Özdemir İnce

İktidarın manevi terörü

24 Ocak 2025 Cuma

AKP iktidarının Cumhuriyetin devlet ve toplumuna karşı açtığı kutsal (!) cihat ve fetih seferinin Beşiktaş evresi ertesinde Başyüce R.T. Erdoğan’ın tutum ve sözleri son derece önemli. Bir konuşmasını basından aktarıyorum:

“CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e kendisini fazla yormaması tavsiyesinde bulunan Erdoğan, ‘Sayın Özel başka yerlerde harami arayacağına kendisini fazla yormasın, yanındaki, yöresindeki şahıslara baksın. Dosyalardaki iddialara verecek cevapları olmadığı, yapılan hırsızlık ve arsızlıklar aşikâr olduğu için sürekli topu taca atıyorlar. Halbuki onlar da çok iyi biliyor ki daha turpların büyükleri heybede. Telaşlarının, paniklemelerinin, ortalığı velveleye vermelerinin bir sebebi de işte bu hakikattir’ dedi.”

R.T. Erdoğan’ın sözlerinden şunu anlıyoruz: Beşiktaş Belediyesi operasyonu ister kumpas olsun ister gerçeklere dayansın, başından bu yana operasyondan kendisinin haberi var. Belki de baskın kendisinin talimatıyla yapıldı. (?) Erdoğan’ın egosu, 33 belediye meclisi üyesinin tamamının CHP’li olması gerçeğini kaldıramıyor.

“Sayın Özel başka yerlerde harami arayacağına kendisini fazla yormasın, yanındaki, yöresindeki şahıslara baksın. Dosyalardaki iddialara verecek cevapları olmadığı, yapılan hırsızlık ve arsızlıklar aşikâr olduğu için sürekli topu taca atıyorlar. Halbuki onlar da çok iyi biliyor ki daha turpların büyükleri heybede. Telaşlarının, paniklemelerinin, ortalığı velveleye vermelerinin bir sebebi de işte bu hakikattir”

Beşiktaş Belediyesi hakkında henüz dava açılmadan henüz var olmayan iddianamenin içeriğini biliyor. Bu durumda operasyonu önceden biliyor ve belki operasyon talimatını veren kişi. Bir cumhurbaşkanının meşruiyetini tartışmaya açacak bir durum. Bir cumhurbaşkanı; içişleri ve adalet bakanı değildir, Emniyet genel müdürü değildir, Emniyet müdürü değildir, komiser değildir, polis memuru değildir. Emniyet teşkilatının yaptığı operasyonlar hakkında bilgi sahibi olmasının akla uygun bir nedeni olamaz.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan giderek daha da ilginç olmaya başladı: Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı atan teğmenleri hedef aldı, “Bunların temizlenmesi için adımlarımızı atıyoruz” dedi. Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanının bu genç subaylarla iftihar etmesi, gurur duyması, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye haykıran bu teğmenleri ülkenin genç kuşaklarına örnek göstermesi gerekirken “Bunların temizlenmesi için adımlarımızı atıyoruz” demesi çok şaşırtıcı. Genç teğmenler “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” yerine “Temel Reis’in askerleriyiz” diye mi haykıracaklardı? En azından yüzde 99’u kendini Mustafa Kemal’in askeri olarak hisseden halkımız “Cumhurbaşkanımız neden Mustafa Kemal’i sevmiyor” diye düşünmez mi?

7 Eylül’de 21. İmam Hatipliler Kurultayı’nda konuşan sayın Erdoğan’ın, Kara Harp Okulu mezuniyet töreni ardından kılıçlarını çekip “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı atan, ardından da yemin metni okuyarak halkın sevgisini kazanan teğmenleri sert bir dille eleştirmesinin derinlerdeki anlamını tahmin edemiyor mu?

“Kılıçları kime çekiyorsun? Bunlarla ilgili olarak gerekli bütün araştırmalar yapılıyor. Oradaki birkaç tane kendini bilmez de temizlenecek. Bunlar kaç kişi olursa olsun ordumuzda bulunması mümkün değildir” demesi de çok şaşırtıcı. Genç subayların komutanları var, Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savuma Bakanlığı var. Genç teğmenlerin davranışında geleneklere, yönetmeliklere aykırı bir şey varsa onlar gerekeni yaparlar. Öfkeli bir şekilde kendi düşüncesini açıklaması karar verecek makamları etkilemez mi? Eskilerin deyişiyle “ihsası rey”de bulunması haksızlık değil mi?

“Bu oyuna nasıl geldiler, gelindi; şimdi çalışmalarımızı yapıyoruz. Bunların süratle temizlenmesi için adımlarımızı atıyoruz” diye çıkışması kendisini hem savcı hem yargıç yapmaz mı? Eylemlerinin “oyun”la ne ilişkisi var?

Kara Harp Okulu mezuniyet töreni ve teğmenlerin çıkışı siyasi çevrede güya tepkiye yol açmış. Oysa bu davranışları vatandaşların neredeyse tamamı tarafından takdirle karşılanmıştı. Erdoğan’dan geri kalmak istemeyen MHP lideri Devlet Bahçeli olayı “istismar lobisini heyecanlandıran ikinci yemin hadisesi” olarak nitelendiriyor ve “Meselenin yakından takipçisi olacağız” diyor. Sanki teğmenler, “Kahrolsun Devlet Bahçeli, kahrolsun iktidar!” diye haykırmışlar. Sanki teğmenler AKP&MHP’nin Cumhur İttifakı’na düşmanmış gibi.

Bereket versin, Bahçeli’nin ardından açıklama yapan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik teğmenlerin tepki toplamasını eleştirmiş, “Bunlar milletin evlatlarıdır. Teğmenlere hakaret edilmesi de kabul edilemez” demişti.

Bütün bunlar iktidarın kendine olan güvenini yitirdiğinin göstergesidir. Bu duruma düşen hükümet manevi teröre başlar. Kayyum atamalarıyla başladı bile!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Teğmenler ve RTE 11 Şubat 2025
Devlet aklı 9 Şubat 2025
Hakaretin kerameti 7 Şubat 2025

Günün Köşe Yazıları