Sevgiliye Mektuplar
Nilgün Cerrahoğlu
Son Köşe Yazıları

Sevgiliye Mektuplar

24.03.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bilincimizi şekillendiren bir okul olan bu gazetenin benim için en değerli yazarlarından biriydi” diyor bir Ekşi Sözlük kullanıcısı ve ekliyor: “Uğur Mumcu kadar değer verirdim birikimine ve olgun üslubuna. Ölüm haberini duymaktan derin bir üzüntü duydum.” 

Cumhuriyetteki bir yazısıyla ülkeye dair umudumu yeşertmiş yazardır” diyerek ilave ediyor bir başkası: 

O yazısında Türkiye’deki aydın cumhuriyetçi ve Atatürkçü insanların ortalama bir Avrupa ülkesi nüfusundan fazla olduğunu yazmıştı. Değerli, yeri dolmayacak bir aydındı. Kirletilen ‘vatanseverlik’ kavramının gerçek örneklerindendi. Çok beyefendi, mütevazi ve güzel Türkçesi ile inandığı şeyleri anlatan bir gazeteciyi kaybettik. Yıldızlar yoldaşı olsun.” 

Düşüncelerime etkisi olan biridir” diye yazıyor gene bir diğeri... 

Gurur verici “yılların eskitemediği Cumhuriyet yazarı” ifadesiyle onu anıyorlar. 

Cumhuriyet gazetesinden ve bu dünyadan bir Ali Sirmen geçti. 

Bu şekilde hatırlanmak her babayiğidin harcı değil. 

Cumhuriyet, yazarıyla, okuruyla, hepimiz, her birimiz için bir gazetenin çok ötesindedir. 

Bu yıl 100. yılına giren basınımızın bu büyük abidesi, cumhuriyet Türkiye’sinin ilerici ve laik ruhunun simgesi, temsilcisi, taşıyıcısı olageldi. Cumhuriyet kuşaklarının yol göstericisi ve referansı oldu. Çok sayıda genç gazetecinin yetişmesine katkıda bulundu. 

Sirmen bu yüzyıllık gazetenin işte bu fark yaratan ruhuyla örtüşen, özdeşleşen ve yayın yaşamının yarısına damga vuran tarihi kalemiydi. 

İlk yazısı 23 Nisan 1974'te yayımlanan değerli yazarımız, genel yayın yönetmeni sevgili Mine Esen’in deyimiyle “gazetemizin belleği” oldu. 

Sirmen’in fikirleri, duruşu, yaşamı, birlikte yol yürüdüğü dostları-İlhan Selçuk, Uğur Mumcu, Nadir Nadi, Turhan Selçuk-bu gazetenin hep yapı taşlarıydı. 

35’inde adım attığı “yuva”sında olgunluk yıllarını geçirdi ve sonra burada yaşlandı. 

Son yazısını, ölümünden yalnız 11 gün önce… ardında adeta bırakmak istediği bir “son söz” ve vasiyet gibi “Laiklik Nedir?” başlığı ile yayınladı. 

31 MART'IN GERÇEK YÜZÜ 

Laiklik, Sirmen’in son dönemde döne döne ele almaktan yılmadığı bir konuydu. 

Geçen ay daha 23 Şubat’ta, 31 Mart seçimleri için yazdığı uyarı nitelikli “Türkiye hala laik mi?” başlıklı yazısında, “Türkiye artık laik bir ülke değildir” notunu düşerek ekliyordu: 

“Tek teselli toplumun henüz tam olarak teslim olmaması ve düzeni korumasıdır... 

31 Mart’ta yerel seçimlere giderken bu oylamanın gerçek yüzünü iyi görmek lazımdır... 

Türkiye’nin laik kalması isteniyorsa… tıpkı Kuvvacılarınkine benzeyen bir diri mücadale vermek zorundayız.” 

Sirmen’in son yazılarına damga vuran bir başka konu, mumun beri yandan erimekte olduğuna ilişkin keskin bilinçti. 

Geçen bahar İlham Gencer’in arkasından şunları yazmıştı: 

“İlham Gencer’in ölüm haberini alınca son zamanlarda pek sık içine düştüğüm iki zıt ruh halini bir arada yaşadım. Birincisi, ölümü, kendi ölümümü düşündüm, ürperdim yine. İkincisi herkesin birbiri ardından öldüğü bir dünyada hâlâ sıramın gelmemiş olmasından telaşlandım, sanki hiç bana sıra gelmeyecekmiş gibi panikledim. 

Bir kez daha sabırsızlıkla sordum: ‘Sıra bana ne zaman gelecek?’ 

Bu soruyu birçok kez içtenlikle soruyorum ama yaşamış olmaktan hoşnutluğumu da gizliden gizliye duyumsuyorum. 

Şu sırada, benim için en akla yakın, en makul şeyin ölmek olduğunu düşünüyorum. Ama sonra da ölmeye üşeniyor, kendi kendime söyleniyorum: 

-Boş ver şimdi kim uğraşacak ölmekle, ne güzel alıştığımız şey işte yaşamak. 

Sonra kendime şımarıklık mı ediyorum, kapris, naz mı yapıyorum diye soruyorum. 

O da değil. Kapris, naz yapacak kimse yok ki etraf bomboş, yapayalnızım.” 

KİM BU SEVGİLİ?

Yalnızlığı, ölümü, sevgiyi, dostluğu, Sirmen’in kimliğini biçimlendiren diğer başat kurum, “bir liseden fazlası” olarak tanımladığı Galatasaray yıllarından başlayarak biriktirdiği  “Eski Türkiye” anılarını, coşkularını, hüzünlerini, kişiliğinde hemhal olan iyimserlik ve karamsarlığı her Pazar bu sayfalara taşıyan “Sevgiliye Mektuplar”, bundan böyle artık yok, olmayacak. 

Sirmen’in sevgilileri terk edildi. 

O mektuplar bizeydi. 

Daha doğrusu aslında hem biricik Mine’sine, hem bizeydiler… 

Bir defasında “Kim bu sevgili? Mine Hanım mı?” sorusuyla sık karşılaştığını yazmış ve anlatmıştı: “Bir kere yıllar önce kitap fuarı için gittiğimde İzmir’de bir hanım okur gülerek gelip, boynuma sarılmış, ‘Teşekkür ederim Ali Sirmen her pazar bana mektup yazman o kadar hoşuma gidiyor ki' demişti, çok duygulanmıştım. 

İzmirli okurum haklı. ‘Sevgili’ Cumhuriyet okurudur. Ama doğrusu onun aynı zamanda Mine olduğunu söylemezsem eksik kalır.” 

Güle güle Ali Sirmen. Güle güle… 

Yıldızlarla gökyüzünde ışıldamaya devam et bizim için.

Yazarın Son Yazıları

2025 ‘müesses nizamın’ sonu

Yılbaşı mesajları şimdiden akmaya başladı.

Devamını Oku
21.12.2025
Nermin Abadan Unat

Nermin Abadan Unat’ı en son TV’de 2022 Aralık’ında İmamoğlu için yapılan destek mitinglerinin ilkinde gördüm.

Devamını Oku
14.12.2025
Masterchef’te yılın kelimesi: Nasip

Görmüşsünüzdür: “Siyaset dışı en güvenilir isimler anketi”nde Sedat Peker ilk sıraya oturdu.

Devamını Oku
07.12.2025
Epstein: Körlerin fil tarifi

“Gerçeklerin, çoğumuzun gözünden kaçan bir yapısı var”...

Devamını Oku
23.11.2025
BBC’ye darbe... Faşizme kayış

İngiliz yazar Ian McEwan uyarıyor...

Devamını Oku
16.11.2025
Mamdani tarih yazdı

Turhan Selçuk’un çok sevdiğim bir karikatürü vardır: Küçük balıklar bir araya gelip devasa bir köpek balığını kovalar.

Devamını Oku
09.11.2025
Mamdani kasırgası

Annesi Mira Nair...

Devamını Oku
02.11.2025
Kaddafi’nin İntikamı

Mezardan yükselen intikamlar bunlar...

Devamını Oku
26.10.2025
Ortadoğu’da altın çağ...

Shehadeh Dajani’nin yüzü hâlâ gözlerimin önünde...

Devamını Oku
19.10.2025
Nobel’in prestiji çakıldı

Michael Wolff... Trump döneminin kara kutusu.

Devamını Oku
12.10.2025
Geç olmadan

"87 yaşındayım" diyor Jane Fonda...

Devamını Oku
05.10.2025
Meşruiyet nedir?

“Cesur bir adım atalım ve ona (Cumhurbaşkanı Erdoğan’a!) bire bir ilişki temelli gereksinim duyduğunu verelim. O nedir? Meşrutiyet!”

Devamını Oku
28.09.2025
Trump’ın korku imparatorluğu

Sizler bu satırları okurken Trump Amerika’sı geçen hafta içinde öldürülen radikal sağ aktivist Charlie Kirk’ü ulusal törenlerle uğurluyor olacak.

Devamını Oku
21.09.2025
Hedef muhalefeti yok etmek

Amaç, muhalefeti etkisizleştirmek ve işlevsizleştirmek...

