Öner Yağcı

‘Haziran’da ölmek zor’

05 Haziran 2021 Cumartesi

“Kökü burada/ yüreğimde/ yaprakları uzaklarda bir çınar/ ıslık çala çala göçtü bir çınar/...demek ki göçtü usta/ kaldı yürek sızısı/ geride kalanlara” dizeleri vardı Hasan Hüseyin’in Orhan Kemal’in güzel anısına” sunduğu “Haziran’da ölmek zor” adlı şiirinde.

1920’lerde Aydınlık ve Resimli Ay’da başladığı öncülüğünü birçok dergideki yazıları ve onlarca kitabıyla sürdüren, yaşamının büyük bölümünü cezaevlerinde geçiren, ömrünü “en güzel/ en olacak/ en olması lazım şey için” veren Nâzım Hikmet, 3 Haziran 1963’te aramızdan ayrılmıştı.

NÂZIM HİKMET DERGİSİ

Nâzım Hikmet’in cezaevinde açlık grevine başlaması üzerine 11 Mayıs 1950-4 Temmuz 1950 arasında “Sen bize insanları sevmeyi öğrettin, sen bize insanların saadeti için dövüşmeyi öğrettin, biz bunun için savaşıyoruz!” sloganıyla haftada iki gün, on sayı çıkarılan Nâzım Hikmet dergisi, müthiş bir sahiplenme örneğiydi.

Şaire destek için Orhan Veli, Oktay Rifat, Melih Cevdet’in üç gün açlık grevine gittiği haberinin de yer aldığı dergide, onun hapisten çıkarılması için imza veren aydınlar tarihe not düştü:  

Adnan Adıvar, Halide Edip, Ahmet Hamdi Tanpınar, Neyzen Tevfik, Peride Celal, Hilmi Ziya Ülken, Berna Moran, Burhan Arpad, Ulvi Uraz, Ferit Alnar, Adnan Saygun, Cahit Sıtkı Tarancı, Bedri Rahmi Eyuboğlu, Cevdet Kudret, Sadun Aren, Güzin Dino...

‘NÂZIM HİKMET’LE 3.5 YIL’ 

“Promete’nin çığlıklarını/ kaba kıyım tütün gibi piposuna dolduran adam” dediği Nâzım Hikmet’le 1940 yılında Bursa Cezaevi’nde tanışması yaşamında dönüm noktası olan Orhan Kemal, onun için “Dünyayı ve insanları sevmeyi senden öğrendim,/ hikâye ve şiir yazmayı/ ve erkekçe kavga etmeyi senden!” diye şiir yazdı. 

“İnsanoğlunun en büyük düşmanı bilgisizliktir” diyerek çıktığı yolda gerçekçiliğin ustası bir yazar oldu. 

“Okuduğunuz şeyler gerçekten olabilir mi olamaz mı?..” diyerek gerçekçiliği somut olarak öğretti.

Aynı amaç uğruna yaşadı ve 2 Haziran 1970’te aramızdan ayrıldı. 

ORHAN KEMAL

Yapıtlarındaki insan ve yaşam gerçekliği, toplumsal yapımıza tutulan ışık oldu. 

Yoksul ve yoksun insanları edebiyata taşıyan, aydınlık tohumları saçan, sevgi ve öfke rüzgârı estiren ustası oldu edebiyatımızın. 

“Kederli, mahzun, acılı olmak için sebepler mevcuttur, fakat ümitsiz olmak için tek bir sebep mevcut değildir. Daha acı, daha mahzun ol, fakat sevincin ve ümidin pırıl pırıl parlasın...” dedi. 

Orhan Kemal Roman Armağanı’nı, Orhan Kemal Müzesi’ni ayakta tutan oğlu Işık Öğütçü, babasının dergilerde, gazetelerde kalan yazılarını gün ışığına çıkarıyor (Everest Yayınları).

AHMED ARİF

Ardında 40’lı yılların karanlığında parıldayan Hasretinden Prangalar Eskittim ve Yurdum Benim Şahdamarım adlı şiir kitaplarını, Cemal Süreya’ya, Leylâ Erbil’e mektuplarını, Refik Durbaş’la söyleşisini (Kalbim Dinamit Kuyusu) ve şiirlerinden bestelenen şarkıları bırakarak 2 Haziran 1991’de aramızdan ayrılan Ahmed Arif için yazılan kitapları anımsatmakla yetineceğim:

Karanfil ve Pranga (Ahmet Oktay), Üç Şair... (Muzaffer İlhan Erdost), Ahmed Arif (Haz: Şevket Beysanoğlu-Vecihi Timuroğlu), Ahmed Arif’in Türk Şiirindeki Yeri Üzerine Bir Deneme (Vecihi Timuroğlu), Ahmed Arif ve Şiirini Besleyen Kaynaklar (Ziya Şeker), Ahmed Arif’in Asi ve Mahzun Şiiri (Hayri K. Yetik), Abisi Olmak Halkının (Şeyhmus Diken), Terk Etmedi Sevdan Beni, Maviye Maviye Çalar Gözlerin (Birol Öztürk), Bir Mısra Boyu Maceram (Mazlum Alptekin), Onuru Ağlatan Şair (Çağla Şahin), Giden Gitmiş Hüznü Ayaklandırmak Boşuna (T. Bleda Öz).

*

Büyük ustalarımız Nâzım Hikmet’i, Orhan Kemal’i, Ahmed Arif’i şükranla anıyorum.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Eğitim ve kitap 20 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları