Nasıl Bir Tiyatro Oynanıyor Böyle? - Yiğit GÜRALP
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Nasıl Bir Tiyatro Oynanıyor Böyle? - Yiğit GÜRALP

27.06.2021 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bir fena ağız alışkanlığımızdır. Nerede organize olmuş bir yalan, usa sığmaz bir düzenbazlık görsek hemen o soruyu sorarız: Nasıl bir tiyatro oynanıyor böyle?”

Vurgulamak istediğimiz ortada bir Ali Cengiz oyununun” döndüğüdür. Hakların gasp edildiği, işlerin riyayla kılıfına uydurulduğu sevimsiz bir organizasyonla karşı karşıya olduğumuzu dile getirmek isteriz. Ama düşünce iklimimizin bir falsosu olsa gerek, bunca rezilliği, insanlık âlemine insanı, insanla anlatan en güzide sanat branşıyla tanımlarız.

Aslında geriye dönüp yakın tarihimize şöyle bir baktığımızda Nasıl bir tiyatro oynanıyor böyle” sorusuna en anlamlı yanıtı değerli usta Haldun Taner’in verdiğini görürüz: Epik Bir Tiyatro”.

NEDİR EPİK TİYATRO?

Epik tiyatro; siyasal, ekonomik ve felsefi bir önerme ile alt metnini kurar. Sadece yüksek zümreyi değil, halkın meselelerini de ele alır. Bu çerçevede insana, topluma, alt ve üst yapılara dair ne tür çarpıklıklar varsa bunları eleştirir, hicveder. Seyircisini de bir yargıya varması gereken gözlemciler olarak tayin eder. Dünyada Bertolt Brecht ile anılır.

Haldun Taner, epik tiyatro stilinde tiyatro tarihimizde hem bir ilk hem de büyük bir başyapıt olan Keşanlı Ali”’yi 1963 yılında kaleme alır. Sineklidağ’da halkın bozuk bir düzen içinde kendini koruyup kollaması için cezaevinden tahliye olan Keşanlı Ali’yi büyük bir hayranlık ve saygıyla kendilerine muhtar seçmelerini anlatır.

Oyunun, Yalçın Tura tarafından bestelenen unutulmaz şarkılarından birinde Sineklidağ halkı seyirciye şöyle seslenir: “İnsanın eski huyu, kendine hep bir put yapar. Oldum bittim böyle bu, kendi yapar, kendi tapar. Artık bir şefimiz var, her belayı o savar.”

"ÜÇ KURŞUNLUK OPERA"

Haldun Taner toplumunu nasıl da iyi tanıyan ne büyük bir aydınmış ki bir düzen ve toplum eleştirisi olarak kaleme aldığı eser bugün güncelliğini halen koruyor. Keza 2021 yılına geldiğimizde bugün toplumun önemli bir bölümünün, bozuk bir düzen içinde adalete dair umutlarını bir suç örgütü liderine bağladığı günlerden geçiyoruz. 24 saat ortadan kaybolduğunda insanlar onu merak ediyor, endişeleniyor, kimileri sosyal medyada başına bir şey gelmemesi için dualar ediyor.

Haldun Taner’e Babamdı, onu yitirdiğimde babamı kaybettim” diyecek kadar büyük bir sevgi ve saygıyla bağlı olan öğrencisi Ferhan Şensoy’un 1995’te sahnelediği “Üç Kurşunluk Opera”da yarattığı Binbela Mahmut’un da Keşanlı Ali’den bir eksiği yoktur.

Ferhan Şensoy oyunu Brecht okumalarında keşfeder. Brecht de kendi versiyonunu, John Gay’in 250 yıllık ölümsüz eseri Dilenciler Operası”ndan yola çıkarak uyarlamıştır. Şensoy, oyunun tanıtım kitapçığında şöyle bir önsöz kaleme alır:

YANLIŞ KARAKTER, DOĞRU SÖYLEM

“Brecht
’in versiyonunu 67 yıl sonra güncellerken zaman zaman John Gay’in ‘Dilenciler Operası’na da yaklaştım. Örneğin 267 yıl önce Sustalı Mack halk dostu bir eşkıya iken Brecht’in versiyonunda sıradan bir hırsızdır. Bizim Binbela Mahmut da Kemalist bir gangster. Brecht’in yaptığı gibi bizde de yanlış karakterler, doğru şeyler söylüyorlar.”

Yanlış karakterlerin bize doğru şeyler söylediği bu anlamlı oyun, 17 yaşımda tarihi göz bebeğimiz SES 1885 sahnesinde izlediğim ilk oyundu. Yıllar içinde sosyal medyada sıkça rastladığımız Biz Özal Görmüş Atatürkçüler” monoloğuyla da hayli ünlendi, ne kadar güncel bir oyun olduğuna dair hakkı daima teslim edildi. “Üç Kurşunluk Opera” haziran ayı itibarıyla Ortaoyuncular YouTube hesabında da restore edilmiş haliyle gösterime girdi. Mutlaka izleyiniz.

Bunca sivri siyasi eleştirilerle dolu oyunun arşivimdeki tanıtım kitapçığının üzerinde Kültür Bakanlığının Katkılarıyla” ibaresinin yer alması ise ayrıca ilginçtir. Keşanlı Ali Destanı”nın Genco Erkal yönetiminde, Engin Cezzar, Gülriz Sururi ve arkadaşlarının unutulmaz performansıyla 1990’larda TRT için kaydedilip yayımlandığını da hatırlayınca bugün eski Türkiye diye karalanmaya çalışılan ülkenin çok daha aydınlık bir yer olduğunu da bir kez daha anlıyorum.

EN İYİ REHBER YİNE SANAT

Bugün yine yanlış karakterler doğru şeyler söylüyorlar. Toplum bozuk düzene yenik düşmüş, kahramanını nerede arayacağına dair yine rotasını kaybetmiş, adalet istiyor. Eğriyi doğruyu ayırt etmekte daima zorluk çeken insanlığın en büyük rehberi ise sanat. Yine her şeye ışık tutuyor, yol gösteriyor. Keşanlı Ali’ler değişiyor, Binbela Mahmutlar yerini bir sonrakilere bırakıyorlar. Cevaplar aynı. Anımsamak, hatırlatmak şart.

Sedat Peker’i hiçbir zaman savunmadım. Tüm söylemleri içinde en dikkat çekici söyleminin ise Benden bir kurtarıcı çıkmaz, ben size doğru soruları sormayı ve gerçek gücün sizde olduğunu hatırlatacağım” cümlesi olduğunu düşünüyorum.

Haldun Taner, Ferhan Şensoy gibi bu toprağın ustaları bize doğru soruları sormayı çoktan öğretmiş, gerçek gücün bizde olduğunu daima hatırlatarak bize dün de bugün de nasıl bir tiyatro oynandığını” zaten yıllar önce anlatmıştı. Bugün akıl sağlığımızı korumak ve doğru yolu bulmak için sanatçılarımıza ve eserlerine daha çok sarılmanın ise tam zamanı.

YİĞİT GÜRALP

YARATICI YAPIMCI / YAZAR

Yazarın Son Yazıları

Devlet ve kalkınma Okan Toygar’ın - Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025