Devamını Oku
14.09.2025
Titanik’te olmak

Proizvol ve prodazhnost... Rusça iki sözcük.

Devamını Oku
07.09.2025
Hür dünyanın sonu

Prodi’yi hatırlarsınız...

Devamını Oku
31.08.2025
Midas’ın Kulakları

Çocukluğumda “Midas’ın Kulakları” diye çok ünlü bir oyun vardı.

Devamını Oku
24.08.2025
Başyücelik hutbesi

İslam inkılabının ana kanun maddesi şudur: Bütün kanunlar Allah’ın emirlerine uygun ve bağlı olarak insani selim duygu ve düşünceye dayanır.

Devamını Oku
17.08.2025
Epstein Vakası

"Epstein vakası ABD siyaset kültüründe merkezi bir komplo kertesine erişti, bu gidişle Kennedy suikastı mitosu ile yarışır” diyor Michael Wolff.

Devamını Oku
10.08.2025
Kara düzen

II. Trump badiresine karşı Başkanlık yarışına girmek cüretini gösteren Demokrat Parti adayı Kamala Harris ilk kez konuştu ve...

Devamını Oku
03.08.2025
Sevgili Altan bey

Sevgili Altan bey

Devamını Oku
27.07.2025
Siyasette gerçeklik yok oldu

“ Otokratlar rakiplerini artık öldürmüyor” diyor Anne Applebaum ve devam ediyor...

Devamını Oku
20.07.2025
Grok zamanlarında yaşamak

Bir arkadaşımdan geldi. Instagram iletisi... ’70 li yıllar. Bikinili dört kadın güneşin altında mutlu mesut uzanmış.

Devamını Oku
13.07.2025
Zohran efsanesi

Faşizm gemi azıya aldıkça, çarenin yerel siyasetten geçtiği anlaşılıyor.

Devamını Oku
06.07.2025
Venedik’te düğün

Thomas Mann “Venedik’te Ölüm”ü tam Birinci Dünya Savaşı arifesinde, bir “çöküş” hikayesi olarak kaleme almıştı. “Belle époque/Muhteşem devir”tabir edilen 19. yüzyıldaki 2. sanayi devriminin sonu ile 20. yüzyıl başının sonsuz istikrar, refah ve özgüven çağı sonlanmış, baş döndürücü teknolojik değişimlerle toplumun değerler skalası değişmişti.

Devamını Oku
29.06.2025
İsrail’in ‘pis işleri’

Deyim, Almanya’nın yeni Şansöylesi Friedrich Merz’e ait. Bir haftadır Mertz’in şok...şok...şok bu sözleri konuşuluyor.

Devamını Oku
22.06.2025
Trump’ın ‘oyuncak askerleri’

14 Haziran’da Washington’da bir kutlama için, yerleri dolduracak yedeklere ihtiyaç var.

Devamını Oku
15.06.2025
Dekadans

Donald Trump, Beyaz Saray’a çıktığı ilk yıllarda, “New York’un ortasında, 5. caddede çıkıp birini vursam bir tek seçmen kaybetmem!” demişti.

Devamını Oku
08.06.2025
Kurşun hızı

Adına “muzzle velocity” diyorlar. Deyimi siyasi jargona sokan isim Trump’ın “karanlık prensi” Steve Bannon.

Devamını Oku
01.06.2025
Habeas Corpus nedir?

“Habeas Corpus nedir? Tanımlar mısınız?”

Devamını Oku
25.05.2025
Arabistanlı Donald’ın evreni

İç gerilimlerin cümlemizi sersem ettiği, burnumuzun ucunu göremez hale getirdiği Türkiye’nin dışında bir dünya var.

Devamını Oku
18.05.2025
Trump Vatikan’a da göz dikti

Trump Vatikan’a da göz dikti

Devamını Oku
11.05.2025
Psikolojik harekât

Psikolojik harekât

Devamını Oku
04.05.2025
Vatikan’da dönüm noktası

Vatikan’da dönüm noktası

Devamını Oku
27.04.2025
Romancının ölümü

Romancının ölümü

Devamını Oku
20.04.2025
Starmer’ın sessizliği

Starmer’ın sessizliği

Devamını Oku
13.04.2025
İmamoğlu ‘rakip’ olmasaydı...

İmamoğlu ‘rakip’ olmasaydı...

Devamını Oku
06.04.2025
Pikachu’nun anlattıkları...

Pikachu’nun anlattıkları...

Devamını Oku
30.03.2025
Kafka senaryosu

Kafka senaryosu

Devamını Oku
23.03.2025
Avrupa'da neler oluyor?

Avrupa'da neler oluyor?

Devamını Oku
16.03.2025