Öner Yağcı

Anılarla gelen

04 Mayıs 2019 Cumartesi

Bir insanın başından geçen ya da yaşadığı dönemlerde yaşanan olaylar hakkındaki bilgilerini, gözlemlerini daha sonraki bir zaman diliminde anlattığı bir yazı türüdür anılar. “Kişisellik niteliğini koruyarak gerçeğe uygun ve içtenlik”le yazılmış bir edebiyat türü olan anılarla kültürümüz güçlenir, zenginleşir.
İbrahim Olgun, Türk Dili dergisinin Anı Özel Sayısı’nda (Mart 1972), anıların “Unutulma korkusundan kurtulmak; kaybolup gitmesine gönlün razı olmadığı bir gerçeği ortaya koymak; yazma alışkanlığı içinde bulunmak; kimilerine olan hayranlığını belirtmek; tarih ve kamuoyu karşısında hesaplaşmak, pişmanlık duygularını anlatarak rahatlamak; gelecek kuşaklara bir ders vermek; hasımlarını kötülemek ya da kendini savunmak” gibi dürtülerle yazıldığını söyleyip ekliyor: “Hangi nedenle olursa olsun anılarını yazmanın insana dürüstlükten ayrılmama, içtenlikten uzaklaşmama gibi önemli sorumluluklar yüklediği apaçıktır.
Toplumun çeşitli kesimlerinden ünlülerimizin tarihe tanıklık eden anılarıyla aydınlandık hep. Örneğin Mina Urgan’ın Bir Dinozorun Anıları bu türün doyurucu bir kitabı olmuştu.
İsmet İnönü, Hatıralar’ıyla 20. yüzyıla, Altan Öymen, Bir Dönem Bir Çocuk, Değişim Yılları, Öfkeli Yıllar ve İhtilal, Umutlar ve İdamlar adlı kitaplardaki (Doğan Y.) anılarıyla 1930’lu yıllardan 1960’lara kadarki yakın tarihimize tanıklık yapıyor. 1980 öncesi milletvekilliği de yapan Rahmi Kumaş, eğitimcilik ve özellikle politik anılarını Dik Yürüyen Adam’da (e), Cazim Gürbüz, ülkemiz siyasal kültürel yaşamının sağında yer alan ünlüleriyle yakın dönem anılarını Tanış Ünlüler/Anılar Gizdökümleri’nde (Berfin) aktarıyor.

Tiyatrodan sinemaya
Haldun Dormen’in Sürç-ü lisan Ettikse- Antrakt-İkinci Perde adlı kitaplarında (YKY), 1950’lerden beri içinde olduğu tiyatro dünyamız ve tiyatro insanlarıyla ilgili anılarını okuyoruz.
Hayati Asılyazıcı Anılar ve İzlenimler’de (Kaynak) tiyatro, opera, bale, sanat eleştirmenliği ve gazetecilikle geçen 60 yılını Sevi Orakoğlu Özbelli’nin yüzlerce sorusuna yanıtlarla aktarıyor.
Atilla Dorsay, O Güzel Atlara Binip Gidenler’de (Remzi) sinemamızın unutulmayan kişilerinden çarpıcı anılarını aktarıyor.
Arif Keskiner, Çiçek Gibi, Elbette Çiçek, Yine mi Çiçek adını verdiği anılarından sonra, Yaşar Kemal’li Anılar’da (Literatür) usta yazarımızla ilgili birçok ayrıntılı bilgileri aktarıyor.
İpek Tekil, Benim Sevgili Ünlülerim’de (Berfin) resimden sahneye, edebiyattan müziğe dostluklarını, arkadaşlıklarını anlatıyor.

Eğitimcilerin anılarından
TÖB-DER’in son genel başkanı, 2005’te aramızdan ayrılan, Gültekin Gazioğlu’nun Roman Gibi’de (Eğitim Sen) anlattığı zorlu bir savaşımla dolu günleri, yakın tarihi anlamamız için ipuçları veriyor.
TÖS’ten, TÖB-DER’den beri öğretmen hareketinin önde gelen adlarından olan yazar Zeki Sarıhan, hep mücadeleyle dolu olan yıllarıyla ilgili Öğretmeni(m) Sizi Çok Seviyor(uz), Akpınar’da Okurken, Akçayazı Öğretmeni, Merhaba Asker, Benim Hapishanelerim, Mamak Mektupları, Öğretmeni Eleştirin adlı anı kitaplarına Hayatı Hakikiye Sahneleri’ni (Öğretmen Dünyası) ekledi.
Düşe Kalka’da öğretmenlik, Unutmayacağız Barışmayacağız Affetmeyeceğiz’de 12 Mart-12 Eylül, Biz Bu Sendikayı Sokakta Bulmadık’ta (Eğitim-İş) kurucularından olduğu Eğitim-İş’le ilgili anılarını anlatan Ayhan Sarıhan’ın anılarında, siyasal toplumsal gündemimizle iç içe geçen bir eğitimciliğin örneğini görüyoruz.
Edebiyatçılarımızın anılarını bir başka güne bırakıyorum.

***

Mayıs Pazartesi akşamı saat 20’de Fethiye’de Büyük Oğul Efsanesi üzerine konuşacağız.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Savaş ve insan 14 Aralık 2024
Zaman, savaş ve insan 7 Aralık 2024
Tüketilmek 30 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları