Yaşayan umutlar olmayı sürdürmek
Ali Apaydın
Son Köşe Yazıları

Yaşayan umutlar olmayı sürdürmek

12.06.2025 09:06
Güncellenme:
Takip Et:

On yıllardır, her geçen yıl daha kötüsünü yaşadığımız eğitim öğretim dönemleri geçiriyoruz. Ülkemizde eğitime olan güven alt üst olmuş durumda. Bu yıl üniversite sınavlarına yaklaşık 560 bin daha az başvuru yapıldı. Uzun süredir ülkemizin üniversitelerine olan güven azalıyor. Öğretmenlik mesleği tarihimizde hiç olmadığı kadar saygınlığını yitirmiş halde, okullarımızda öğretmen olmayan öğretmenlerin sayısı gün be gün artıyor. Daha da kötüsü ÇEDES gibi uygulamalar eliyle öğretmen olmayan insanlar eğitim veriyor sınıflarımızda! İlk ve ortaöğretim kademelerinde niteliksel çöküşün de çöküşündeyiz; okullarımız adeta suç işlenen birer kuruma dönüştü, dönüştürülmeye devam ediyor!

Bir ders yılını daha noktalamak üzereyiz. Böyle bir zamanda, yani faşizmin gölgesinde yaşadığımız bugünlerde, eğitim sistemimizin temelini sarsan ve uzun vadede onarılamaz hasarlar bırakan derin yaralar ile öğretmenlerin sorumluluğuna ilişkin birkaç not düşmek anlamlı olacaktır.

HAYALET ÖĞRENCİLİĞİN YENİ HALLERİ

Son birkaç hafta içinde birçok öğretmen arkadaşım hayalet öğrenci uygulamasının farklı farklı biçimlerde devam ettiğini belirten dönüşler yapıyor bana. Görünen o ki, hayalet öğrenci suçu özellikle ders yılının sonlarına doğru yeni boyutlar kazanmış halde. En yaygın olanı, devamsızlık sınırını aşan öğrencilerin velilerinin, okul yönetimlerinden durumu “görmezden gelmelerini” talep etmesi. Bu talep çoğu zaman nazik bir rica olarak başlıyor sonrasındaysa artık sıradanlaşmış bir kötülük olan bir tehdide dönüşüyor.

Bu baskıya direnen okullar ve yöneticilerle karşılaşıldığındaysa suç başka bir biçime dönüşerek işleniyor: öğrenci hiç vakit kaybetmeden, derslerine ve sınavlarına hiç girmeden ders yılını tamamlayabileceği, “işlerin görüldüğü” sözde okullara naklettiriliyor.

MEB, geçen ders yılına ilişkin bu suçtan dolayı 403 öğrencinin diplomasının iptal edildiğini ve 10 özel okulun ruhsatının geri alındığını yakın zamanda açıkladı. Buna rağmen halen bu suçun çok rahat bir şekilde işlenmeye devam ediyor olmasını mevcut bakanlığın gidermesini beklemiyorum. Çünkü gerçek verilerin bunların çok üzerinde olduğunu her birimiz biliyoruz! Ancak hangi tarihte olursa olsun bu suçu işleyen okul yöneticileri ve veliler hakkında mutlaka bir gün işlem yapılacaktır. Ki o günler geldiğinde meydanlarda “laik, bilimsel eğitim” diye isyan ederken gördüğümüz bazı öğretmenlerin bile kendi çocukları için böyle bir suçu nasıl işlediğini bütün gözler görecek ve eğitim tarihimizin en utanç verici yüzlerini her birimiz bir bir tanıyacağız! Tanımak zorundayız!

MÜCADELE ALANLARINDA SAKLANIP FIRSAT ARAYANLAR

Eğitime ilişkin sorunları eğitim terminolojisi içinde bile konuşamayan bir ülkeye dönüştük. Bugün, eğitim alanındaki niteliksizleşmenin yalnızca okullarımız ve öğretmenlerimiz düzeyinde yaşandığını sanmak ahmaklık olur. Artık açık bir şekilde vurgulamak zorundayız ki, okulların, öğretmenlerin ve öğrencilerin haklarını savunmaya çalışan muhalif kurumlar bile niteliklerini kaybetmiş ve kendi popülaritesini artırmaya çalışan fırsatçı kimseler tarafından işgal edilmiş haldedir.

