Zira 90 dakika oyunu yöneten iki kulübenin de öğrencilerimden olması, kendi adıma sahaya yansıyacak futbolu değerlendirmemde geçmişi hatırlamama neden oldu. İki takım da kazanmak için önce mücadelenin ve takım oyununun olması gerektiğini bize hatırlattı. 90 dakika mücadele eden, cesur, kararlı, sert ve baskılı oynayan futbolcular izledik. Kaleci Karius ve Samassa’nın duran toptan hatalı yediği iki gol dışında kaçan pozisyonlar da vardı.

Gergin tribünler, lider Sivasspor ve Beşiktaş’ın kazanmasını isterken zaman zaman oyunun içeriğini gözden kaçırdı. Savunmada kalabalık ve kazandığı toplarla çok çabuk karşı atağa geçen Sivasspor, çok kolay 2 golle öne geçti. Beşiktaş ise şampiyonluktaki iddiasını sürdürebilmek için riske girerek oynadı. N’Koudou’nun hareketliliği Sivas defansını sarsarken, orta alanda takımını çok iyi yöneten klas Emre’ydi. Gökhan Gönül’ün kazanmak adına verdiği mücadele çok olumluydu.

Beşiktaş’ın Sivasspor’a kiralık verdiği genç Fatih ise olağanüstü mücadele örneğiyle 10 kişi kalınan süreçte dahi takımının dikkat çeken oyuncusuydu. Herkesin gördüğü gerçek, Sivasspor’un tesadüfen lider olmadığıydı. Rıza Çalımbay ve öğrencileri, ligimize onurlu ve şahsiyetili bir mücadele getirdi. Golcüsü Yatabare’nin ustalığı dikkat çekerken, gelecek günlerde Beşiktaş’ı İstanbul’da yenmenin şampiyonluk yolunda çok önemli etken olduğunu unutmayacaklardır. 90+4’te Karius’un rakip kaleye kadar çıktığı pozisyonda Hakan’ın boş kaleye kaçırdığı gol, oyuna damgasını vuran bir görüntüydü.