Dış politikada hakikat ötesinin tiyatrosu - Namık Tan
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Dış politikada hakikat ötesinin tiyatrosu - Namık Tan

13.07.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bir önceki yazımda, bükülen hakikatin kurguladığı “yeni gerçeklerle” yaşamaya zorlandığımıza işaret etmiştim. Evet, ne yazık ki artık bilinçli şekilde tezgâhlanmış hakikat ötesi bir siyasal ortamı yaşıyoruz. 

Bu defa, Türkiye’nin dış ilişkilerine bakarak konuyu somutlaştıracağım. Örnek olayımız, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın birkaç hafta önceki televizyon programında yaptığı açıklamaları olacak. 

Fidan, açıklamalarında temsiliyet iddiasını üstlendiği “medeniyetçi” dünya görüşünün ve milliyetçi-mukaddesatçı ideolojinin örneklerini verdi. Doğal olarak bu düşünce dünyasında parti (AKP) ile devlet bütünleşerek, “parti devleti”nde somutlaşıyor. 

Teksesli, demokrasiye kapalı, biat ve itaate dayalı bu koşullanma otoriter liderde somutlaşıyor. “Sayın cumhurbaşkanımızın vizyonu ve liderliği...” sözünün sıkça  tekrarlanması bu gerçeklikten kaynaklanıyor. Bildik öykünün usandırıcı ezberi basit: “Bize Batı’nın ilmi, fenni lazım; medeniyetimiz bize yeter”. İşte zihnimize işlenen bundan ibaret.

Türkiye’nin dış politikasını emir-komuta esasına bağlanmış, sorgulamaya ve eleştiriye kapalı, otoriter ve güvenlikçi bir yapıya dönüştürmeye azimli olunduğu görünüyor.

YARATILAN ALGI

Fidan’ın, Türkiye’nin önemli dış politika sorunlarına temastan kaçındığı, hamasetle süslenmiş soru ve yanıtlardan ortaya çıkıyor. Nitekim, Fidan’a önemli sorular yöneltilmedi, arka planda bir “strateji dehası”nın konuştuğu algısı yaratılmaya çalışıldı.

Fidan, liberal demokratik sistemin otoriter rakibi BRICS’i “alternatif ekonomik platform” şeklinde niteledi. Bu çok yanıltıcı bir kurgu. Sanayileşmiş liberal demokrasilerin kurduğu G7’yi “medeniyet alanı” olarak tanımlarken buradaki kurucu değerin liberal demokrasi olduğunu unutuverdi. Fidan’a göre NATO “askeri bir örgüt”. Halbuki NATO demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerine bağlı devletleri birleştiren müşterek güvenlik örgütüdür. NATO’da kararları siyasi liderler Kuzey Atlantik Konseyi’nde alırlar. Fidan’ın, AB’nin demokrasi, çoğulculuk ve insan haklarına dayalı kıstaslarını da kabullenemediği anlaşılıyor. Bu hakikat bükücülük “Türkiye’nin temsil ettiği dünya” iddiasını yüceltiyor, bizi el çabukluğuyla siyasal İslamcı, medeniyetçi, ötekileştirici bir zihinsel alana hapsediyor.

İMAJ ÇALIŞMASI VE SAVAŞ KARTI

Filistin’de büyük acılar yaratan olayları “büyük savaş ya da büyük barış” imkânı olarak niteleyen Fidan’ın “üçüncü dünya savaşı”ndan bahsetmesinin basiretsizliği ortada. “Dünya savaşı” hamasetini Ukrayna’da umduğunu bulamayan Rusya’nın ürettiğini biliyoruz. O halde, Fidan bu açıklamasıyla Rusya’ya destek kartı mı açtı? Fidan, MİT Başkanlığı döneminde ABD ve Rusya istihbarat başkanlarının Ankara’da buluşmasında “nükleer silaha başvurulmayacağı” anlaşmasına vardıklarını ekledi. Böyleyse, “üçüncü dünya savaşı” öngörüsü neye dayanıyor? Bu çelişkiler bir yana, programın asıl amacı Fidan’ın imajını “geleceğin lideri” olarak parlatmak olabilir. Nitekim araya sıkıştırılan yapay zekâ ve insanlığın geleceği, “I Ching” kitabının felsefi açılımları ile MİT Başkanlığı hatıratı karşımızdaki “liderin” donanımını parlattı.

