İki hukuk profesörü konuşurken...

İki hukuk profesörü konuşurken...

27.11.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

“Anayasa”, “Hukuk” ve “Yargı” bir devletin omurgasıdır:

İktidar, “Anayasa”ya uymayarak “Hukuk” ve “Yargı”yı kullanarak devleti ve toplumu çökertiyor...

Çok saygıdeğer “Anayasacı”, “Cezacı” Profesörlerimiz dillerini mi yuttular?

İKİ HUKUK PROFESÖRÜ KONUŞURKEN, ÜLKEDEKİ ÖTEKİ HUKUK PROFESÖRLERİ NE YAPIYOR?

Konuşan Hukuk Profesörleri Adem Sözüer ve İzzet Özgenç.

***

Wikipedi’ye göre, Adem Sözüer 1957 yılında Rize’nin İkizdere ilçesinde dünyaya gelmiş.

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni 1983 yılında bitirmiş. 2008 yılında Ceza ve Ceza Usul Hukuku Anabilim Dalı’nda profesör olmuş.

İzzet Özgenç ile birlikte 2005 yılında yürürlüğe giren Türk Ceza Hukuku Reformu’nun baş mimarlarından biri.

2009 ve 2013 yıllarında iki kez İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi dekanlığına atanmış.

5 Şubat 2012 tarihinde İstanbul Üniversitesi’nin hazırladığı Yeni Anayasa Çalışmalarına katılmış.

Özetle “Ceza Hukukçusu” ve bugünkü yasaların hazırlanmasında İktidara destek vermiş.

***

Wikipedi’ye göre İzzet Özgenç 1960 yılında Araklı, Trabzon’da doğmuş.

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun; aynı yerde asistan olmuş.

Daha sonra Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde 2006 yılında profesör olmuş.

Adem Sözüer ve Ahmet Gökcen ile birlikte 2005 yılında yürürlüğe giren Türk Ceza Kanunu’nun baş mimarlarından.

15 Temmuz Darbe Girişimi’nden sonra başlayan darbecilerin cezalandırılması sürecinde gözaltı, tutuklama ve mahkûmiyet kararlarına gerekçe yapılan “irtibat ve iltisak” kavramları aleyhine görüş bildirmiş.

12 Mart 2022’de, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a açık bir mektup yazmış ve hukuka dönülmesi çağrısında bulunmuş.

2023 Seçimleri’nden önce, “Eğer cumhurbaşkanlığı seçimi normal zamanında yapılacaksa, sayın cumhurbaşkanımız aday olamaz” demiş.

Özetle “Ceza Hukukçusu” ve bugünkü yasaların hazırlanmasında İktidara destek vermiş.

***

Bakın Adem Sözüer X hesabında ne diyor:

@AdemSozuer

Kadına yönelik şiddetin önlenmesi politikaları, şatafatlı törenler değil uygulama iradesi ve bütçe gerektirir.

#İstanbulSözleşmesi: TBMM oybirliğiyle kabul etti, Yürütme ben çıkıyorum dedi.

6284: Tedbirleri için yeterli altyapı oluşturulmadı.

Şiddet suçları sürekli affedildi.

@esikplatformu’nun ilk açılan X hesabına erişim engeli getirildi.

“6284 Yaşatır” afişini kullanan kadın hakları kulübünün etkinliği iptal edildi.

Bu birkaç örnek dahi, Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde, siyasi iktidarın etkin uygulama iradesinin olmadığını gösteriyor.

#25Kasım

***

İzzet Özgenç de X hesabında şunları söylüyor:

@izzetoezgenc

Özellikle ceza hukuku alanında Anayasa Mahkemesi’nin vermiş bulunduğu yeniden yargılama kararlarının dinlenmemesi, en basit haliyle kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturur.

Bu durumu sıkılmadan seyreden Anayasa Mahkemesi’nin başındaki AĞLAYAN ADAM, ihmali davranışıyla bu suçun işlenişine iştirakten sorumlu tutulmalıdır.

