Olaylar Ve Görüşler

Düzce depreminin ardından - Prof. Dr. Kaya ÖZGEN

02 Aralık 2022 Cuma

23 Kasım 2022 tarihinde, Düzce ilimizde Gölyaka ilçesi merkezli, 5.9 büyüklüğünde deprem oldu. Deprem başta İstanbul olmak üzere çevre illerde de hissedildi. Orta büyüklükteki deprem nispeten az hasarla atlatılmış olmasına karşın konu bir kez daha ülke gündemine geldi. 

Deprem bölgesindeki konut stokunun çoğunun 1999 Marmara depremi sonrası yapılan yeni binalar olmasının hasarların sınırlı kalmasında ve göçme yaşanmamasında belirleyici olduğu anlaşılıyor; buna karşın yine de yeni yapılan kamu binalarındaki aşırı hasarlar düşündürücü...

İMAR AFLARI!

Yaşanan deprem, her depremde olduğu gibi derslerle doludur. Bu bağlamda 1998 ve sonrasındaki deprem yönetmeliklerinin önem ve gereği açık bir şekilde ortaya çıktı. Şöyle ki ülkemizde bugünkü anlamda ilk deprem yönetmeliği 1969’da çıkarıldı. Yaşanan depremler ve gelişen bilgilerin ışığında belirlenen yetersizlikler nedeniyle 1975, 1998, 2007 ve 2018 tarihlerinde, güvenlik artırıcı yönde, kapsamlı değişikliklerle yenilendi. Bu bağlamda 1998’den önce yapılan binaların çoğunun sorunlu olduğu kabul edilmektedir. Dahası geçmiş dönemlerin bilinen beton yetersizlikleri ve düz donatı kullanımı söz konusu sorunları daha da artırmaktadır. Ayrıca binaların oturtulacağı zemin yapısının belirlenmesi ve buna uygun temel sistemi oluşturulması uygulaması da ancak 1998 tarihli deprem yönetmeliği sonrasında hayata geçirilebilmiştir. Zeminle uyumlu olmayan temel sistemlerinin 17 Ağustos 1999 depreminde başta gelen hasar ve göçme nedenlerinden biri olduğu bilinmektedir.

Binaların büyük bölümünde hiçbir belge ve hesaba dayanmadan gerçekleştirilen proje dışı yapılanmalar ve eklentiler, kaçak kat/katlar da yapısal güvenliği önemli ölçüde zedelemektedir. Öyle ki sık sık deprem olmadan da binaların göçtüğü bilinen bir gerçektir.  Bu bağlamda tutarlı hiçbir tespit ve belgeleme yapılmadan, mal sahiplerinin beyanlarına dayalı olarak çıkarılan imar afları da yapı stokunun sorunlarını daha da artırmaktadır.

İSTANBUL

Yaşanmış deprem İstanbul’un durumunun değerlendirilmesi gerek ve zorunluluğunu bir kez daha gündeme getirdi. İstanbul’daki konut stokunun yoğunluğu yanında 1998 öncesi yapılan eski binaların sorunları daha da artırdığı bilinmektedir. İyi niyetle çıkarılmış olsa da kentsel dönüşümün kısa sürede rantsal dönüşüme evrilerek amacından saptırıldığı gözlenmektedir.

17 Ağustos 1999 depreminde, depremin merkez üssünden 130 km uzakta olmasına karşın kentte yaşanan sorunlar durumun vahametini açıkça ortaya koymuştur. Artık hiç zaman geçirmeden, bir tür seferberlik ilanıyla harekete geçilmesi zorunlu görünüyor. Bu doğrultuda kentteki eski binaların taranması ve yetersizliklerin belirlenmesi gerekiyor. Bu kapsamda başta meslek odaları (mimarlar, mühendisler) ve ilgili üniversitelerden destek alınması zorunlu. 

Sözü edilen taramalar sonunda belirlenecek olası yetersizliklerin ışığında, aşırı sorunlu olanlar bir yana büyük bölümü ile kısa vadede gerçekleştirilecek yerel müdahalelerle, hiç olmazsa can kayıplarının en aza indirilmesi sağlanabilir.

PROF. DR. KAYA ÖZGEN

YÜKSEK İNŞAAT MÜHENDİSİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları