Azrail’le göz göze!

08 Aralık 2020 Salı

Ben Azraille 15 yaşımda, ağabeyimi alıp götürdüğünde tanıştım.

O zamandan beri de bütün yaşamımda hep yol arkadaşım oldu.

Bu yol arkadaşlığı sırasında hep gönül gönüle olduk ama üç beş defadan daha sık göz göze geldiğimizi söyleyemem.

Geçenlerde COVID-19 denilen son koronavirüsün kapımı çalmasıyla, yeniden Azrail ile yüz yüze geldim:

Kapıyı açtığımda, biraz utangaç bir tavırla COVID19’un arkasından, elindeki tırpanı sallayarak selam verdi...

İşte o anda göz göze geldik!

***

Ne de olsa eski dost...

Hayrola” dedim, “Biraz erken geldin galiba: Ben henüz hazır değilim; elimde iki kitap daha var bitirmeye çalıştığım!

Yok” dedi, “Seni özledim, şöyle bir yoklayayım dedim.

“Nereden aklına geldim?” diye sordum.

Müjdat Gezen seni anlatan bir mektup yazmış, Uğur Dündar köşesinde yayımladı. O yazıyı okuyunca Emre Hoca’yı ziyaret edeyim de daha vakti olduğunu anımsatayım dedim.

Sağ ol, eksik olma, ama ben zaten seni yaklaşık elli yıldır, otuz yaşıma geldiğimden beri bekliyordum, beni uyarmana gerek yok” dedim.

Biliyorum, bunu yazdın da. Ama baktım sürekli olarak daha çok işin var. Elli yıldır her geldiğimde seni de birlikte götürmeyi biraz daha erteledim” dedi.

***

Madem kapıma kadar gelmiş, Azrail’e hep merak ettiğim bir soruyu sorayım dedim:

Biliyorsun, her geldiğinde senden hiç korkmadım tam tersine içeri buyur ettim.

Ama hep merak etmişimdir, zalimlerin kapısını çaldığında sana nasıl davranıyorlar?

Derin bir “Ahhh” çekti Azrail:

Sorma hocam, o kadar korkak, o kadar rezil tipler ki bu zalimler:

Bir yandan ağlayıp, zırlıyor, yalvarıyor, öte yandan da rüşvet vermeye kalkıyorlar!

Rüşvet mi ne rüşveti yahu?” diye merakla sordum:

Sen benim canımı bağışla, ben sana milyonlarca başka can veririm” diyorlar.

Peki” dedim, “Sen rüşvet önerileri karşısında ne yapıyorsun?

“Canıma minnet de olsa, zalimlerin rüşvet önerilerini kabul etmiyorum, çünkü benim de ciddi bir ahlak anlayışım var.

Ama bu önerileri karşılığında zalimlere VIP muamelesi yaparak sadece canlarını değil, şeref ve haysiyetlerini de birlikte alıyorum!”

***

Evet sevgili okurlarım, ben gönül rahatlığıyla Azrail ile göz göze gelebiliyor, sohbet edebiliyorum.

Ya zalimler?

O zalimler ki kendi zulümlerinin tutsağıdırlar ve bütün yaşamları korku içinde geçer...

O kaçınılmaz karşılaşma anı gerçekleştiğinde nasıl davranırlar dersiniz?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yeni anayasa tuzağı 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları