Eskiden beri alışkanlıktır, hakem kararları üzerinden tartışmak. O yüzden ülkedeki futbol federasyonlarının asli görevi, sahada adaleti sağlamaktır; gerisi kolaydır, eğer profesyonel kadrolarınız iyiyse. Gelgelelim, Türk futbolu son 1 yılı aşkın süredir ciddi bir hakem kaosu yaşıyor. Yanlış anlaşılmasın, “Hakemler çok kötü maç yönetiyor” anlamı çıkmasın. Sadece zaten var olan ve artan hakem hataları üzerinden bir kaos ortamı oluşmuş durumda. Eskiden verilen ya da verilmeyen penaltılar ile goller üzerinden tartışmalar olurdu; şimdi ise parametre sarı karta kadar indi. Artık “Bana çok kart çıktı, sana çıkmadı” kavgası VAR. Üstelik Fenerbahçe ve Galatasaray yöneticileri de bu tartışmalara benzin döküyor. İki kulübün ikinci adamlarının yaptığı açıklamalar üzücü. Örneğin, Acun Ilıcalı ile Metin Öztürk bir etkinlikte nasıl yan yana gelecek, o sözlerden sonra kestirmek zor; biraz sakin olmak gerekiyor.
Evet, Türk hakemliği genel bir düşüş içinde. Eğer Cüneyt Çakır, Fırat Aydınus ve Abdulkadir Bitigen gibi isimleri, ortada maddi bir delil yokken görevden alır, onlardan yararlanmazsanız, deneyim barajını geçemeyen hakemler hata üstüne hata yapar. Bunun sonucunda da kulüpler “Yabancı hakem” diye şikâyet etmeye başlar. Bu noktada TFF’nin hem şu anki başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu hem de eski başkanı Mehmet Büyükekşi’nin ciddi hataları var. Yukarıda saydığım ve hatta saymadığım hakemler, TFF’ye dava açsa kazanır; çünkü ortada somut bilgi yok. Aksine, Türkiye’de eleştirilse de bu isimler Avrupa’da başarıyla maç yönetiyordu. Neyse! Mevlana’nın dediği gibi: “Ne kadar söz varsa düne ait, şimdi yeni şeyler söylemek lazım.” Öncelikle bu MHK, Ferhat Gündoğdu ile her geçen gün yeni bir skandala imza atıyor. Şimdilik yöneticilerin atışmaları ve tribünlerin birbirine koro halinde ettiği küfürler, yarın öbür gün farklı boyutlara ulaşırsa ve üzücü olaylar yaşanırsa, TFF baş suçlu ilan edilir.