Adnan Binyazar

Yetenek gelişimi

24 Eylül 2021 Cuma

Atatürk, Cumhuriyetin kültür bildirgesi sayılan “10. Yıl Nutku”nda özellikle gençlere şöyle seslenir:  

“Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir. Türk milletinin yürümekte olduğu yükselme ve uygarlık yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet bilimdir. Şunu da önemle belirtmeliyim ki, yüksek bir insan toplumu olan Türk milletinin tarihi bir niteliği de güzel sanatları sevmek ve bunda yükselmektir.”  

Nobel Bilim Ödülü’yle, ortamını bulan insanımızın başarıda nerelere varıldığını kanıtlayan Aziz Sancar, Atatürk’ün bu sözlerini doğrulamakla kalmadı, onur madalyasını Anıtkabir Müzesi’ne armağan ederek adını değerbilenler tarihine de yazdırttı.  

Ovaların yeşilini, göllerin suyunu, mevsimlerin düzenini yitirdiği dünyamızda, Azrail kesilen Covid belasının önünü BioNTech aşısıyla kesen Özlem Türeci ile Uğur Şahin adlarını yalnızca ulusumuz değil, dünya ulusları da saygıyla anacaktır.    

130 ÖĞRENCİ

Uluslar, bilimde-sanatta-teknikte-yönetimde yetenekli çocuklarına yeteneğini geliştirici olanaklar yaratmıyorsa, yalnız kendi toplumuna değil, insanlığa karşı da görevini yerine getirmemiş olur. Yaşamı kolaylaştıran buluşları, genellikle yetenekli çocuklarını özel eğitimden geçiren toplumların yapması rastlantı değildir.  

Gazetelerde Alman Lisesi’ni bitiren 130 öğrenciden 100’ünün Almanya’ya gittiğini okuyunca, büyük bir yetenek yitimine uğradığımızı düşündüm. 

Geleceğini ülkeleri dışında arayanlar, orada her istediklerini gerçekleştireceğini sanmasın! 18 yılımı Berlin liselerinde Türk çocuklarının ikinci yabancı dil olarak seçebildiği Türkçe dersinin kitaplarını yazmaya verdim. Berlin’le bağlantım hep sürdü. Türkiye’de üniversite bitiren nice öğrencilerin kendilerini ancak manavlık, lokantacılık, şoförlük, garsonlukla ayakta tuttuklarına tanık oldum.  

HAKSIZ SUÇLAMALAR

Politikacıların bir kesimi, ölüm kalım savaşları kazanılarak ilan edilen Cumhuriyet dönemi söz konusu olduğunda,  “Cumhuriyet ne yaptı ki, ne varsa biz yaptık!” diye meydan nutukları atıyor. 

Onlar, Cumhuriyetle altı yüzyıllık kültür tutsaklığından kurtulup bağımsızlığa erdiğimizi anlayacak bilinçten bile yoksundur. 

Oysa “Harika Çocuklar Yasası” çıkarılarak yetenekli gençlerin yurtdışında devlet bursuyla yetiştirilmelerini Cumhuriyet dönemi sağlanmıştır. Yasadan ilk yararlananlar da İdil Biret’le Suna Kan’dır. 

Yürürlükte olmasına karşın, son yetmiş yılda iktidar olanların hiçbiri yasayı uygulamamıştır.  

KENT ENSTİTÜLERİ

Prof. Dr. İsa Eşme, basılma aşamasındaki Yarım Kalan Aydınlanma Atılımı Köy Enstitüleri adlı yapıtında, belediyelerin, “Kent Enstitüsü” adıyla enstitü anlayışını eylemsel kılabileceğini öne sürerek, Eskişehir Tepebaşı Belediyesi’nin oluşturduğu “Kent Enstitüsü” ile İstanbul Belediye Başkanlığı Hayat Boyu Öğrenme Müdürlüğü’ne bağlı sanat ve meslek edinme kurslarını da örnek gösteriyor.    

Gazetelere yansıyan şu haberlere bakılırsa bunu uygulamaya geçirenler bile var:    

- Kartal Belediyesi, çocukların ve gençlerin kültür ve sanatla aralarında sevgi, kardeşliği yaratmaları amacıyla Sanat Akademisi adıyla bir Gençlik Senfoni Orkestrası oluşturmuştur.  

- 15 yaşındaki Nisa Ölmez, Bornova Belediyesi’nin hobi ve beceri edinme kurslarında keman eğitimi alarak ABD’deki en eski ve dünyanın sayılı okullarından olan New England Müzik Konservatuvarı’na giriş hakkı kazanmış.

Türkiye demokraside-hukukta-eşitlikte dengeyi bir türlü sağlayamıyor. Sanırım yeteneksizi yetenekli yerine koyarak ulusu daha büyük kayıplara uğratıyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Romeo ve Juliet 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları