Bir günde değil
Nilgün Cerrahoğlu
Son Köşe Yazıları

Bir günde değil

05.01.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Yeni yıla iki anı kitabıyla girdim: Şakir Paşa Ailesi ve Çalışmasam Yorulurdum

“Şakir Paşa Ailesi”ni başka vesileyle konuşuruz. 

“Çalışmasam Yorulurdum” bir nehir söyleşisi. 

Yeni yetme bir avukatken rastlantı sonucu petrol dünyasına adım atan, petrol hukukunda uzmanlaşarak sivrilen, “marka”laşan ve dünyaya açılan hukuk büroları kuran Murat Yazıcı ile gerçekleştirilen sürükleyici bir nehir söyleşisi. 

Furkan Berkay Özcan ile Baha Hıncal Nazsız isimli iki hukukçu genç gerçekleştirmiş.

Kitap onların inisiyatifi ile yaşam buluyor. Murat Yazıcı ile yapılan söyleşi, kariyerlerinin başında kendilerine bir “yol haritası” bulmaya çalışan bu iki Z kuşağı hukukçusunun arayışı ile tetikleniyor.   

“Çalışmasam Yorulurdum”, bu genç ekibin aslında tek söyleşisi değil. 

Özcan ve Nazsız, alanlarında “rol model” olan isimler etrafında “Bir Günde Değil” başlığıyla yayımladıkları internet söyleşileri dizisi oluşturmuşlar.         

Bu söyleşilerde başta “hukuk” olmak üzere mimari, ekonomi, eğitim, iş dünyası, girişimcilik, gastronomi, müzik, oyunculukta yükselen isimlerin başarıya giden yollarını işaretlemeye, çözümlemeye çalışmışlar. 

Ankara ve İstanbul’daki Yazıcı hukuk bürolarının kurucusu ve halihazırdaki ortağı Murat Yazıcı ile yapılan nehir söyleşisi böyle bir çalışmanın ürünü.  

Yani tavandan değil -tabiri caizse- tabandan bir istek söz konusu. O sebeple ortaya samimi bir yapıt çıkmış. 

‘KESKİN UÇ’TAN BAŞLAMAK

Verilen yanıtlar denli, sorular da bu yüzden düşündürücü. 

“160 bin avukat var. Bu sayıya her yıl 20 bine yakın avukat eklemleniyor. Genç bir avukat bu sisteme nasıl dahil olacak?”

Özcan ile Nazsız’ın peşine düştükleri temel soru bu. 

Gençlerle etkileşimi her dem “uyarıcı” bulan Murat Yazıcı, F. B. Özcan-B. H. Nazsız ile beraber iki yıl alan bu çalışmaya, özellikle gençlerin bu motivasyonundan etkilendiği için atılıyor. 

Akıcı, doğal ve samimi sohbet diliyle ilerleyen kitapta yaşam sevincini, heyecanını yitirmemiş, hiç “boomer”laşmamış bir “boomer”ın öyküsünü buluyoruz. 

Vaktiyle biz 68 kuşağı diyorduk. 

Şimdi biliyorsunuz “boomer” deniyor. 

“Çalışmasam Yorulurdum”a bu bağlamda bir “boomer-Z kuşağı söyleşisi” olarak da bakılabilir. Kitap “eski Türkiye”den geniş kesitler sunuyor. 

Yazıcı’nın çocukluğu ve gençliği “homojen”, memur kenti Ankara’da biçimleniyor. Ve son kertede o Ankara genç Yazıcı’nın hayatına yön veriyor.  

26 yaşında stajını yeni bitirmiş bir avukat olarak herkesin birbirini tanıdığı Kızılay’da yürürken yaşamı değişiyor. Genç avukat çünkü Shell’de “bir avukat arandığını” söyleyen bir hocasına rastlıyor. 

Derhal ver elini o yılların petrol dünyasında “sharp end/keskin uç” olarak adlandırılan Diyarbakır

Diyarbakır 70’ler Türkiye’sinde tam bir “uzak şehir”.

Shell şantiyesi dışında, bir otel çatısındaki bir “English Pub”tan başka hiçbir sosyalleşme imkânı barındırmıyor.  

İki yıllık zorlu Diyarbakır deneyimi ardından, kendisine vaat edilen koşulların sağlanmadığını gören genç hukukçu -radikal bir kararla- işsiz kalmak ve üçte bir maaşa talim etmek pahasına istifa edip Türkiye Petrolleri TPAO’ya geçiyor. 

Eski Türkiye TPAO’sunda “pırıl pırıl” bir kadro var. 

Söyleşinin belli bölümlerine katılan ve de bir belgesel tadı katan Yazıcı’nın yol arkadaşları, “Türkiye’deki eğitim o zaman çok iyiydi” diyerek o yılların TPAO’sunu anlatıyorlar:

“Türkiye’de okuyan mühendisler, jeologlar, avukatlar hepsi mesleklerini iyi öğrenen insanlardı. Bugün yüksek öğretiminin durumu o gün yoktu.”

ŞAMPANYA MİSALİ

“Çalışmasam Yorulurdum”, kişisel bir başarı öyküsü denli, bir eski-yeni Türkiye aynası olması itibarıyla çok ilginç. 

Şans, rastlantı, doğru anda doğru yerde bulunmanın yanında donanım ve birikim temelli özgüven ve bu özgüvene dayalı radikal kararları cesurca, tereddütsüz alabilmek... 

Bu döngünün Murat Yazıcı’nın hayatına sürekli damga bastığını görüyoruz.  

Tarih de ne var ki kendisine yardım etmiş. 

Mesela hiç hesapta olmayan biçimde birden demir perde yıkılıyor. 

Yazıcı, “petrol hukukunda” uzmanlık kazanan ve tam da o zamanlamayla kurduğu hukuk bürolarıyla Türk cumhuriyetlere açılıyor. 

2. Irak savaşının ortasında Irak’ta yatırım yapan ve Londra borsasına giren -Genel Enerji- şirketinin hukuk danışmanı oluyor ve yönetim kuruluna katılıyor.          

Kitabın en eğlenceli sayfaları Talabani ile yapılan bir sabah kahvaltısı... 

Talabani denetimindeki bölgenin petrol sahalarını Türk işadamlarına açmak istiyor. 

Av. Yazıcı’nın, “Ama jeologlar bir çalışma yapmadan kolları sıvayamayız. Orada petrol olduğundan nasıl emin olabiliriz?” şeklindeki sorusuna;  

“Don’t worry/Endişelenme!” yanıtını veriyor: 

“Amerikalılar gelecek ve Saddam gidecek. Petrolü biz ihraç edeceğiz. There is oil, 2 billion barrels, like champagne/2 milyar varil petrol var, şampanya misali!”

Film sahnesi gibi.  

Yazarın Son Yazıları

2025 ‘müesses nizamın’ sonu

Yılbaşı mesajları şimdiden akmaya başladı.

Devamını Oku
21.12.2025
Nermin Abadan Unat

Nermin Abadan Unat’ı en son TV’de 2022 Aralık’ında İmamoğlu için yapılan destek mitinglerinin ilkinde gördüm.

Devamını Oku
14.12.2025
Masterchef’te yılın kelimesi: Nasip

Görmüşsünüzdür: “Siyaset dışı en güvenilir isimler anketi”nde Sedat Peker ilk sıraya oturdu.

Devamını Oku
07.12.2025
Epstein: Körlerin fil tarifi

“Gerçeklerin, çoğumuzun gözünden kaçan bir yapısı var”...

Devamını Oku
23.11.2025
BBC’ye darbe... Faşizme kayış

İngiliz yazar Ian McEwan uyarıyor...

Devamını Oku
16.11.2025
Mamdani tarih yazdı

Turhan Selçuk’un çok sevdiğim bir karikatürü vardır: Küçük balıklar bir araya gelip devasa bir köpek balığını kovalar.

Devamını Oku
09.11.2025
Mamdani kasırgası

Annesi Mira Nair...

Devamını Oku
02.11.2025
Kaddafi’nin İntikamı

Mezardan yükselen intikamlar bunlar...

Devamını Oku
26.10.2025
Ortadoğu’da altın çağ...

Shehadeh Dajani’nin yüzü hâlâ gözlerimin önünde...

Devamını Oku
19.10.2025
Nobel’in prestiji çakıldı

Michael Wolff... Trump döneminin kara kutusu.

Devamını Oku
12.10.2025
Geç olmadan

"87 yaşındayım" diyor Jane Fonda...

Devamını Oku
05.10.2025
Meşruiyet nedir?

“Cesur bir adım atalım ve ona (Cumhurbaşkanı Erdoğan’a!) bire bir ilişki temelli gereksinim duyduğunu verelim. O nedir? Meşrutiyet!”

Devamını Oku
28.09.2025
Trump’ın korku imparatorluğu

Sizler bu satırları okurken Trump Amerika’sı geçen hafta içinde öldürülen radikal sağ aktivist Charlie Kirk’ü ulusal törenlerle uğurluyor olacak.

Devamını Oku
21.09.2025
Hedef muhalefeti yok etmek

Amaç, muhalefeti etkisizleştirmek ve işlevsizleştirmek...

Devamını Oku
14.09.2025
Titanik’te olmak

Proizvol ve prodazhnost... Rusça iki sözcük.

Devamını Oku
07.09.2025
Hür dünyanın sonu

Prodi’yi hatırlarsınız...

Devamını Oku
31.08.2025
Midas’ın Kulakları

Çocukluğumda “Midas’ın Kulakları” diye çok ünlü bir oyun vardı.

Devamını Oku
24.08.2025
Başyücelik hutbesi

İslam inkılabının ana kanun maddesi şudur: Bütün kanunlar Allah’ın emirlerine uygun ve bağlı olarak insani selim duygu ve düşünceye dayanır.

Devamını Oku
17.08.2025
Epstein Vakası

"Epstein vakası ABD siyaset kültüründe merkezi bir komplo kertesine erişti, bu gidişle Kennedy suikastı mitosu ile yarışır” diyor Michael Wolff.

Devamını Oku
10.08.2025
Kara düzen

II. Trump badiresine karşı Başkanlık yarışına girmek cüretini gösteren Demokrat Parti adayı Kamala Harris ilk kez konuştu ve...

Devamını Oku
03.08.2025
Sevgili Altan bey

Sevgili Altan bey

Devamını Oku
27.07.2025
Siyasette gerçeklik yok oldu

“ Otokratlar rakiplerini artık öldürmüyor” diyor Anne Applebaum ve devam ediyor...

Devamını Oku
20.07.2025
Grok zamanlarında yaşamak

Bir arkadaşımdan geldi. Instagram iletisi... ’70 li yıllar. Bikinili dört kadın güneşin altında mutlu mesut uzanmış.

Devamını Oku
13.07.2025
Zohran efsanesi

Faşizm gemi azıya aldıkça, çarenin yerel siyasetten geçtiği anlaşılıyor.

Devamını Oku
06.07.2025
Venedik’te düğün

Thomas Mann “Venedik’te Ölüm”ü tam Birinci Dünya Savaşı arifesinde, bir “çöküş” hikayesi olarak kaleme almıştı. “Belle époque/Muhteşem devir”tabir edilen 19. yüzyıldaki 2. sanayi devriminin sonu ile 20. yüzyıl başının sonsuz istikrar, refah ve özgüven çağı sonlanmış, baş döndürücü teknolojik değişimlerle toplumun değerler skalası değişmişti.

Devamını Oku
29.06.2025
İsrail’in ‘pis işleri’

Deyim, Almanya’nın yeni Şansöylesi Friedrich Merz’e ait. Bir haftadır Mertz’in şok...şok...şok bu sözleri konuşuluyor.

Devamını Oku
22.06.2025
Trump’ın ‘oyuncak askerleri’

14 Haziran’da Washington’da bir kutlama için, yerleri dolduracak yedeklere ihtiyaç var.

Devamını Oku
15.06.2025
Dekadans

Donald Trump, Beyaz Saray’a çıktığı ilk yıllarda, “New York’un ortasında, 5. caddede çıkıp birini vursam bir tek seçmen kaybetmem!” demişti.

Devamını Oku
08.06.2025
Kurşun hızı

Adına “muzzle velocity” diyorlar. Deyimi siyasi jargona sokan isim Trump’ın “karanlık prensi” Steve Bannon.

Devamını Oku
01.06.2025
Habeas Corpus nedir?

“Habeas Corpus nedir? Tanımlar mısınız?”

Devamını Oku
25.05.2025
Arabistanlı Donald’ın evreni

İç gerilimlerin cümlemizi sersem ettiği, burnumuzun ucunu göremez hale getirdiği Türkiye’nin dışında bir dünya var.

Devamını Oku
18.05.2025
Trump Vatikan’a da göz dikti

Trump Vatikan’a da göz dikti

Devamını Oku
11.05.2025
Psikolojik harekât

Psikolojik harekât

Devamını Oku
04.05.2025
Vatikan’da dönüm noktası

Vatikan’da dönüm noktası

Devamını Oku
27.04.2025
Romancının ölümü

Romancının ölümü

Devamını Oku
20.04.2025
Starmer’ın sessizliği

Starmer’ın sessizliği

Devamını Oku
13.04.2025
İmamoğlu ‘rakip’ olmasaydı...

İmamoğlu ‘rakip’ olmasaydı...

Devamını Oku
06.04.2025
Pikachu’nun anlattıkları...

Pikachu’nun anlattıkları...

Devamını Oku
30.03.2025
Kafka senaryosu

Kafka senaryosu

Devamını Oku
23.03.2025
Avrupa'da neler oluyor?

Avrupa'da neler oluyor?

Devamını Oku
16.03.2025