Eski bir "Yeni" Hesaplaşma - Doç. Dr. Kemal ÇİFTÇİ
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Eski bir "Yeni" Hesaplaşma - Doç. Dr. Kemal ÇİFTÇİ

09.08.2020 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olarak adlandırılan döneme kadar, Abdullah Gül tarafından 1, Recep Tayyip Erdoğan tarafından 3, Ahmet Davutoğlu tarafından, 7 Haziran 2015 genel seçimlerinden sonra geçici hükümet dahil 3 ve Binali Yıldırım tarafından 1 adet Cumhuriyet Hükümeti kurulmuştur. AKP hükümet programlarına bakıldığında, Abdullah Gül tarafından TBMM’de okunan 58. hükümet programında ...Cumhuriyetimizin kurucusu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere gösterdiği muasır medeniyet seviyesini aşma hedefi atacağımız adımların dayanacağı temel olacaktır” denilmekte, hükümetin eğitimde temel hedefinin, büyük önder ATATÜRK’ün özdeyişinde ifadesini bulan fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirmek” olduğu ifade edilmektedir. TBMM’de 59, 60 ve 61. Hükümet programını okuyan Erdoğan okumaya, ...başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, ‘muasır medeniyet’ yolunda bu büyük millete hizmeti geçen, eser bırakan, taş üstüne taş koyan, bütün devlet ve siyaset adamlarına teşekkürü borç biliyorum” şeklindeki sözleriyle başlamıştır. Erdoğan, Atatürk’ün yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesine uygun olarak ve ülkemizin tarihi ve stratejik konumu gereği Türkiye’nin güçlü bir milli savunma sistemine sahip olmasının temel politikası olduğunu da ifade etmiştir. TBMM’de 65. hükümet programını okuyan ve 29 Mayıs 2016’da güvenoyu alan son başbakan” Binali Yıldırım bile hükümet programını okumaya, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere, büyük millete hizmeti geçen, eser bırakan, taş üstüne taş koyan bütün devlet ve siyaset adamlarını şükranla anıyorum” ifadeleri ile başlamıştır.

AÇIKTAN HESAPLAŞMA

Genel dünya görüşleri aynı kaynaklardan beslenen kişiler içinde Erdoğan, Gül ve Yıldırım’ın -uygulamada neredeyse hiç karşılık bulmamasıyla beraber-; hükümet programlarında çeşitli Atatürk vurgularının yapıldığını fark ediyoruz. Fakat Davutoğlu’nun programlarında bu göstermelik vurguların bile yapılmadığını görüyoruz.

Davutoğlu’nun, 6 Eylül 2014’te güvenoyu alan birinci hükümet programında .. Atatürk Kültür Merkezi-Kızılay Metro hattını da inşa ederek”, Atatürk ve Keban barajlarını karayoluyla geçilir hale getireceğiz”, “İstanbul Atatürk Havalimanı bugün itibariyle hava ulaşımında...” gibi ifadelerde beş yerde Atatürk adı geçmektedir. “Geçici Seçim Hükümeti”nden sonra kurduğu ve 30 Kasım 2015’te güvenoyu alan üçüncü Davutoğlu hükümet programında ise Atatürk”ün adı hiç geçmemektedir. Anlaşılacağı üzere, Davutoğlu’nun hükümet programlarında Türkiye’nin kurucu lideri Atatürk’e, Atatürk” ismi verilmiş olan eserler hariç, herhangi bir atıf yapılmamıştır.

KURAMSAL TEMELLİ KARŞITLIK

Davutoğlu’nun hükümet programları, açıkça Kemalist” devlet ile bir hesaplaşma söyleminin metinlere yansıtılmış olmasıyla da dikkat çekicidir. TBMM’den 6 Eylül 2014 tarihinde güvenoyu almış olan Davutoğlu tarafından kurulan beşinci AKP hükümeti programında, 10 Ağustos 2014te Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 12. Cumhurbaşkanının ilk turda doğrudan belirlenmesi kastedilerek, Yeni Türkiye’yi inşa süreci başlamıştır.”, Bugün Eski Türkiye’nin tüm vesayet kurumları ve vesayetçi zihniyeti kaybetmiş, Yeni Türkiye kazanmıştır” denilmektedir. Davutoğlu, Türkiye’de demokrasi açığına kaynaklık eden ana sebebin, devleti yönetenlerin kimlik dayatan, toplum mühendisliği yapan zihniyeti olduğunu ifade etmiştir.

Davutoğlu, iktidara geldikleri ilk günden itibaren ret, inkâr ve asimilasyon politikalarına son vererek hak ve özgürlükleri tüm yurttaşlar için eşit düzeyde gerçekleştirmeye çalıştıklarını; 2002’de başlattıkları ‘Sessiz Devrim’ ile birlikte eski Türkiye döneminin kapandığını, milli birlik ve kardeşlik perspektifi ile şekillendirdikleri siyasetle, vatandaşların devlete aidiyetini zedeleyen, milletin farklılıklarını zenginlik yerine tehdit olarak gören anlayışların terk edilmesi için büyük çaba gösterdiklerini; Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi” veya Kürt açılımı” olarak da adlandırılan projeye atıfla, dikkat çekmektedir.

Yine Davutoğlu; yeni Türkiye vizyonunun ihtiyaç duyduğu etkin ve dinamik yönetim dolayısıyla, başkanlık sisteminin daha uygun bir yönetim modeli olduğuna inandığını da belirtmektedir.

Bütün olarak ele alındığında; Davutoğlu hükümet programlarında ulus-devlet kimliği üzerine inşa edilen ve eski-Türkiye” olarak adlandırdığı “Kemalist rejim” ile yeni rejim/yeni Türkiye” arasında, sessiz” bir hesaplaşma içerisine girildiği ve bu hesaplaşmanın yeni Türkiye” söylemi ve pratiği içerisinde vücut bulduğu anlaşılmaktadır.

Davutoğlu, söylem ve pratiği ile Kemalist” devlet ile açık bir hesaplaşma içerisinde olmuş, hükümet programlarında Atatürk’e atıf bile yapmaktan imtina etmiş, ulus devletin karşısında yer almış, ret, asimilasyon ve inkâr politikası izlemekle itham etmiş ve yeni Türkiye” inşası için başkanlık sistemine olan inancını belirtmiştir.

Davutoğlu’nun kendi içerisinde tutarlı ve kuramsal bir bağlama oturtulabilen bir Türkiye ve uluslararası siyaset okuması olduğu açıktır ve içselleştirildiği anlaşılan bu okumanın değişmesi olanaklı olmasa gerektir. Türkiye’nin siyasal geleceği ve uluslararası siyasetine dair değerlendirmeler yapılırken, tüm bu hususlar, özellikle devletin kurucu felsefesine ve pratiğine atıf yapan çevrelerce, göz ardı edilmemelidir.

DOÇ. DR. KEMAL ÇİFTÇİ 

Yazarın Son Yazıları

Devlet ve kalkınma Okan Toygar’ın - Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025