Hukuka uymayan savcı ve yargıçlar... - Erol Ertuğrul
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Hukuka uymayan savcı ve yargıçlar... - Erol Ertuğrul

05.11.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Hukuk fakültesi öğrencilik yıllarımda ceza yargılama hukuk sınavında Prof. Dr. Eralp Özgen, “Tutuklamanın zorunlu olduğu durumları yazınız” diye bir soru sormuştu. Oysa bizim hukukumuzda tutuklamanın zorunlu olduğu bir durum yoktur. Tutuklama bir ceza değil, bir önlemdir ve kaçma kuşkusu, kanıtların yok edilme kuşkusu olduğu durumlarda uygulanır. Ceza Yargılama Yasamızın 100. maddesinde düzenlenen tutuklama konusunda yargıcın takdir hakkı vardır. Koşullar oluşmuşsa tutuklama kararı verilebilir.

Serbest yargılama esas, tutuklama ise ayrıktır, (istisna). Günümüzde ise tutuklama esas olarak kullanılmaktadır. Yönetime karşı olan kişiler bir ceza olarak hemen tutuklanmakta ve aylarca iddianameleri bile hazırlanmadan tutuklu kalmaktadırlar. Bu kararları yandaşlaştırılmış savcı ve yargıçlar vermektedirler. Savcı ve yargıçlar mesleğe başlarken 2802 sayılı Hakim ve Savcılar Yasası uyarınca “Görevlerini yaparken adalete bağlı kalacakları ve görevlerini tarafsızlıkla yapacakları konusunda namus ve onurları” üzerine yemin etmektedirler. Ancak kimi savcı ve yargıçlar ettikleri bu yemini unutmaktadırlar.

DÜŞMAN HUKUKU 

CHP’nin 16 belediye başkanı, meclis üyeleri, belediye bürokratları yalnızca AKP’ye karşı seçim kazandıkları için hukuka aykırı olarak tutuklanmışlardır. Doktor raporları ile ölümcül rahatsızlıkları bulunanların durumları hiç önemsenmemekte, tutuklamaları sürdürülmektedir. Adalet Bakanlığına bağlı Adli Tıp Kurumu doktorları da Hipokrat yeminine karşın rahatsız durumdaki tutuklular için “cezaevinde kalabilir” raporu vermektedirler.

Tutuklanmalarından bu yana aylar geçtiği halde bazı iddianameler yeni yazılmış, İBB soruşturması iddianamesi henüz yazılmamıştır. Yazılan iddianamede ise tek bir gerçek kanıt yoktur. Bu, yandaş savcı ve yargıçlar eli ile bir öç alma durumudur. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, yalnızca AKP’ye karşı seçim kazandığı için değil, önümüzdeki Cumhurbaşkanı seçimini de kazanacağı korkusu ile önce diploması iptal edilmiş, sonra da tutuklanmıştır. Bu yetmemiş şimdi de uydurma casusluk suçlaması ile tutuklanmıştır. Tutuklama gerekçesinde ise kaçma kuşkusu gösterilmektedir.

Tarihimiz düşmana bile insanca davranmış olmanın örnekleri ile doludur. Atatürk’ün Çanakkale Savaşları’nda yaşamını yitiren Anzak askerlerin annelerine gönderdiği mektup unutulmazdır. Kurtuluş Savaşı kazanıldığında yenilen Yunan komutana söyledikleri unutulmazdır. O zaman karşı görüştekilere bu düşmanlık nedendir?

HUKUKTA KAOS

Geçmişte AKP üyesi olduğu bilinen İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi yargıcı, CHP İstanbul İl Başkanlığı’na kayyum atamış ve yetkisi olmayan kararlarla bir kaos yaratmıştır. Bu yetmemiş, CHP’nin genel kurullarını iptal etmeye kalkmıştır.

Esenler Belediye Başkanı Prof. Ahmet Özer tutuklandığı suçtan önce salıverilmiş ancak bu kez başka bir suçtan tutuklanmıştır. Can Atalay milletvekili seçildiği ve AYM kararları ile salıverilmesi gerektiği halde cezaevindedir. Anayasamıza göre, AYM kararları herkesi bağladığı halde Yargıtay, AYM kararlarına uymamaktadır. Anayasalar emek, gözyaşı ve insan yaşamı karşılığında oluştuğu için 1791 Fransız Anayasası’nın girişinde “İnsan derisi ile kaplıdır” diye yazmaktadır.

BAĞIMSIZLIK SAĞLANMALI 

Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, AİHM kararlarına karşın cezaevindedirler. Günümüzde AYM kararları uygulanmıyor, AİHM kararları uygulanmıyor; yargı, bağımsızlığını yitirmiş, yargıya güven yok olmuştur. Sokaklar çetelere, okullar tarikatlara; yargı AKP’ye teslim edilmiştir. Bu dönem Türk yargı tarihine kara bir leke olarak geçecektir.

Hukuka aykırı kararları veren savcı ve yargıçların Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu tarafından uyarılmaları ya da cezalandırılmaları gerekirken tam tersi yapılmakta; bu yargıç ve savcılar ödüllendirilerek daha önemli görevlere getirilmektedirler. HSYK Başkanlığı’nı adalet bakanı yapmaktadır. Yargıtay önceki Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş bir yazısında, “Hukuka hizmet etmeyen hakim ve savcılar daima hukukçuların yüzkarası olarak anılacaklardır. Daha şimdiden ne çok hâkim ve savcımız duymak istemediğimiz sıfatlarla anılmaya başladılar” demişti.

Hukuk devleti yok edildiği, yargı bağımsızlığını yitirdiği için güzel yurdumuzda ekonomi de krize düşmüştür. Hukuk olmadan ekonomi düzelmez. O yüzden yabancı yatırımcılar ülkemizi terk etmiştir. Yerli yatırımcılar ise özenle yeni yatırımlardan kaçınmaktadırlar. Hukuk devleti yeniden yaşama geçirilmeli, adalet sağlanmalı, adaletin olmadığı yerin vatan olamayacağı ilkesi unutulmamalıdır. Yandaş savcı ve yargıçlar ettikleri yemine bağlı kalarak yargı bağımsızlığına göre davranmalı bir kişiye ve bir gruba değil, tüm ülkeye hizmet etmeye çalışmalıdırlar.

AV. EROL ERTUĞRUL

Yazarın Son Yazıları

Büyüyen eşitsizlik, yaygınlaşan yoksulluk - Sıtkı Ergüney

Ekonomide; fiyatlar genel düzeyindeki; artış “enflasyon”, gerileme “deflasyon”, duraklama ile birlikte yaşanan artış da “stagflasyon” olarak tanımlanır.

Devamını Oku
20.12.2025
Yenilmezlikler ve dokunulmazlıklar - Cengiz Kuday

Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir.

Devamını Oku
20.12.2025
Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma - Prof. Dr. Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025