Gazetecilere hapishanelerdeki mahkûmlardan çok sayıda mektup gelir. Son dönemde bana da ulaşanların önemli bölümü kamuoyunda “kuyu tipi hapishane” olarak bilinen insanlık dışı uygulama hakkında.
Bir tanesinde yer alan şu satırları okuyucularıma aktarmak istiyorum.
“Kuyu tipleriyle ilgili yazmak istiyorum. Belki onlarca mektup almışsınızdır bununla ilgili. İnsanı insan yüzüne hasret bırakan, nefes almayı bile yasaklayan bu hapishanelerin hepsi birer canlı insan mezarlığı gibidir. Pencereleri sık dokunmuş tel örgülerle kapalı. İçeriye hava bile girmiyor. İçerideki hava da sürekli nemli ve boğucu bir hücrenin içinde yıllarını geçirmek daha doğrusu zulüm çekmek zorundasın. Bir de çeşitli hastalıklarınız varsa burada hapis yatmayı değil, ölümü beklemeyi dayatıyorlar. Kuyu tiplerinde yüzlerce insana bu zulüm yaşatılıyor.”
BARONUN RAPORU KOŞULLARI BELGELEDİ
Kuyu tipi hapishanelerdeki hücre pencerelerinde demir parmaklık, parmaklığın önünde küçük delikleri olan metal bir levha var. Hücre kapısı 24 saat kapalı olduğu için hava akışının sağlanabileceği tek yer bu pencere. Hücreler altı adım uzunluğunda, beş adım genişliğinde. Mahkûmlar, yalnızca günde bir saat boş bir beton zemine çıkarılıyor.
Bu konuda İstanbul Barosu İnsan Hakları Merkezi’nin Çorlu Karatepe Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde yaptığı incelemeler sonucunda yayımladığı bir rapor var. O raporda, hücrelerin kameralarla 24 saat izlendiği, bunun hiçbir yasal dayanağının olmadığı ve mahpusların özel hayat hakkının ihlal edildiği vurgulandı.
Hücre kapıları gardiyan anahtarıyla değil, kontrol odasındaki elektronik sistemle açıldığından, elektrik kesintilerinde kapıların açılmamasının acil durumlarda ciddi risk oluşturduğu uyarısı yapıldı.
Sohbet ve spor hakkı uygulanmazken, kitap, kalem ve mektup kısıtlamalarının da mahpusların yaşamını iyice zorlaştırdığı, ayrıca hastaneye giden tutukluların kelepçeli muayeneye zorlandığı belirtildi.
GÜNEŞİN VE HAVANIN YASAKLANDIĞI YER!
Mahpuslar, günün 23 saatini havalandırmasız hücrelerde geçirdiğinden, tecrit nedeniyle bir süre sonra ağır psikolojik sorunlar da meydana geliyor.
Kuyu tipi hapishanelerin mevzuatta yeri olmamasına karşın 15 kadar hapishanede uygulandığı biliniyor. Baronun raporuna göre, Çorlu Karatepe ve diğer kuyu tipi hapishanelerde tutulan en az 10 mahpus açlık grevinde; insan onuruna aykırı koşulların sona erdirilmesini ve bu hapishanelerin kapatılmasını talep ediyorlar.
Mahkûmların temel haklarını yok eden kuyu tipi hapishane uygulamaları insan onuruna aykırıdır. 12 Eylül zindanlarından beter koşulların söz konusu olduğu kuyu tipi hapishaneler ya hemen kapatılmalı ve orada yatanlar başka cezaevlerine nakledilmeli ya da bu hapishaneler insani yaşam koşullarını sağlayacak hale getirilmeli.
Kuyu tipi hapishanelerde kalanların fiziksel, ruhsal ve bedenen sağlıklarını kaybetmeleri kaçınılmazdır. İnsansızlaştırmaya ek olarak güneşin ve havanın yasaklanmasının tek adı olabilir. O da faşizmdir.
Adalet bakanı, sık sık “Tutuklu ve hükümlüler devletimize emanettir” diyorsa kuyu tipi hapishanelerden yükselen çığlıkları da duymalı.