Olaylar Ve Görüşler

Yahya Bey Tüneli ve bugüne dersler - Duran Güldemir

15 Şubat 2025 Cumartesi

Anadolu'nun değişik yörelerinde unutulmaya yüz tutmuş yüzlerce hikâyeden birinin kahramanıdır Yahya Bey. Bu kahramanların hikayeleri, acısıyla tatlısıyla türkülere konu olmuştur çoğu zaman. İçlerinde çok azı da anıtlarla taçlandırılmıştır.İşte Yahya Bey Anıtı da onlardan biridir.

1933-1939 yıllarını kapsayan Sivas-Erzurum demiryolu yapımında yaşanan bir hikayenin kahramanlarından biridir Yahya Bey. Yıllar önce yaşanan bu olay bir çok yönüyle bize unutulmaması gereken birden çok ders veriyor. Hele de bu son yıllarda sıkça yaşanan deprem, maden facialarının derin izler bıraktığı bu günlerde…

Yahya Bey, İliç-Erzincan demiryolu hattında bulunan Atma Boğazı’ndaki tünelin yapımından sorumludur. Tünelin açılacağı yolun her tarafı sarp kayalarla çevrilidir. Öyle ki o günün koşullarında milim milim ilerlemek bile büyük başarıdır. “Bir gün ustabaşılar, Nuri Demirağ’a; ‘Beyefendi bu dağlar çok sarp yaramıyoruz, başka bir güzergâh seçin de oradan gidelim.’ derler. Nuri Demirağ cebinden bir lira çıkarıp, ‘Şu kadar taş parçasını koparabiliyorsanız devam edin, para var biz bu işi bitireceğiz.’ diyerek kararından dönmez.

Zamanında bitirilmesi için hattı muhtelif kesimlere ayırarak farklı taşeronlara ihale eder, malzeme taşınması ve iklim koşullarındaki zorlukları asgariye indirerek hattın zamanında bitirilmesinde başarılı olan taşeronların isimlerini tünellere verir. Ali Bey Tüneli, Yahya Bey Tüneli, Haşim Bey Tüneli, Osman Bey Tüneli, Yaşar Bey Tüneli gibi. Yahya Bey Tüneli’nin öyküsü ise diğerlerinden farklıdır. Yahya Bey, zeminin uygun olmaması nedeniyle tüneli zamanında tamamlayamamıştır. Mühendislere verdiği sözü tutamadığı için intihar etmiştir. Yahya Bey, ismi ile adlandırılan tünelin önüne defnedilmiştir.” (1)

Hemen şunu belirtmek gerekiyor: Elbette bir insanın canına kıyması değildir burada asıl vurgulanmak istenen. Aslolan insanın yaşamasıdır. Varsa bir suçu, eksiği bunun hesabını yasalar önünde vermesidir.

TÜRKÜN ‘ŞİMENDİFER ZAFERİ’

Birçok zorlukla karşılaşılan o günlerde işte bütün bunları gerçekleştirmek tam anlamıyla bir mucize. Çünkü bir efsane, mucizeye dönüşüyordu. Halk arasında öyle söylentiler dolaşıyordu ki… Kimi övgüyle, “ Ferhat’ın Şirin’e kavuşması” gibi diyerek bir başarının gerçekleşeceğine inanmaktaydı. Bir kısmı ise, “Tecel’in eşeği geliyor(2)” diyerek alaylı bir söylemle korku ve kuşkularını dile getirmektedi.

Dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, “Bir gün, Türk demiryolculuğunun tarihi yazılacak olursa bu harikulade bir efsane gibi şaşılarak okunacaktır” diyerek tarihe şöyle bir not düşmekteydi: “Şimendifer zaferi Türk işçisinin, Türk mühendisinin, Türk sermayesinin zaferidir.”

Karamsarlığın dört bir yanımızı sardığı günlerde, Cumhuriyet’in gerçekleştirdiği birçok hamlenin yanı sıra böylesi başarıların da o yıllarda yaşandığı mutlaka bilinmelidir. (O günden bu güne kalan Erzincan Garı’nın 1939 ve sonrasında yaşanan 1992 büyük depremlerinde kentte yıkılmayan birkaç binadan biri olduğu da unutulmamalıdır.)

İşte bu nedenle dünü çok iyi bilmek zorundayız. Bu ülkenin sağcısı da solcusu da o tünellerden geçerken bu mucizeye olan hayranlıklarını gizleyememektedir. Devrin yöneticilerinin yanı sıra Nuri Demirağ gibi Yahya Bey gibi kahramanlar, bir efsaneyi gerçekleştirerek, Ferhat’ı Şirin’e kavuşturdukları için hep sevgiyle ve saygıyla anılmaktadırlar.

(1) İhsan Çalapverdi, Sivas-Erzurum Demiryolunun İnşaası.

(2) Tecelin Eşeği: Tarlada, bağda bahçede yük taşıma işlerinde kullanılan sahipli eşeklerin belli bir zaman sonrası başı boş bırakılmasını anlatan yöresel bir halk deyimi.

DURAN GÜLDEMİR

EĞİTİMCİ, YAZAR



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları