Gerçeklik iğnesi
Ali Apaydın
Son Köşe Yazıları

Gerçeklik iğnesi

07.08.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Tıpkı kökleriyle ormanı zehirleyen bir mantar gibi toprağımızı, havamızı, geleceğimizi sarmalayıp zehirleyen bir iktidarla yaşıyoruz. Onun gölgesinde nefes almak, bir plastik torbanın içinde ciğerlerimiz patlayana kadar solumaya benziyor! Artık bu iktidarla bu ülkede birlikte nefes alamıyor, büyüyemiyor, yeşeremiyoruz!

Ormanlarımız, bu iktidarın umursamazlığının alevleriyle yanıyor! Bu yangınlar bir ihmaller denizinin ortasında boğulan ülkenin son çığlıkları! Söndürmeye çalışanların elleri kelepçelenirken yangını körükleyenler kurtarıcı rolü oynuyor!

Bu yıkım sadece yeşille sınırlı değil. Depremler oluyor, binalarımız domino taşları gibi yıkılıyor! On binlerce insanımız enkaz altında kalıyor ve kurtarılamıyor. Kendi kendini kurtaranlara vaat edilen konutlar ise kâğıttan evler ne kadar gerçekse o kadar gerçek!

Ekonomimiz, bataklığa saplanmış halde debeleniyor! Her çırpınış onu biraz daha dibe çekiyor. Enflasyon, vücuda yayılan bir tümör gibi her organımızı sıkıştırıyor. Çöküşü durduramıyoruz, çünkü dümeni kıranlar, gemiyi bile isteye kayalıklara sürüklüyor!

Bu gidişat, bir uçuruma doğru son sürat giden bir aracın ağır çekim videosu gibi her karede sona biraz daha yaklaşıyoruz.

AMELİYAT ZAMANI

Artık ilaç ve terapi tedavileri işe yaramaz halde. Geriye tek çare kaldı: Acil ameliyat! Bu metastaz yapmış tümörü vücudumuzdan derhal kesip atmak zorundayız. Bu ameliyatın adı belli: Seçim! Derhal seçim! Bir an evvel seçim!

Bugün Türkiye için erken seçim tartışmasız bir zorunluluk ve kaçınılmaz bir yazgıdır! Ekonomiyi düzeltemeyen, ormanlarını koruyamayan, yangınlarını söndüremeyen, okullarını temizleyemeyen, binalarını ayakta tutamayan, haklıyı haksızı birbirinden ayıramayan bir iktidar neyi yönetmektedir? Madem yönetemiyor, neden yönetimdedir? Hiçbir halk yönetmeyen, yönetemeyen bir iktidara mahkûm değildir, biz hiç mahkûm değiliz! 

Artık tarihimizin önüne çekilen bu setti yıkmak zorundayız! Bakın, yangınları sularla değil gözyaşlarımızla söndürdük, enkazı kepçelerle değil avuçlarımızla kaldırdık. Bu bataklıkta debelenmek zorunda değiliz! Cahillik, paslanmış bir zincir gibi bizi geri çekiyor. Ezberleri bozalım: Hata yapmak bir hak değil, körü körüne ilerleyen bir trenin raydan çıkması gibi kaçınılması gereken bir felakettir! Hata yapma lüksümüz yok! Oysa ısrarla ve inatla hata üstüne hata yapıyoruz. Toplumumuzun tüm organlarını saran bu kanserle yaşıyoruz. Hayır, bu kanserle yaşamaya mahkûm değiliz!

SON SÖMÜRÜ: GELECEK YA DA EĞİTİMDEKİ METASTAZ

AKP her sağ politik yapı gibi önce emeklerimizi sömürdü, sonra doğamızı tüketti; şimdi de en değerli varlığımız olan geleceğimize göz dikmiş durumda. Geleceğimizi sömürmek istiyor! Çocuklarımızın ve gençlerimizin eğitimiyle bu yüzden bu kadar uğraşıyor! Sahte diplomaların, sahte belgelerin, sahtekarların, iftiracıların, yalancı şahitlerin güle oynaya hak yediği bu ortamda okullarımızdaki öğrencilerimize, gençlerimize, geleceğimize kıyılıyor.

Eğitim, bir fidana sabır ve bilgelikle su vermek gibidir. Oysa bugün yapılan, eğitim tarlalarına asit yağdırmaktan farksız! Karanlığı yaran bir ışık huzmesi olan eğitim yerine on yıllardır “derme-çatma”nın pençesindeyiz: rastgele, tutarsız, bütünlükten yoksun politikalarla –daha doğrusu politikasızlıklarla– zamanımız ve geleceğimiz heba ediliyor.

Toplumu iyileştirecek şifanın ilk adımıdır eğitim! Bunun için seçimlerden hemen sonra bu derme-çatma eğitim anlayışını derhal kökünden değiştirmek gerekiyor. Aksi takdirde, kaybettiğimiz yalnızca on yıllar değil birbirini anlamayan, birbirine güvenmeyen, “olamayan” bireylerin birbirine düştüğü, toplum olma vasfını yitirmiş bir yığına dönüşeceğiz!

***

Yeter. Dedikodularla geçirilen günlerden çıkın, zihinlerinizi kemiren minik minik devasa psikolojik çöküntülerden söz etmekten vaz geçin! Cesur görünen korkaklardan birine dönüşmeyin! Fırtınada sallanan bir sandal gibi çaresizce savrulup durmayın! Ve sakın, ayna karşısında kendini beğenmişlikle şişen balonlara dönüşmeyin; yoksa küçücük bir gerçeklik iğnesiyle patlarsınız!

Yazarın Son Yazıları

‘Tutarsızlığın Tutarsızlığı’

21. yüzyıl Türkiye’sinde kendi içinde kısmen ayrışan cumhuriyet karşıtı politik çizgileri ilk kez birleşmiş bir şekilde buluyoruz karşımızda: AKP, MHP, DEM, PKK ve diğerleri…

Devamını Oku
27.11.2025
Bir metnin 'yapı'sı

İçinde 969 kez “Hatırladığım kadarıyla”, 774 kez “Bilmiyorum”, 691 kez “-mışlar, -mişler, -muşlar” gibi...

Devamını Oku
13.11.2025
Düşünme aralıkları açmak için

Politika üretimi, derinlemesine düşünülmüş temel ilkeler etrafında şekillenen bir süreçtir.

Devamını Oku
30.10.2025
‘Sahtelikler Tiyatrosu’ iflasın eşiğinde

‘Sahtelikler Tiyatrosu’ iflasın eşiğinde

Devamını Oku
16.10.2025
Dijital çatlaklar

Dijital çatlaklar

Devamını Oku
02.10.2025
İhanetler ve hainler

İhanetler ve hainler

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasi diploması

Eğitim sosyolojisi içerisinde yaygın bir tez, bir ülkenin gelişmişlik düzeyini belirlemek için basit bir kriteri dikkate alır...

Devamını Oku
04.09.2025
Eleştiri, demagoji ve zırvalama

Eleştiri, demagoji ve zırvalama

Devamını Oku
21.08.2025
Gerçeklik iğnesi

Tıpkı kökleriyle ormanı zehirleyen bir mantar gibi toprağımızı, havamızı, geleceğimizi sarmalayıp zehirleyen bir iktidarla yaşıyoruz.

Devamını Oku
07.08.2025
MEB ve ÖSYM’nin karanlığı

MEB ve ÖSYM ısrarla “adil ve bilimsel” sınavlar yaptığını iddia ediyor.

Devamını Oku
24.07.2025
Yarım önlemleri reddedin!

Çok geç kaldığımız doğru! Çok doğru. Uyanış en geç 2023’te başlamalıydı...

Devamını Oku
10.07.2025
Mücadeleyi baltalayanlarla mücadele etmek

Veganizm ve feminizm gibi çağımızın en değerli ve en etkili mücadele alanları bir tür “seküler din”e dönüşüyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Yaşayan umutlar olmayı sürdürmek

Yaşayan umutlar olmayı sürdürmek

Devamını Oku
12.06.2025
Kötülüğün sıradanlaşması

Kötülüğün sıradanlaşması

Devamını Oku
29.05.2025
'Ben Marksist değilim'

“Ce qu'il y a de certain c'est que moi, je ne suis pas Marxiste” – “Kesin olan şu ki, ben Marksist değilim.” - Karl Marx

Devamını Oku
15.05.2025
İşçi sınıfı ve bugünümüz

İşçi sınıfı ve bugünümüz

Devamını Oku
01.05.2025
Liseliler ve öğretmenleri

Liseliler ve öğretmenleri

Devamını Oku
17.04.2025
Direnişin felsefesi

Direnişin felsefesi

Devamını Oku
03.04.2025
Mutsuz Adam

Mutsuz Adam

Devamını Oku
20.03.2025
Karanlık eğitim çalıştayı

Karanlık eğitim çalıştayı

Devamını Oku
06.03.2025
Akademisyenlerin suskunluğu

Akademisyenlerin suskunluğu

Devamını Oku
20.02.2025
Kayıp zamanın içinde

Kayıp zamanın içinde

Devamını Oku
06.02.2025
Meşruiyet meselesi ve faşizm tehlikesi

Meşruiyet meselesi ve faşizm sorunu

Devamını Oku
23.01.2025
Sol, solsuzluk ve 'solcular'

Sol, solsuzluk ve 'solcular'

Devamını Oku
09.01.2025
Ders olsun!

Ders olsun!

Devamını Oku
26.12.2024
-ım, -im, -üm’lerden kurtulmak

-ım, -im, -üm’lerden kurtulmak

Devamını Oku
12.12.2024
‘Sessizliğin Cumhuriyeti’

‘Sessizliğin Cumhuriyeti’

Devamını Oku
28.11.2024
Politika gösterisi değil politika yapmak!

Politika gösterisi değil politika yapmak!

Devamını Oku
14.11.2024
Türkiye bu değil!

Türkiye bu değil!

Devamını Oku
31.10.2024
Tarihte tatile çıkma zamanı değil!

Tarihte tatile çıkma zamanı değil!

Devamını Oku
17.10.2024
Cumhuriyet ve gençlik

Cumhuriyet ve gençlik

Devamını Oku
03.10.2024
Veli zorbalığı

Veli zorbalığı

Devamını Oku
19.09.2024
Cumhuriyet öğretmenlerinin sorumluluğu

Cumhuriyet öğretmenlerinin sorumluluğu

Devamını Oku
05.09.2024
'En zorunlu harcamaların ihmali'

'En zorunlu harcamaların ihmali'

Devamını Oku
22.08.2024
Cumhuriyet Türkiye’nin DNA’sıdır!

Cumhuriyet Türkiye’nin DNA’sıdır!

Devamını Oku
07.08.2024
Maraton, demokrasi ve eğitim

Maraton, demokrasi ve eğitim

Devamını Oku
25.07.2024
Ali Apaydın yazdı...

Kırksekiz ve Duygu

Devamını Oku
11.07.2024
Ali Apaydın yazdı...

Cehalet ve tehdit

Devamını Oku
27.06.2024
Eğitimde utanç yılı

Eğitimde utanç yılı

Devamını Oku
13.06.2024
Devrimi kurtarmak

Devrimi kurtarmak

Devamını Oku
30.05.2024