***

Prof. Sözüer, “Kadına Şiddet” konusundaki ihmaller hakkında iktidarı eleştirmiş...

Prof. Özgenç de AYM kararlarına uymamanın suç oluşturduğu konusunda sesini yükseltmiş.

Belki de bu hocalar, İktidar’ın bugün yarattığı Hukuk ve Yargı karabasanına (kâbusuna), başlangıçta istemeden de olsa, katkı vermiş oldukları düşüncesiyle, bu çıkışları ve eleştirileri yapıyorlardır; bilemiyorum...

(Açıklama yollarlarsa, elbette yerim elverdiği oranda, derhal yayınlarım.)

Ama gözlemleyebildiğim bir şey, “Çok Saygın Hukuk Hocaları”nın, İktidarın “Anayasa”ya uymayarak, “Hukuk” ve “Yargı”yı kullanarak “Devleti” ve “Devlet” aracılığıyla “Toplumu” çökertme sürecine, genellikle sessiz kaldıklarıdır!

Yazarın Son Yazıları

On birinci yargı paketi: Komedi değil, trajedi!

31 Temmuz 2023 ve öncesinde suç işleyenlere infaz indirimi de getiren 11. Yargı Paketi, TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edilmiş:

Devamını Oku
16.12.2025
Tarihi geri götürmek olanaklı değildir!

Orta Doğu’da İsrail’in güvenliği için bir Kürt Devleti kurmak isteyen ve bu nedenle Suriye’de, Terörist Radikal İslam’la uzlaşan ABD, Çağdaş bir Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni de, İktidarla el ele, Suriye gibi Orta Çağ’a, dinler, mezhepler ve aşiretler bazında örgütlenmiş olan Merkezi Feodal bir yapıya geri götürmek istiyor!

Devamını Oku
14.12.2025
Devlet çökertildi ama yenisi kurulamadı (7)

Bu yazı Özgür Özel’in “Stockholm Sendromu” uyarısı yapmasından sonra, geçen hafta başında yazmaya başladığım yazıların yedincisi.

Devamını Oku
12.12.2025
Stockholm sendromunun kaynağı (6)

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, HDP’li ve onun devamı olan DEM Partili politikacılar ve belediye başkanları görevlerinden alınır ve bazıları hapse atılırken, DEM Parti’nin “Süreç” bağlamında iktidara destek vermesindeki çelişkiyi vurgulamak için zekice dile getirdiği “Stockholm Sendromu”, Türkçemizin bütün çarpıcı güzelliğiyle, “Celladına âşık olmak” biçiminde ifade edilen bir durumdur.

Devamını Oku
11.12.2025
Açılım, Stockholm sendromu ve toplumsal şok (5)

İktidar, kamuoyundaki yaygın izlenime göre, “Açılım Süreci”ni, ilan ettiği gibi “Barış” “Demokrasi” ve “Terörsüz Türkiye” için değil, başarısızlıklarından dolayı siyaseten biten ömrünü uzatmak için içeride DEM Parti’den, dışarıda Emperyalizmden destek aradığı için yapıyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Açılım: Stockholm Sendromu ve şok doktrini (4)

Bu yazı Özgür Özel’in “Stockholm Sendromu” uyarısı üzerine, geçen hafta Salı günü başladığım yazıların dördüncüsü.

Devamını Oku
07.12.2025
Mezhepçilik ve tarikatçılık da demokratik rejim düşmanlığıdır!

Dün Etnikçiliğin Demokratik Rejim karşıtlığını (düşmanlığını) yazmıştım.

Devamını Oku
05.12.2025
Etnikçilik demokratik rejimi yıkar!

Etnikçilik, insanların tarih boyunca sahip oldukları Aile, Aşiret, Din, Mezhep, kimlikleri üzerine, Endüstri Devrimi’nin getirdiği “Ulusal” ya da “Milliyetçi” kimliğin, Totaliter bir anlayışla istismar edilmesinden kaynaklanan Faşist bir ideolojidir.

Devamını Oku
04.12.2025
Siyasette Stockholm Sendromu

CHP Genel Başkanı Özgür Özel Kurultay konuşmasında, “Stockholm Sendromu” anımsatmasını yapmadan önce, İktidarın, “Terörsüz Türkiye” sloganı bağlamında başlattığı “Sürecin” bütün çelişkilerini vurgulayan bir konuşma yapmış.

Devamını Oku
02.12.2025
Darağacı edebiyatı ve terör gölgesinde yeni yargı paketi

25 Kasım 2025 tarihinde MHP lideri Devlet Bahçeli TBMM Meclis Grubu konuşmasında şöyle demiş...

Devamını Oku
30.11.2025
Faşistliğin dini mezhebi ırkı milliyeti yoktur

Faşizm ve Faşistlik, gerek Rejim gerek Kişilik yapısı olarak Demokrasi ve Demokratlık karşıtlığıdır.

Devamını Oku
28.11.2025
İki hukuk profesörü konuşurken...

“Anayasa”, “Hukuk” ve “Yargı” bir devletin omurgasıdır..

Devamını Oku
27.11.2025
CHP’nin savunması için Okkam’ın usturası!

“Okkam’ın Usturası” bir önermedir:

Devamını Oku
25.11.2025
Çıldırtan çelişki!

Emperyalizmle işbirliği yapan İktidar: “Barış” sloganı ile halkı aldatarak...

Devamını Oku
23.11.2025
CHP, kendisini ve demokrasiyi etnikçiliğe kurban edemez!

Emperyalizm ve İktidar ittifakı, hem dıştan hem içten son derece güçlü bir biçimde çeşitli baskılar uygulayarak, Türkiye’yi, “Ortadoğu Bataklığında” parçalanarak boğulacağı bir “Sürece” sürüklüyor!

Devamını Oku
21.11.2025
'Kişiye özel rejim' önerisinin çıkmazı

Devlet Bahçeli aynı anda üç öneride bulundu...

Devamını Oku
20.11.2025
Atatürk üzerine birkaç kitap

Son zamanlarda, Atatürk’e, İstiklâl Savaşı’na ve Cumhuriyet Dönemi Tarihi’ne ilişkin saldırılar, saptırmalar ve iftiralar çok artınca, bu konulardaki gerçek tarih araştırmaları, kitapları da çoğaldı.

Devamını Oku
18.11.2025
İddianame, devlet yönetimine yansıtıldığında?...

Cuma günkü yazımı şöyle bitirmiştim...

Devamını Oku
16.11.2025
Başarılı politikacılık ve avukatlık suçlanınca?...

Lafı dolandırmaya gerek yok...

Devamını Oku
14.11.2025
İddianame, Atatürk, Haberal ve umut!

Bugünlerde, tam 10 Kasım Atatürk’ü anma törenlerinin ertesi günü açıklanan...

Devamını Oku
13.11.2025
Atatürk: İki yalan dört düşman

Dün Atatürk’ü andık; bu vesileyle, bugün, Atatürk konusundaki çok önemli iki yalana ve dört düşmana değinmek istiyorum.

Devamını Oku
11.11.2025
İkinci Silivri trajedisinde anayasa ihlalleri

“Birinci Silivri Trajedisi Dönemi”, Ahmet Necdet Sezer’in cumhurbaşkanlığından ayrılma zamanı olan Haziran 2007 tarihinde başladı.

Devamını Oku
09.11.2025
İktidarın çelişik operasyonları

İktidar, “Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti”ni tanımlayan Anayasa’ya Cumhuriyet rejimine aykırı ve birbirlerine ters birkaç operasyonu aynı anda yapıyor ve böylece zaten düşmekte olan seçmen desteğini iyice kaybediyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Casusluk tartışması tırmanıyor

Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan ve Merdan Yanardağ’a yapılan “Casusluk suçlaması” akıllara derhal FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetlerini ele geçirmek için “Birinci Silivri Trajedisi” bağlamında yaptığı “Casusluk” suçlamalarını ve yine FETÖ’nün “Kozmik Oda”ya girişini ve oradaki bilgilerin yurtdışına sızdırılışını anımsattı!

