Marx yaşasa vegan devrimi için ne derdi?

07 Mayıs 2019 Salı

5 Mayıs, Karl Marx’ın 201. doğum günüydü. Dünyayı en fazla etkileyen düşünürlerden biri olan Marx’ın görüşleri günümüzde geçerliliğini koruyor.
Engels ile birlikte 1848’de yayımladıkları Komünist Manifesto’da insanlık tarihinin sınıf mücadeleleri tarihi olduğunu ve bu mücadelenin işçi sınıfının zaferiyle sonuçlanacağını söylediler. Tarihin en sarsıcı kitabı oldu; hâlâ da öyle.
2018’de Marx’ın 200. doğum yılında çeşitli toplantılar yapıldı, filmler çekildi ama bu yıl o ölçüde dikkat çekici bir anma etkinliğine rastlamadım. Bu yazıyı hem Marx’ı saygıyla anmak hem de bir tartışmayı gündeme getirmek için yazdım.
Geçen ay ikinci baskısı yapılan kitabım “Vegan Devrimi ve Hayvan Özgürlüğü”nde Karl Marx ile ilgili bir bölüm var. “Marx Bugün Yaşasaydı Vegan Olur muydu?” adlı o bölümde, Marksizmi hayvan sömürüsü açısından değerlendirdim. Konunun ayrıntısı kitapta var ama burada da değinmeyi yararlı gördüm.

***

Bazı araştırmacı ve yazarlar, Marx’ın insan merkezli (hümanist) düşünce yapısı nedeniyle türcü olduğunu ve bu yüzden hayvan hakları konusunda tutucu bir yaklaşım içinde olduğunu söylüyor.
Kanımca Marksizmi günümüzde yorumlamak için, insan, doğa ve emek hakkında yazdıkları iyi analiz edilmeli.
Marx’a göre, teknolojik gelişmeler doğayı kontrol altına aldıkça yabancılaşma artar. Bugün insanın doğayı her yönden katlettiği 6. büyük yok oluşun yaşandığı, yabancılaşmanın en yüksek seviyeye çıktığı bir dönemdeyiz. Marksist teorinin günümüzdeki dehşet verici hayvan katliamını ve onun yarattığı yıkımı görmezden gelmesi, kendi savunduklarıyla çelişir.
Marx, Kapital’de kapitalizmin yalnızca emekçiyi değil, doğayı da sermaye kaynağı olarak sömürdüğünü yazar.
Toprak ile kurulan bugünkü ilişkiler çerçevesinde gelecek kuşakların varoluşu tehlikeye giriyorsa...
Topraksızlaşmanın, su ve hava kirliliğinin, ormansızlaşmanın en büyük etkenlerinden olan hayvancılık sürdürülürse...
Gezegenin ve insanın varlığı tehlikeye girmeyecek midir?
Kapitalizmin vahşi yöntemlerinin çevreye verdiği zararı, 19. yüzyılda gören ve bunun yaratacağı tehlikeleri gündeme getiren bir düşünürdü Marx.
21. yüzyılda hayvancılık sektörünün doğada yarattığı felaketleri...
İklim değişikliğini tetikleyişini...
İnsan sağlığına olumsuz etkilerini görse...
Acaba bu sorunlara çözüm getiren vegan devrimi için ne derdi?
Kapitalizmin meta üretimi arayışıyla mülkiyet olarak gördüğü hayvanlar, sömürünün ortak noktasıdır. Günümüzde kapitalist rantı zirveye çıkarıp kitleleri ve onunla birlikte hayvanları da ezdiği bir sistem, sürdürülebilir olmadığından bir gün mutlaka değişecektir.

***

Hayvanların da insan gibi bilinç sahibi duyarlı canlılar olduğunun kanıtlanması karşısında, Marx, etik nedenle hayvan özgürlüğü felsefesine yaklaşır mıydı? Bu konuda tahmin yürütmek zor...
Ama hayvancılık sektörünün yeryüzünde yarattığı yıkıma ve insan sağlığı üzerindeki zararlarına duyarsız kalmaması gerekirdi.
Ayrıca Marksizm dogmatik değildir. Marx’ın, günümüzde kendini “ilerici” diye niteleyen bazı insanların ısrarla sürdürdüğü sol türcülük gibi değişime kapalı olması, diyalektik ile de tezat olurdu.
Marx, bir direniş teorisyeniydi. Kapitalizmin kendi mezarını kazdığını, barışçıl olmadığını anlatıyordu. Mezarcıları afişe ederek dünyayı ayağa kaldırdı.
Filozoflar, şimdiye kadar dünyayı yalnızca çeşitli biçimlerde yorumladılar, oysa aslolan dünyayı değiştirmektir diyen bir filozof, vegan devrimine de kayıtsız kalmazdı; kalmaması gerekirdi.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları