Eğitimde son aşama akademik yozlaşma - Prof. Dr. Osman İnci
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Eğitimde son aşama akademik yozlaşma - Prof. Dr. Osman İnci

21.10.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Üniversite, inşa edilmiş akıl ve bilimdir. Üniversitenin mantığı akılcılıktır ve bilgeliğin mabedi olarak da tanımlanır. Üniversite aynı zamanda bir değerler bütünüdür. Bu değerler öğrencilerin ve öğretim üyelerinin ürettikleri (buluş, patent, araştırma, yöntem, makale, kitap vb.) eserler ile ölçülür. Ülkemizde artık akademik değerler önemini yitirdi. Öğretim üyesi unvanları, bilimsel araştırmalar, yazılan kitaplar ve yayınlar, bilimsel toplantılar önemini kaybetti. Yükseköğretimde Akademik değersizleşme son noktada artık.

Yozlaşma; özünden uzaklaşmak, bozulmak, niteliklerini yitirmek anlamında kullanılır. Olumsuz değişim, işlevsizlik ve çöküşü anlatmak için de kullanılır. Türk üniversiteleri son dönemlerde hızla çöküşe gitmekte. Akademik değerlerden (özerklik, özgürlük, etik, liyakat, bilimsellik, nitelik, serbesti vb.) ne kaldı? Cumhuriyet döneminde üniversiteler bu düzeyde yavanlaşmamıştı... Yükseköğretim adeta yere çakıldı.

LİYAKATSİZLİK ARTTI

Sayılara boğulduk; halen 204 üniversite ve 4 meslek yüksekokulu, yaklaşık 40 profesör, 26 bin civarında doçent, 46 bin doktor öğretim üyesi var. Son 20 yılda öğretim üyesi sayısı 2.9 kat arttı. Bu yıl toplam 6.85 milyon öğrencimiz var. Üniversiteler liselerin devamı oldu adeta.

Her yıl lise mezunları kadar kontenjan açılmakta. Peki her lise mezununu üniversite mezunu mu yapacağız? Üniversitelerde nitelik durumu nedir? Diplomaların bir değeri kaldı mı? Akademik unvan ve diploma sahteciliği ayyuka çıktı. Sahte profesör, hukuk fakültesi dekanlığı ve rektör yardımcılığı yaptı. Sahte belgelerle yüzlerce profesör ve doçent atandığı haberlere yansıdı.

“Cahilin ferasetine güveniyorum” diyen rektör yardımcısı YÖK Denetleme Kurulu üyesi olarak atandı. “Deve sidiğinin faydaları”nı anlatan profesör, rüyasında Allah’ı, peygamberi gördüğünü söyleyen doçent, cep telefonunun Nuh peygamber tarafından kullanıldığını söyleyen öğretim üyesi... Bu örneklerin sayısı sanıldığından fazla.

Hastanesi olmayan “vakıf tıp fakülteleri” kuruldu. Hastane kurmaları için önce 2+1 yıl, sonra iki yıl daha (toplam beş yıl) süre tanındı, süre doldu ve 17 tanesinin hâlâ hastanesi yok! Ancak profesör ve doçent unvanı dağıtıyorlar. Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nin sekiz tıp fakültesi var, adeta fabrika gibi profesör üretiyor.

Kemal Gözler Hoca’mız, 22 hukuk fakültesi dekanının hukukçu olmadığını belgeleriyle açıkladı, ilahiyatçı, veteriner, maliyeci, ziraatçı dekanlar hukukçu yetiştiriyor. Oysa fakültelerde dekan yalnızca idari kişi değildir, aynı zamanda kurum kimliğini temsil eder. Anadolu’da bir üniversitenin yedi fakültesi var ancak dekan olarak atanacak profesörü yok. Bu yedi dekanlığa rektör vekalet etmekte. Burada eğitim olur mu?

BİAT VE SADAKAT ATAMALARI

Şaibeli, yağmacı, yırtıcı dergilerde para karşılığı yapılan yayınlarla doçent ve profesör olanlar da yaygın. Türkiye bu dergilerde yayın yapan ülkeler arasında dünya üçüncüsü, bu dergi editörler arasında ise dünya ikincisi.

Bu unvanlar alınırken ve bu kişiler atanırken liyakat ölçütü yok denecek düzeyde. Ayrıca kadrolaşma diye tanımladığımız siyasi görüşte olanları, biat ve sadakati esas alarak atama sınır tanımıyor. Özellikle siyasi kadrolaşma, nitelikli akademik kadro yetişmesinin kökünü kazımak demektir. Adrese teslim ilanlarda adayın tek çalışması yazılıyor. Akademisyen sayısı sınırsız artarken kayırılan kişiler liyakat aranmaksızın aile büyükleri tarafından korunuyor. Kızına, oğluna, damadına vs. yakınlarına kadro açan ve mülakatta yüksek puan vererek hak edenleri eleyen yakınlarını atayan rektör ve dekanlar saymakla bitmez.

BİLİMSEL YAYINLARDA SAHTECİLİK

Doçentlik için gerekli yabancı dil puanları düşürüldü; yurtdışı yabancı dil kurslarına katılanlara süreli denklik verildi. Yabancı dil kurslarına devam ettiğiniz belgesini gösterirseniz yabancı dil sınavından geçtiniz! Doktor öğretim üyeliği atamalarında dil koşulu kaldırıldı. Yüksek lisans ve doktora tezi yazım şirketleri kuruldu. Bilimsel yayınlarda sahtecilik gündelik yaşama dönüştü.

Siyaset, biat ve sadakat kadrolaşması doğrudan atanan rektörlerle başladı. Rektörlerin çoğunluğu siyasi veya siyaseten getirilmiş kişiler. 2021’de yapılan incelemede 73 rektörün uluslararası yayını olmadığı, yayını olan 71 rektörün yayınlarına hiç atıf yapılmadığı belgelendi. 2025 Ekim ayı çalışmasında bazı rektörlerin Web of Science’ta (bilim ağı) kaydı dahi yoktur.

Böylesine bir akademik ortamda kimin sahte diplomalı, kimin sahte unvanlı olduğu ciddi olarak araştırılmıyorsa, umurlarında değil demektir. Oysa ciddiyetle ele alınmazsa son 20-25 yılda yaşanan akademik yozlaşma net olarak anlaşılamaz. YÖK, üniversitelerarası kurul ve yargı gerekli işlemleri hemen yapmalı. Göstermelik soruşturmalar ile geçiştirilirse akademik çürümeye gideriz. Üniversiteler ülkeye insan yetiştiren kurumlardır, gereği yapılmazsa büyük bedeller öderiz.

PROF. DR. OSMAN İNCİ

ESKİ TRAKYA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ

İlgili Konular: #eğitim

Yazarın Son Yazıları

Askeri hastanelerin yeniden açılması - Dr. Süleyman Kalman

Sıkça gündeme gelen askeri hastanelerin yeniden açılması yönündeki tartışmalar, yalnızca yönetsel bir düzenleme sorunu değil, görünüşte ani ama belki de “bile bile” yapılmış bir yanlıştan dönmenin ve silinmeye yeltenilmiş Cumhuriyetin sağlık belleği ile kurulan ilişkinin de bir göstergesidir.

Devamını Oku
30.12.2025
Barış üzerine bir deneme - Av. Ekrem Demiröz

Savaş kabadır, çirkindir ve acımasızdır.

Devamını Oku
30.12.2025
Yeni bir toplumsal yalnızlık - Dr. Alper Demir

Türkiye’de son yıllarda yaşanan siyasal gerilimler, derinleşen kutuplaşma ve kamusal alanın giderek daralması, artık yalnızca güncel siyasetin değil, toplumsal yapının kendisinin sorgulanmasını zorunlu kılıyor.

Devamını Oku
29.12.2025
Yıl biterken... - Erol Ertuğrul

23 yıldır Türkiye hak etmediği acıları yaşıyor.

Devamını Oku
28.12.2025
Su kıtlığına doğru... - İsmail Özcan

Herkesin bildiği üzere yaşadığımız dünyanın insanlar ve tüm canlılar için olmazsa olmaz iki büyük nimetinden biri hava, diğeri sudur.

Devamını Oku
27.12.2025
Mustafa Kemal’in Ankara’ya gelişi: Kızılca Gün - Hüner Tuncer

Birinci Dünya Savaşı sonucunda Osmanlı topraklarını Avrupa devletleri arasında paylaştıran Mondros Ateşkes Antlaşması sonrasında, Mustafa Kemal’in öncelikli düşüncesi, “ulusal birlik” düşüncesiydi.

Devamını Oku
27.12.2025
Devlet geleneği, demokrasi ve vicdan - Halil Sarıgöz

Dün İsmet İnönü’yü aramızdan ayrılışının 52’nci yılında andık..

Devamını Oku
26.12.2025
‘Asgari’ sömürü - Aydın Öncel

Aralık ayının son günlerinde yaşanan “asgari ücret” tartışmalarında gelenek bu yıl da bozulmadı!

Devamını Oku
25.12.2025
İBB davasında yargılama süresi - Hikmet Sami Türk

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) hakkındaki yolsuzluk iddianamesiyle İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 12.12.2025’te başlayan ve ilk duruşmasının 9 Mart 2026 günü yapılmasına karar verilen davada hedeflenen yargılama süresi, mahkeme tarafından en çok 12 yıl 6 ay olarak belirlendi.

Devamını Oku
24.12.2025
Menemen Devrim Şehitleri Anıtı ve Cumhuriyet -

Yunus Nadi: “Kubilay timsalini taziz için ne yapsak yerinde olacağına şüphe yoktur.

Devamını Oku
23.12.2025
Kubilay olayının anlattıkları - Osman Selim Kocahanoğlu

23 Aralık 1930 salı günü, Menemen’de insanlık tarihi- nin en hunhar cinayetlerinden bi- ri işlendi.

Devamını Oku
23.12.2025
Cumhuriyetimizin vazgeçilmez değeri - Azmi Kişnişci

“Eşitlik”, Cumhuriyetin yalnızca hukuki bir ilkesi değil; toplumsal yaşamımızın adalet duygusunu ayakta tutan temel dayanaklarından biridir.

Devamını Oku
22.12.2025
Büyüyen eşitsizlik, yaygınlaşan yoksulluk - Sıtkı Ergüney

Ekonomide; fiyatlar genel düzeyindeki; artış “enflasyon”, gerileme “deflasyon”, duraklama ile birlikte yaşanan artış da “stagflasyon” olarak tanımlanır.

Devamını Oku
20.12.2025
Yenilmezlikler ve dokunulmazlıklar - Cengiz Kuday

Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir.

Devamını Oku
20.12.2025
Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma - Prof. Dr. Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025