Sanıyorum insanlar, beyni ve kafasıyla düşünce ile yaratıcılık en zor gibi yönetilen ayaklarımızın maharetine duyulan ilgi nedeniyle futbolu rakip olsalar da topluca izliyor. Aslında rekabete dayalı olan bu oyunda son gelişmeler ışığında teknolojik yeniliklerin de etkisi olmaktadır! Oyunun içinde en önemli etken goldür. Yani skordur. FIFA gibi uluslararası bir yapıyla  oynanan bu oyun şimdi şans oyunları ile birleştirilip güçlü bir yapıyla oyun olmaktan çıkıp endüstriyel hale getirilmiştir! 105’e 70 metrelik bir alanda 11’er kişiyle oynanan ama 7.32’lik iki kaleye 453 gramlık bir topu sokma sanatıdır. Sanatı diyorum çünkü o boyutta bir maharet taşımaktadır. Oynayan yani futbolcu!

Gol dedik oyunun meyvesi. Ama nasıl atılacağı yollarını çeşitli sistem ve taktiklerle hâlâ arayış içinde olan bir dünyadayız. Gol atmak için 11 kişilik takımınızın önce topu kazanması gereklidir. Bu topun olduğu yerde daha çok kalabalık olmaktır. Oysa bakın ve düşünün gol genelde kalabalıktan ziyade ters kanattan atılması kolay bir görüntü verir. Bunu son zamanlarda unutup yakın kanat vuruşları da yapılarak geliştirmek isteyenler oyunu zorlaştırmışlardır! Biz, yani antrenörler aldıkları eğitim gereği gençlere durağan şartlarda topa nasıl vuruş yapma gereğini değil; oyun içinde yer değiştirirken rakibi aldatmak veya top rakipteyken kazanmak gerçeğini öğretmeliyiz. Bunu yapamayan topa sahip olamayan takımın rakibe atak yapma şansı olamaz!