Olanların basit açıklaması şu olabilir: Fidan, İletişim Başkanlığı gibi, iç ve dış politikada gerçekleri bükerek değiştiren, popülist ve otoriter, hakikat ötesi söylemi seslendiriyor. Bu rolün gereği, Türkiye’yi antidemokratik, katı güvenlikçi esaslara dayalı, otoriter bir kalıba sokmaktan ibaret. Dışişleri Bakanlığı’nda başlattığı “reform” görünüşlü düzenlemeler bunun ötesinde anlam ve içerik taşımıyor.

Halbuki sorgulanmasa da Fidan’ın güncel can alıcı dış sorunları açıklamasını istemek hakkımız  değil mi?

ASIL YANITLANMASI GEREKENLER

Örneğin, Suriye’deki en büyük başarımız, Esad rejimi ile muhalifler arasındaki çatışmanın dondurulmasından mı ibaret? AKP’nin dış politika başarıları listesinde ilk sıradaki bu derdi başımıza açmanın hesabını kim, nasıl verecek? 

Libya’yla 27 Kasım 2019’da imzalanan anlaşmaya rağmen Türkiye neden münhasır ekonomik bölge ilan edemedi? 

Doğu Akdeniz’de hidrokarbon aramaları AB’nin yaptırım tehdidiyle mi terk edildi?

Irak’taki somut başarılarımız nelerdir? 

Mısır’dan, Suudi Arabistan’dan ve BAE’den neler kazandık? 

“Taliban inancıyla farkımızın olmadığı” Afganistan’dan göçmen akını ne durumda? 

Sınırlarımız korunuyor mu? 

Somali’deki maceralarımız ne durumda? 

Filistin’de garantörlük planına ne oldu? Filistin halkını neden koruyamadık? 

Dışişleri Vakfı hangi rant getirici faaliyetleri planlıyor? Bakanlık kadrolarını siyasileştirmek Türkiye’nin hangi çıkarlarına hizmet etti? 

ABD’yle ilişkilerimiz NATO ortaklığına ve Suriye’de karşıtlığa mı indirgendi? 

CAATSA yaptırımları ne durumda? F-16 alımı neden 2028’den önce olamayacak? 

F-35 programından atılmamızla sonuçlanan S-400 alımından ne kazandık? 

Akkuyu’nun sahibi kimdir? Türkiye, Rusya’nın güdümünde midir?

GEÇİŞTİRİLEN SORULAR 

Kıbrıs meselesinde neredeyiz? 

Ege’deki haklarımız ne durumda? 

Ermenistan’la neden normalleşemiyoruz?

HAMAS, “Kuvayi Milliye” midir? 

“Medeniyet projemizle uyumlu” Şanghay işbirliği Örgütü’ne ve BRICS’e kaç vakte kadar üye oluruz? 

G7 bir “medeniyet alanı” ise üyesi olduğumuz G20 nedir?

AB’yle “Gümrük Birliği” neden güncellenmiyor?

Vize serbestisine ne oldu? Vatandaşlarımızın vize çilesi “Türkiye Yüzyılı”nın “yerli ve milli” vizyonuyla örtülüyor mu? Türk pasaportları Avrupa’da neden itibarsız?

Türkiye’nin Avrupa Konseyi’ne ve AİHM’ye meydan okuması, hukuk devletini tepetaklak etmesi, AYM’nin itibarsızlaştırılması kime yaradı?

Son soru: Bu sorunlar sessizce geçiştiriliyor ve alakasız konular üzerinden ahkâm kesiliyorsa, siz başarılı bir dışişleri bakanı olabilir misiniz? Değilseniz, göreviniz hakikati bükerek yeniden kurgulayan bir tiyatro çalışmasına mı yöneliktir?

