Ali Apaydın

Cumhuriyet öğretmenlerinin sorumluluğu

05 Eylül 2024 Perşembe

Eğitimin tüm yurttaşlar için bir hak olarak tanımlanması sürecini başlatan Anadolu Devrimi, en başından itibaren cumhuriyet düşüncesiyle yol alan ve en büyük eseri cumhuriyet olan devrimdir.

Bizlere yepyeni yaşama olanakları sunan okullarımız, kuruluşundan bu yana cumhuriyet düşüncesinin hem en güçlü yorumcusu hem de savunucusu olmuştur ve her zaman olmak zorundadır.

Cumhuriyet yolu, cumhuriyet ilkelerinin verdiği olanaklardan hareketle her yeni nesilde yeni değerler üretmek ve bu değerleri artırarak ve geliştirerek ilerlemeyi esas alan bir yoldur. Bu yolda emin adımlarla ilerleyebilmenin ilk şartı okulların öncü rolünü üstlenmesinden geçer. Bu yüzden cumhuriyetçi düşünceyi daima geliştirmek ve genişletmek her şeyden önce okulların ve okullardaki eğitim profesyonelleri olan öğretmenlerin görevidir.

İşte bu görevi layıkıyla yerine getirmek için çok çetin bir eğitim öğretim yılına daha başlıyoruz 9 Eylül’de. Okullarımız ve okullarımızdaki cumhuriyet düşüncesi yıllardır çok ciddi karşıdevrim saldırılarına maruz kalıyor. Bu saldırıları bertaraf edebilecek en önemli güçtür öğretmenler.

Mevcut koşullar ne olursa olsun, bu yeni ders yılında da öğretmenlerimiz, öğrencilerine cumhuriyetin bir dogma değil, akıl ve kardeşlik güçleriyle bizleri birleştiren, özgürleşmemizi sağlayan ve sürekli kendini yenileyerek geliştiren ve genişleyen bir düşünce olduğunu öğretmekten asla vazgeçmemelidir.

Okullarımızda cumhuriyet düşüncesinin birlikte, bir arada yaşama kültürünü tesis etmek için kendine yönelik özeni başkalarına gösterilen özenle ölçen barışçıl bir düşünce olduğu her fırsatta vurgulanmalıdır.

Sınıflardaki öğrencilerimiz, cumhuriyetin herkesi doğuştan gelen bir topluluğun üyesi olarak değil, eşit birer yurttaş olarak kabul ettiğini ve toplumu parçalayarak değil, bir araya getirerek var ettiğini defalarca işitmelidir.

Öğretmenlerimiz, günümüzde kendilerini farklı farklı biçimlerde gösteren cumhuriyet karşıtı uygulamalarla karşı karşıya kaldıklarında, eğitimin temel ilkesi olan yasallık zemininden güç alarak öncelikle öğrencilerini korumalı ve cumhuriyet karşıtlarına yönelik kararlı bir şekilde mücadele etmelidir. Bu yüzden yasa ve anayasa dışı uygulamalar karşısında cesaretle durulmalı ve derhal hukuki yollar devreye sokulmalıdır.

Eğitimin yaşamlarımıza vazgeçilmez katkısını oluşturan akıl ve eleştiri kültürü okullarımızın her bir köşesinde nefes almalıdır.

***

Her bilgi meşruiyetini bizzat kendisinden alır. Bir başka ifadeyle hiçbir bilgi kendi dışında bir meşruiyet zeminine ihtiyaç duymaz. Bu yüzden bilgiler doğası gereği özgürleştiricidirler. Bu yüzden bilgilerle ve bildiklerimizle özgürleşebiliriz. Bilgilerle buluşmamızı sağlayan en başat etkinlik olan eğitimin en başat mekânları da okullarımızdır. Okullarımızda her öğrencinin bilgiyle ilişkisi özgürleştirici bir sonuç çıkarır ortaya. İlkokul, ortaokul, lise ya da üniversite düzeyinde edinilen bir bilgi, hiç fark etmez, her bilgi bir özgürleşme olanağıdır bizler için.

Cumhuriyet tarihte ortaya çıkmış tesadüfi bir rejim değildir. Cumhuriyet düşüncesi, binlerce yıllık bir düşünme birikiminin sonucudur. Anadolu Devriminin mimarları bunun gayet farkındaydı; elbette kendilerinden çok önce var olan cumhuriyeti ve eğitimi icat etmedi onlar, ancak cumhuriyeti kalıcı kılacak şeyin eğitim olduğunu çok iyi bildikleri için okulları devrimin ve cumhuriyetin en merkezine yerleştirdiler. Amaçları önce cumhuriyetin okulları inşa etmesi sonra da okulların cumhuriyeti inşa etmesini sağlamaktı. Bu amaçtan ciddi bir sapma yaşadığımız çok açık; bu yüzden okulları okul yapan öğretmenlerin yurttaşlık sorumluluklarını derhal hatırlamaları gerekiyor şimdi.

Bir padişahın ve şürekasının keyfiliğinden kurtulup yurttaşların yasallık zemininde buluşarak anayasanın ve yasaların egemenliği altında yaşamayı seçmeleriyle var edilen Türkiye Cumhuriyeti, bugüne dek milyonlarca öğretmen yetiştirdi, şimdi öğretmenlerimizin cumhuriyeti yetiştirme zamanı!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları