?

Kimin lehi, kimin aleyhi?

Devamını Oku
26.05.2021
Mafyanın ve iktidarın selameti, ülkenin kıyameti

Mafyanın ve iktidarın selameti, ülkenin kıyameti

Devamını Oku
21.05.2021
Gençliğe hitabe

Gençliğe hitabe

Devamını Oku
19.05.2021
Sen de vaat edilmiş, ben diyeyim işgal edilmiş

Sen de vaat edilmiş, ben diyeyim işgal edilmiş

Devamını Oku
14.05.2021
Devlet, mafya ve siyaset üçgeni değil, dairesi

Devlet, mafya ve siyaset üçgeni değil, dairesi

Devamını Oku
12.05.2021
Çocuklarımızın ismini neden Deniz koymuştuk biz?

Çocuklarımızın ismini neden Deniz koymuştuk biz?

Devamını Oku
07.05.2021
Temel ihtiyaçlar listesi

Temel ihtiyaçlar listesi

Devamını Oku
05.05.2021
Beş maymun* ve bir toplum

Beş maymun* ve bir toplum

Devamını Oku
30.04.2021
İnsanlığın aydınlık ve karanlık yüzü

İnsanlığın aydınlık ve karanlık yüzü

Devamını Oku
28.04.2021
Bugün 23 Nisan, öfke doluyor insan!

Bugün 23 Nisan, öfke doluyor insan!

Devamını Oku
23.04.2021
Burada yazar ne demek istemiştir?

Burada yazar ne demek istemiştir?

Devamını Oku
21.04.2021
Geçmiş olsun Ahmet Altan

Geçmiş olsun Ahmet Altan

Devamını Oku
16.04.2021
‘Patates soğan, güle güle Erdoğan’

‘Patates soğan, güle güle Erdoğan’

Devamını Oku
14.04.2021
‘Darbe’nin kelime anlamı ve bizim için anlamı

‘Darbe’nin kelime anlamı ve bizim için anlamı

Devamını Oku
09.04.2021
Günün mönüsü: Emekli amiraller

Günün mönüsü: Emekli generaller

Devamını Oku
07.04.2021
Geniş kalçalı ve çok memeli kadın tanrılar

Geniş kalçalı ve çok memeli kadın tanrılar

Devamını Oku
02.04.2021
Kokain cesareti

Kokain cesareti

Devamını Oku
31.03.2021
İktidarın yüzüncü yıl fantezisi belli, peki ya sizinki?

İktidarın yüzüncü yıl fantezisi belli, peki ya sizinki?

Devamını Oku
26.03.2021
Bizi öldürenlerin ülkesi

Siyasi başarısını;

Devamını Oku
24.03.2021
Tek parti, tek akıl, tek uçurum

Tek parti, tek akıl, tek uçurum

Devamını Oku
19.03.2021