Yazarın Son Yazıları

Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025
Kemalizm karşıtlığının maskesi - Tunay Şendal

Türkiye, 10 Kasım’ın manevi ağırlığı altında, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına yönelik tartışmaların bir kez daha alevlendiği bir kırılma anına tanık olmuştur.

Devamını Oku
19.11.2025
Gözden gönüle akan bir aydın - Mücteba Binici

Veteriner hekim Nihat Köse ile ilk karşılaşmamız, 1988 yılının ağustos ayında Samsun Sahra Sıhhıye Askeri Okulu’nda başladı.

Devamını Oku
19.11.2025
İhanet ve gerçekler - Doğu Silahçıoğlu

1914-1918 Birinci Paylaşım Savaşı’nda İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan işgaline uğrayan Anadolu; Mustafa Kemal önderliğinde başlatılan Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı döneminde, ardında yayılmacı sömürgecilerin ve Saray’ın durduğu ihanet dolu bir sürece sahne oldu.

Devamını Oku
18.11.2025
Kavramların sosyal yaşamdaki etkisi - İsmail Doğan

İnsanlık bir arada yaşamaya başladığı andan itibaren sosyalleşme doğal bir gereksinim olarak ortaya çıkmıştır.

Devamını Oku
18.11.2025
Masumiyet karinesi - Suna Türkoğlu

Hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan “masumiyet karinesi” veya “suçsuzluk karinesi”, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” hükmü ile pozitif hukukta da yer almaktadır.

Devamını Oku
17.11.2025
Çalışma yasalarında değişim gerekli mi? - Dr. Engin Ünsal

Yasalar da canlılar gibi zamanla yaşlanır ve işlevini yapamaz duruma gelir.

Devamını Oku
17.11.2025
KKTC 42 yaşında! - İhsan Tayhani

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 15 Kasım 1983’te dünyaya gelenler, şimdi 42 yaşındalar ve onlar, anne ve babalarından farklı olarak özgürlüklerinin güvencesi olan bir Cumhuriyetin kucağına doğdular.

Devamını Oku
15.11.2025
Erken yaşta okur yetiştirmek - Prof. Dr. Sedat Sever

Edebiyat yapıtları, Montaigne’in belirlemesiyle, “Bizim kendimizin dışına, ötemize gitmemize” kılavuz olan estetik birer uyarandır.

Devamını Oku
13.11.2025
Sosyalizm ve cumhuriyet - Kaan Eroğuz

Neoliberal küreselleşmenin 40 yılı aşkın sürede yarattığı tahribat...

Devamını Oku
13.11.2025
Hukuk devleti mi, yargı devleti mi? - Av. Erol Türk

Hukuk devleti herkesin, devleti yönetenlerin de hukuka bağlı olduğu, hukukun üstünlüğünü ve temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan devlettir.

Devamını Oku
12.11.2025
Ankara Hukuk Fakültesi 100 yaşında - Av. Ahmet AKGÜL

5 Kasım 1925 tarihinde, ilk TBMM binasının toplantı salonunda yapılan törende Ankara’da leyli (yatılı) – nehari (gündüzlü) bir hukuk mektebi açılmıştı.

Devamını Oku
12.11.2025
Onlar daha çocuktu… - Şükrü KARAMAN

Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde merdiven altı parfümeri imalathanesinde meydana gelen patlamada üçü çocuk altı emekçi...

Devamını Oku
12.11.2025
Efsanevi bir dönemin sonu - Doç. Dr. Hüner Tuncer

10 Kasım 1938 tarihi, tarihte hiç kuşkusuz bir dönüm noktasıdır! Bu tarihle birlikte Türkiye’de efsanevî bir dönem sona ermiştir. Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren gözlerini her gün yeni bir masala, gerçekleşmesi olanaksız gibi görünen yeni bir düşe açan Türk ulusu, bundan böyle hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağının ayırdına varmaya başlayacaktır.

Devamını Oku
11.11.2025