KKTC, bağımsız bir devlettir - Hikmet Sami Türk
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

KKTC, bağımsız bir devlettir - Hikmet Sami Türk

25.10.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), 19 Ekim 2025 günü seçmenlerin yüzde 64.82 oranında katılımıyla yapılan cumhurbaşkanlığı seçimi ile yeni bir döneme girdi. Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin adayı genel başkan Tufan Erhürman, geçerli oyların yüzde 62.76’sını oluşturan 87 bin 137 oyla cumhurbaşkanı seçildi; bağımsız aday önceki Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, geçerli oyların yüzde 35.76’sı oranında 49 bin 650 oy aldı.

Yeni Cumhurbaşkanı Erhürman ve kuracağı hükümetin beş yıllık görev süresi (2025-2030) içinde başarılı çalışmalar yapması, bu arada KKTC’nin anavatan Türkiye’den başka devletlerce de tanınması, böylece uluslararası planda önünün açılması, diğer ülkelerle ilişkilerinin her alanda gelişmesi Türk milletinin içten dileğidir.

Fakat son zamanlarda bazı konularda çarpıcı açıklamalar yapan, KKTC’deki cumhurbaşkanlığı seçimine katılım oranını az bulan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ertesi gün (20 Ekim 2025) şöyle konuştu: “Kıbrıs Türklüğünün kaderi bu katılımla temsil edilemeyecek durumdadır. KKTC Parlamentosu acilen toplanmalı, seçim sonuçlarının ve federasyona dönüşün kabul edilemeyeceği ilan edilmeli ve Türkiye Cumhuriyeti’ne katılma kararı almalıdır.” İzleyen gün, bu katılımın Türkiye’nin mülki idare yapısında nasıl uygulanacağını açıkladı: “81 Düzce’den sonra 82’nin KKTC olması artık hayat memat meselesidir.”

Her şeyden önce şunu söyleyelim ki, seçmenlerin yüzde 64.82 katılımı azımsanabilecek bir oran değildir. Yeni Cumhurbaşkanı Erhürman’a verilen oy sayısı ve oranı da yüksektir. Yapılan seçim, KKTC’de işleyen bir demokrasi olduğunu göstermiştir. Bu durumun KKTC’nin uluslararası tanınması bakımından dikkate alınması beklenir.

KURULUŞ, GARANTİ VE İTTİFAK ANTLAŞMALARI

16 Ağustos 1960’da Lefkoşa’da Büyük Britanya, Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs’taki iki toplumun temsilcileri tarafından “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Kuruluşuna İlişkin Antlaşma” imzalandı. Aynı gün bir tarafta Kıbrıs Cumhuriyeti, diğer tarafta Yunanistan, Türkiye ve Birleşik Krallık temsilcileri tarafından imzalanan “Garanti Antlaşması” ile Kıbrıs Cumhuriyetinin bağımsızlık ve toprak bütünlüğü ile anayasal düzeni, Büyük Britanya, Türkiye ve Yunanistan tarafından güvence altına alındı (m. 2). Bunun yaptırımı da var: “Antlaşma hükümlerine uyulmaması halinde garanti veren devletler (Yunanistan, Türkiye ve Birleşik Krallık), alınması gereken tedbirler hakkında birbirleri ile istişare etmeyi taahhüt ederler.

Birlikte veya anlaşarak hareket mümkün olmadığı takdirde garanti veren üç devletten her biri, bu antlaşma ile kurulan düzeni tekrar kurmak amacı ile harekete geçmek hakkını saklı tutar.” (m.4)

Kıbrıs Barış Harekâtı, “Garanti Antlaşması”nın bu hükmüne dayanılarak gerçekleştirildi. Kıbrıs Cumhuriyeti, Yunanistan ve Türkiye arasında imzalanan İttifak Antlaşması ile Yüksek Sözleşmeci Taraflar, ortak savunmaları için işbirliği yapmayı; Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsızlık ve toprak bütünlüğüne yönelik herhangi bir saldırıya karşı koymayı taahhüt ettiler (m.1, 2). İttifakın amaçları bakımından Kıbrıs Cumhuriyeti toprağında bir “Üçlü Karargâh” kurulması, Yunanistan ve Türkiye’nin bu karargâha I numaralı “Ek Protokol”de gösterilen askeri birliklerle katılması öngörüldü (m. 3-4).

15 Temmuz 1974 günü Kıbrıs’taki Yunan subaylarının yönetimindeki Ulusal Muhafız Gücü tarafından yapılan hükümet darbesi üzerine Türkiye, “Garanti Antlaşması” çerçevesinde 20 Temmuz ve 14 Ağustos 1974 günleri Başbakan Bülent Ecevit başkanlığındaki CHP-MSP koalisyon hükümetinin TBMM tarafından onaylanan kararıyla Türk Silahlı Kuvvetleri’nce üçer günlük iki aşamada yürütülen “Barış Harekâtı” gerçekleştirildi.

KKTC ANAYASASI’NIN TEMEL HÜKÜMLERİ

Daha sonra adanın kuzeyinde önce 28 Aralık 1967’de Kıbrıs Geçici Türk Yönetimi, sonra 25 Nisan 1975’te bağımsız Kıbrıs Federal Devleti yönünde Kıbrıs Türk Federe Devleti, 15 Kasım 1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kuruldu. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na benzer hükümler içeren KKTC Anayasası’nın 1. maddesine göre; “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti, demokrasi, sosyal adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayanan laik bir cumhuriyettir.” Anayasa’nın 2. maddesinin 1 ve 4. fıkralarına göre; “(1) Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti, ülkesi ve halkı ile bölünmez bir bütündür. (4) Cumhuriyetin başkenti Lefkoşa’dır.”

BAĞIMSIZ DEVLET ANLAYIŞI

Bu hükümler karşısında Kıbrıs Cumhuriyet Meclisi’nin KKTC’nin varlığına son vererek Türkiye’nin 82. ili olmayı kabul etmesine olanak var mıdır? Bağımsız bir devletin başka bir devletin ili haline gelmeyi kabul etmesi düşünülebilir mi? Bunun mantıklı bir açıklaması olabilir mi?

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, dolayısıyla KKTC’nin bağımsızlık ve toprak bütünlüğü ile anayasal düzenini “Garanti Antlaşması” ile güvence altına alan Türkiye, bu taahhüdüne aykırı olarak onu ilhak edebilir mi? Kıbrıs’ın stratejik konumu dolayısıyla Doğu Akdeniz’deki dengeleri değiştirecek böyle değişiklik, aynı garantiyi veren diğer devletler ve uluslararası toplum tarafından da olumlu karşılanmaz. Kaldı ki ne Türkiye’nin ne yavru vatan KKTC’nin böyle bir karardan sağlayacağı hiçbir yarar yoktur.

NE YAPMALI? 

Yapılması gereken, Türkiye’nin Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin KKTC’nin tanınmasına engel olan 18 Kasım 1983 tarih ve 541 sayılı kararını kaldırmasına yönelik girişimde bulunmaktır. Güvenlik Konseyi’nin o zamandan bu yana Kıbrıs’ta barış içinde 42 yıl geçtiğini dikkate alan yeni bir değerlendirme yaparak bu kararı kaldırması ya da KKTC’nin tanınmasına olanak veren yeni bir karar vermesi gerekir. Çünkü KKTC’nin kurulması, Kıbrıs Türk halkının BM Antlaşması’nın Birleşmiş milletlerin amaçlarını belirten 1. maddesinin 2. fıkrasında öngörülen “halkların kendi kaderlerini belirleme” hakkını kullanmasından başka bir şey değildir. Dolayısıyla Güvenlik Konseyi Kararı, BM Antlaşması’na aykırıdır. Yeni kurulan başka hiçbir devlete benzeri yapılmayan bir haksızlığa son verilmesi zamanı çoktan gelmiştir. Güvenlik Konseyi’nin bu yönde alacağı yeni bir karar, KKTC’nin bağımsız bir devlet olarak uluslararası tanınması yolundaki engeli kaldırabilir ve bu nedenle KKTC’ye uygulanan ekonomik ve siyasi ambargoları kaldırabilir; KKTC’nin önünü açabilir.

PROF. DR. HİKMET SAMİ TÜRK

Yazarın Son Yazıları

Menemen Devrim Şehitleri Anıtı ve Cumhuriyet -

Yunus Nadi: “Kubilay timsalini taziz için ne yapsak yerinde olacağına şüphe yoktur.

Devamını Oku
23.12.2025
Kubilay olayının anlattıkları - Osman Selim Kocahanoğlu

23 Aralık 1930 salı günü, Menemen’de insanlık tarihi- nin en hunhar cinayetlerinden bi- ri işlendi.

Devamını Oku
23.12.2025
Cumhuriyetimizin vazgeçilmez değeri - Azmi Kişnişci

“Eşitlik”, Cumhuriyetin yalnızca hukuki bir ilkesi değil; toplumsal yaşamımızın adalet duygusunu ayakta tutan temel dayanaklarından biridir.

Devamını Oku
22.12.2025
Büyüyen eşitsizlik, yaygınlaşan yoksulluk - Sıtkı Ergüney

Ekonomide; fiyatlar genel düzeyindeki; artış “enflasyon”, gerileme “deflasyon”, duraklama ile birlikte yaşanan artış da “stagflasyon” olarak tanımlanır.

Devamını Oku
20.12.2025
Yenilmezlikler ve dokunulmazlıklar - Cengiz Kuday

Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir.

Devamını Oku
20.12.2025
Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma - Prof. Dr. Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025