Birçok alanda olduğu gibi eğitim alanında da mücadele etmek yerine mücadele edenlerle mücadele etmeye yönelen fırsatçı kimseler1, bugün ciddi bir sorun olarak duruyor karşımızda. Hak mücadelesinde aktif gibi görünen, ancak her durumda sorumluluk almaktan kaçan ve her başarısızlıkta başkalarını suçlayan, kendi hatalarını daima görmezden gelen bu kimselerin eğitim mücadelesine katkı sunmak yerine katkı sunabilecek insanları pasivize etmelerinin önüne geçmek zorundayız. Çünkü bu insanlar eğitim mücadelesinin en sinsi düşmanlarıdır!

ÖĞRETMENLERİN SORUMLULUĞU: YAŞAYAN UMUTLAR OLMAYI SÜRDÜRMEK

Bir ülkenin faşizme doğru sürüklenmesini engellemenin yolu her şeyden önce okullarımızı özgür düşüncenin, felsefenin, sanatın ve bilimin merkezi haline getirerek güçlendirmekten geçer. Unutmayalım ki yarının dünyasını inşa edecek olanlar bugünün okullarından mezun olacak insanlardır. Bu bakımdan insanlığın en önemli mücadele alanı olan eğitimin meşakkatli patikalarında yol alırken, incelikli ve titiz bir şekilde yürümemiz gerekiyor.

AKP iktidarıyla birlikte okullarımız her geçen yıl daha bir işlevini yitirdi, yitiriyor. Ve bugün işlevini kaybeden okullarımızla birlikte her şeyin toplumsal bir felakete evrildiği distopik bir ülkeye dönüşüyoruz. Böyle bir zamanda, toplumsal dokunun her bir hücresine işleyebilen kişiler olan öğretmenlerin sorumluluklarını üstlenerek yaşayan birer umut olmayı sürdürmeleri her zamankinden daha fazla önem taşıyor.

Unutmayalım, seçim, her zaman bizlerin elindedir: cehaletin karanlığında kaybolmak mı, yoksa eğitimin ışığında parlamak mı? Asla unutmayalım, bu seçimi her birimiz yapıyoruz ve her birimiz öğretmenlerimiz ve eğitim sayesinde bu seçimi yapabiliyoruz! Sık sık dile getirdiğim gibi, öğretmenleri unutmaya cesaret etmeyin!


1Bir sonraki yazımda bu konudaki genel tabloyu daha etraflıca konu edineceğim.

Yazarın Son Yazıları

‘Tutarsızlığın Tutarsızlığı’

21. yüzyıl Türkiye’sinde kendi içinde kısmen ayrışan cumhuriyet karşıtı politik çizgileri ilk kez birleşmiş bir şekilde buluyoruz karşımızda: AKP, MHP, DEM, PKK ve diğerleri…

Devamını Oku
27.11.2025
Bir metnin 'yapı'sı

İçinde 969 kez “Hatırladığım kadarıyla”, 774 kez “Bilmiyorum”, 691 kez “-mışlar, -mişler, -muşlar” gibi...

Devamını Oku
13.11.2025
Düşünme aralıkları açmak için

Politika üretimi, derinlemesine düşünülmüş temel ilkeler etrafında şekillenen bir süreçtir.

Devamını Oku
30.10.2025
‘Sahtelikler Tiyatrosu’ iflasın eşiğinde

‘Sahtelikler Tiyatrosu’ iflasın eşiğinde

Devamını Oku
16.10.2025
Dijital çatlaklar

Dijital çatlaklar

Devamını Oku
02.10.2025
İhanetler ve hainler

İhanetler ve hainler

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasi diploması

Eğitim sosyolojisi içerisinde yaygın bir tez, bir ülkenin gelişmişlik düzeyini belirlemek için basit bir kriteri dikkate alır...

Devamını Oku
04.09.2025
Eleştiri, demagoji ve zırvalama

Eleştiri, demagoji ve zırvalama

Devamını Oku
21.08.2025
Gerçeklik iğnesi

Tıpkı kökleriyle ormanı zehirleyen bir mantar gibi toprağımızı, havamızı, geleceğimizi sarmalayıp zehirleyen bir iktidarla yaşıyoruz.