Devamını Oku
06.11.2025
Casusluk bahane hapis ve kayyım şahane

24 Ekim 2025 Cuma sabahı Merdan Yanardağ “Casusluk” suçlamasıyla göz altına alındı.

Devamını Oku
04.11.2025
İntihar ve çöküş (3) Anomi ve anarşi

Önce kavramları tanımlayalım: Anomi: Kuralsızlık. Anarşi: Devlet otoritesinin yokluğu.

Devamını Oku
02.11.2025
Bir iktidarın intiharı (2)

Dünkü yazıdan devam: Önce bir iktidarı intihara sürükleyen beş temel belirleyiciyi anımsayalım...

Devamını Oku
31.10.2025
Bir iktidarın intiharı (1)

Bir iktidar ne zaman çöküşe yönelir, intihar eder?

Devamını Oku
30.10.2025
Cumhuriyetin koruyucusu AYM! (mi?)

Yarın CUMHURİYET Bayramı.

Devamını Oku
28.10.2025
Abdülhamit’in ulu hakanlığı ve Yanardağ’a casusluk suçlaması

İktidar, medyayı ve yargıyı da etkisine alarak hem güncel hem de tarihsel gerçekleri saptırmaya, kendi ideolojisine uygun bir tarih ve var olmayan bir güncel dünya imgesi yaratmaya çalışıyor...

Devamını Oku
26.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti? (2) Ültimatom

Dünkü yazımda, İngiltere tarafından, Abdülhamit’in yardım isteği üzerine kendisine verilen ültimatomdan söz etmiştim.

Devamını Oku
24.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti?

Emekli Büyükelçi Süha Umar, dün Cumhuriyet’teki köşesinde, Kıbrıs seçimleri konusunda, benim görüşlerimle de aynı çizgide olmalarından memnuniyet duyduğum çözümlemelerini şu sözlerle bitirmişti...

Devamını Oku
23.10.2025
Kıbrıs seçimleri üzerinden tehdit mi?

Türkiye’de de Kıbrıs’ta da seçmenin bu İktidardan bıktığı anlaşılıyor.

Devamını Oku
21.10.2025
Faşizmle mücadelede dokuz ilke! Ne yapmalı (6)

Otoriterlikten totaliterliğe giden İktidar, yaşam biçimlerimizi de tehdit eden ve yeni cezalar oluşturan 11. Yargı Paketi’ni hazırlarken...

Devamını Oku
19.10.2025
Seçime doğru uygulama önerileri: Ne yapmalı? (5)

1) Ana stratejinin “Millet İradesi”nin gerçekleştirilmesi için, eşit, adil ve şeffaf bir seçim hedefine yönelik olduğu asla unutulmamalıdır.

Devamını Oku
17.10.2025
Boş tencere dolmalı, dayak durmalı! Ne yapmalı (4)

İnsanlık tarihi iki kavgadan oluşur: Birinci kavga ekmek kavgasıdır...

Devamını Oku
16.10.2025
Ortadoğu’daki gelişmeler bağlamında ne yapmalı? (3)

Bu yazı yazılırken Hamas ile İsrail arasında rehine takası yapılıyor ve hem Dünya’da hem Ortadoğu’da barış sesleri duyuluyordu.

Devamını Oku
14.10.2025
Ne yapmalı? (2) CHP’ye eleştiri ve destek!

Cuma günkü “Yedi Düvel’e Karşı...” başlıklı yazımda “Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti olan Cumhuriyet Rejimi’mizi iç ve dış saldırılara karşı nasıl koruyacağız?”

Devamını Oku
12.10.2025
‘Yedi düvel’e karşı nasıl direneceğiz? (1)

Önce yazımın başlığını açıklayayım: “Yedi düvel”, “bütün devletler, herkes, bütün dünya” anlamında kullanılan bir deyimdir.

Devamını Oku
10.10.2025
Nadir elementler, emperyalizm ve ‘ileri demokrasi’

Emperyalizmin araçları, dostları ve düşmanları nelerdir, kimlerdir?

Devamını Oku
09.10.2025