Devamını Oku
07.08.2025
MEB ve ÖSYM’nin karanlığı

MEB ve ÖSYM ısrarla “adil ve bilimsel” sınavlar yaptığını iddia ediyor.

Devamını Oku
24.07.2025
Yarım önlemleri reddedin!

Çok geç kaldığımız doğru! Çok doğru. Uyanış en geç 2023’te başlamalıydı...

Devamını Oku
10.07.2025
Mücadeleyi baltalayanlarla mücadele etmek

Veganizm ve feminizm gibi çağımızın en değerli ve en etkili mücadele alanları bir tür “seküler din”e dönüşüyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Yaşayan umutlar olmayı sürdürmek

Yaşayan umutlar olmayı sürdürmek

Devamını Oku
12.06.2025
Kötülüğün sıradanlaşması

Kötülüğün sıradanlaşması

Devamını Oku
29.05.2025
'Ben Marksist değilim'

“Ce qu'il y a de certain c'est que moi, je ne suis pas Marxiste” – “Kesin olan şu ki, ben Marksist değilim.” - Karl Marx

Devamını Oku
15.05.2025
İşçi sınıfı ve bugünümüz

İşçi sınıfı ve bugünümüz

Devamını Oku
01.05.2025
Liseliler ve öğretmenleri

Liseliler ve öğretmenleri

Devamını Oku
17.04.2025
Direnişin felsefesi

Direnişin felsefesi

Devamını Oku
03.04.2025
Mutsuz Adam

Mutsuz Adam

Devamını Oku
20.03.2025
Karanlık eğitim çalıştayı

Karanlık eğitim çalıştayı

Devamını Oku
06.03.2025
Akademisyenlerin suskunluğu

Akademisyenlerin suskunluğu

Devamını Oku
20.02.2025
Kayıp zamanın içinde

Kayıp zamanın içinde

Devamını Oku
06.02.2025
Meşruiyet meselesi ve faşizm tehlikesi

Meşruiyet meselesi ve faşizm sorunu

Devamını Oku
23.01.2025
Sol, solsuzluk ve 'solcular'

Sol, solsuzluk ve 'solcular'

Devamını Oku
09.01.2025
Ders olsun!

Ders olsun!

Devamını Oku
26.12.2024
-ım, -im, -üm’lerden kurtulmak

-ım, -im, -üm’lerden kurtulmak

Devamını Oku
12.12.2024
‘Sessizliğin Cumhuriyeti’

‘Sessizliğin Cumhuriyeti’

Devamını Oku
28.11.2024
Politika gösterisi değil politika yapmak!

Politika gösterisi değil politika yapmak!

Devamını Oku
14.11.2024
Türkiye bu değil!

Türkiye bu değil!

Devamını Oku
31.10.2024
Tarihte tatile çıkma zamanı değil!

Tarihte tatile çıkma zamanı değil!

Devamını Oku
17.10.2024
Cumhuriyet ve gençlik

Cumhuriyet ve gençlik

Devamını Oku
03.10.2024
Veli zorbalığı

Veli zorbalığı

Devamını Oku
19.09.2024
Cumhuriyet öğretmenlerinin sorumluluğu

Cumhuriyet öğretmenlerinin sorumluluğu

Devamını Oku
05.09.2024
'En zorunlu harcamaların ihmali'

'En zorunlu harcamaların ihmali'

Devamını Oku
22.08.2024
Cumhuriyet Türkiye’nin DNA’sıdır!

Cumhuriyet Türkiye’nin DNA’sıdır!

Devamını Oku
07.08.2024
Maraton, demokrasi ve eğitim

Maraton, demokrasi ve eğitim

Devamını Oku
25.07.2024
Ali Apaydın yazdı...

Kırksekiz ve Duygu

Devamını Oku
11.07.2024
Ali Apaydın yazdı...

Cehalet ve tehdit

Devamını Oku
27.06.2024
Eğitimde utanç yılı

Eğitimde utanç yılı

Devamını Oku
13.06.2024
Devrimi kurtarmak

Devrimi kurtarmak

Devamını Oku
30.05.2024