İki yıl sonra yeniden Adana!
Işıl Özgentürk
Son Köşe Yazıları

İki yıl sonra yeniden Adana!

19.09.2021 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Sevgili okurlarım benim eylül ayını çok sevdiğimi bilirler. Severim çünkü hem yaş günüm, daha da önemlisi iple çektiğim Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali bu ayın hüzünlü havasını bir sevinç çığlığı gibi aydınlatır.

Evet, iki yıl sonra yeniden Adana’dayım ve yeniden bir geç Hitit kenti olan Adana Cumhuriyeti’nde en güzel kebapları yiyip pazar günü Büyük Saat civarında bir Hitit geleneği olan içkili sabah kahvaltısında kırmızı acı biberleri gıdım gıdım tadıp çoluk çocuk, kadın erkek Adanalılarla yeniden buluşacağım.

Ama asıl işim, bu yıl 28’incisi yapılan Altın Koza Festivali’nde sekizincisini yapacağım Kısa Film Atölyesi beni bekliyor. Yaş ve meslek ayrımcılığı yapmayan atölyemizde tam beş gün hepsi sinemanın belli dallarında çalışan konukları ağırlayıp hızla bir kısa film senaryosu oluşturacağız. Sonra çekim, ardından montaj.

Bütün bu zamanlarda çok yakında yitirdiğimiz festival direktörü, hepimizin kahrını hiç yüksünmeden çeken Kadir Beycioğlu’nun anısı bizimle olacak. Kadir, yedi yıl önce “Işıl bir film atölyesi yapacaksın” diye beni çağırdığında doğrusu bu atölyenin bu kadar uzun süreceğini, bu kadar çok insana dokunacağını düşünmemiştim. Ama oldu işte, bu yıl sekizincisini yapıyorum, sağ olasın Kadir!

Bu yıl atölyemiz çok kalabalıktı. Çünkü sinemayı seçen Adana İletişim Lisesi öğrencileri, iki yıl sadece online eğitim yapmışlardı. Şimdi artık birbirlerine seslenmek, hikâyeler anlatmak, seçtikleri mesleğin inceliklerini öğrenmek istiyorlardı. Sahada olmak istiyorlardı. Film çekmeye, yönetmenlik, oyunculuk nasıl bir şey bütün bunları öğrenmeye can atıyorlardı. Bu, en doğal haklarıydı. Heyecan doruktaydı ve ben buradan bu heyecanlı öğrencilerin öğretmenleri Ömürzat Toparlak, Serap Sönmez ve müdürleri yaş günümde bahçesinden koparılmış elmalar getiren Saffet Alptekin’e teşekkür etmek istiyorum. Ayrıca her isteğimizi anında yerine getiren bütün Altın Koza çalışanlarına da.

Şimdi biraz atölyeden çıkıp bir hafta boyunca filmle yatıp filmle kalkan Adana sokaklarına dönelim. Şöyle anlatayım, iki yıl boyunca evlere kapanan ahali, kentin hemen her alanında ve ilçelerinde kurulan yazlık sinemalara koştu. Çoluk çocuk tahta iskemlelerde patlamış mısır ve gazoz eşliğinde Türk sinemasının unutulmaz filmlerini izlediler. Birkaç örnek: Vesikalı Yârim, Selvi Boylum Al Yazmalım, Arkadaş, Sürü, Zıkkımın Kökü. Böylece nineler, dedeler, torunlarına eski günlerin en unutulmaz keyfini canlı canlı gösterme fırsatı buldular.

Altın Koza’nın olmazsa olmazı kısalar gene başroldeydi. Ulusal ve uluslararası kısa film yarışmalarında onlarca etkileyici film izleyiciye sunuldu. Benim en sevdiğim yarışma her zaman Ulusal Öğrenci Filmleri Yarışması olmuştur. Bu yıl da öğrenciler kim bilir ne zorluklarla yaptıkları filmler seyirciyle buluşacağı için öyle heyecanlıydılar ki bu heyecan beni de kendi gençliğime götürdü. Bir süre için de olsa ülkenin boğucu gündemini unutuverdim. Yaşımı başımı da.

Gelelim ulusal yarışma filmlerine; yarışmada 10 film vardı. Doğrusu yaklaşık dört saat atölye çalışması yaptıktan sonra yorgun argın ancak birkaç filmi izleme fırsatım oldu. Ben bu satırları yazarken henüz hangi filmin hangi ödülü aldığı bilinmiyor ama seyrettiğim üç dört film arasında beni en çok etkileyen, heyecanlandıran “SEN BEN LENİN” filmi oldu. Filmin yönetmeni Tufan Taştan, senaryoyu Barış Bıçakçı ile birlikte yazmışlar. Ele aldıkları konuyu öyle ustalıkla hayata geçirmişler ki, kimi zaman kahkahalarla gülerken, kimi zaman gözyaşlarım kendiliğinden aktı. Film bütün geçmiş tarihimizi anlatıyordu, hiç bağırmadan, slogan atmadan. Bana göre filmin bütün oyuncuları, epey kalabalık bir kadro var, ödülü hak ediyorlardı. Bu da benim seçimim. Bakalım sevdiğim film, festivalden hangi ödülle dönecek? Bu arada filmin sonunda en sevdiğim şairlerden Edip Cansever’in Ahmet Abi şiirinden yapılan şarkı çok etkiliydi, seyirci neredeyse birlikte söyledi.

Evet sevgili okurlarım, biraz önce de söylediğim gibi ülkenin gündeminden uzaklaşmak bana çok iyi geldi. Öte yandan Adana’da Taşköprü’den geçenleri izlemek ise ayrı bir keyifti. Gelip geçenler bir Türkiye mozaiği oluşturuyorlardı. Adana böyledir, kimsenin kimseyi ötekileştirmediği bir geç Hitit kentidir. Ve ayrı bir cumhuriyettir.

Yazarın Son Yazıları

Canım şaka yapmışlardır

Sevgili okurlarım, yıllar önce İspanya’nın Endülüs bölgesinde dolanırken nereden aklıma düştüyse yolda gördüğüm Çağlar Boyu İşkence Aletleri Müzesi’ne girivermiştim.

Devamını Oku
30.11.2025
Denize düşen yılana sarılır

Sevgili okurlarım gerçekten bıktım, neden mi?

Devamını Oku
23.11.2025
Müjde! Ölüm kokan parfümlerim var!

Sevgili okurlarım bir an kendimi bir reklam şirketinde çalışırken buldum.

Devamını Oku
16.11.2025
Dünya unuttuğu bir sözcüğü yeniden anımsadı: Sosyalizm!

Geçtiğimiz hafta, uzun zamandır siyasal ve ekonomik belirsizlik, biri biterken öteki başlayan savaşlar ve giderek şiddetini artıran emek sömürüsü karşısında umutsuzluğa kapılan dünya halkları, uzun zamandır egemen güçler tarafından özellikle unutturulan bir sözcüğü yeniden anımsadı: “Sosyalizm!”

Devamını Oku
09.11.2025
Kraldan çok kralcılar

Sevgili okurlarım tarih bize, ülkelerin çökmesine en çok yardım edenlerin kraldan çok kralcılar olduğunu gösterir.

Devamını Oku
02.11.2025
İmecenin muhteşem gücü

Sevgili okurlarım ülkemin içinde bulunduğu belirsizlik durumu, giderek çoğalan çocuk çetelerinden söz etmek, öldürülen yoldaşların ardından ağıt yakmak, her gün bir kadın cinayetiyle yüz yüze gelmek beni hiç olmadığım kadar umutsuzluğa sürükledi.

Devamını Oku
26.10.2025
Hakan Tosun sen gittin gideli

Sevgili okurlarım bu hafta bir vatanseveri, bir doğa koruyucusunu, işi sadece gerçekleri belgelemek olan bir güzel insanı Hakan Tosun’u toprağa verdik.

Devamını Oku
19.10.2025
Düzenin yeni kurbanları: Katil çocuklar!

Bir avukat İstanbul’da kalabalık bir caddede, ofisi önünde maskeli kişiler tarafından Kalaşnikoflarla taranarak öldürülüyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Ah bu ne sevgi bu ne ıstırap!

Sevgili okurlarım insanın tüylerini ürperten. “Bu kadar da olmaz” dedirten bir fotoğrafa bakıp duruyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Adana’nın yolları taştan sen çıkardın beni baştan!

Sevgili okurlarım hepiniz benim Adana sevgimi bilirsiniz.

Devamını Oku
28.09.2025
Kırmızı elbiseli küçük kız

Onun hiçbir şeyden haberi yoktu.

Devamını Oku
21.09.2025
Vahşetin korkunç sularında

Sevgili okurlarım şimdi gelin İtalya’nın Roma kentinde vahşet resimlerinin sergilendiği bir müzeye girelim.

Devamını Oku
14.09.2025
Bir kitap: ‘Sırlarım İpte Asılı Kaldı Balım’

Sevgili okurlarım bugüne kadar hiçbir kitap beni böylesine acıtmamıştı.

Devamını Oku
07.09.2025
Devlet bir sivil itaatsizlik örgütü müdür?

Sevgili okurlarım, sivil itaatsizlik özellikle yasalardan, yönetimden hoşnut olmayanların başvurduğu bir eylemdir.

Devamını Oku
31.08.2025
Bize kim düşe?

Sevgili okurlarım bugün yazıma Leonard Cohen’in “Herkes biliyor geminin su aldığını./ Herkes biliyor kaptanın yalan söylediğini./ Ve herkes biliyor zarların hileli olduğunu” şiiriyle başlayayım dedim, herkes biliyor da ben neden böyle doktorun az önce biyopsi yaptığı bir hasta gibi endişeyle bekliyorum.

Devamını Oku
24.08.2025
Ah ah beni belediye başkanı yapmadılar!

Sevgili okurlarım iyice kafa sersemi olduk.

Devamını Oku
17.08.2025
Parayı veren düdüğü çalar!

Sevgili okurlarım bu yaz kendimi büyük bir açık hava tiyatrosunda oyun izliyor gibi hissediyorum.

Devamını Oku
10.08.2025
Şu nitelikli ol ne demek? Biri bana anlatsın!

Sevgili okurlarım bir hafta önce ülkemizde her yer yanıyordu.

Devamını Oku
03.08.2025
‘Kolay ölümler ülkesi’

Sevgili okurlarım başlık benim değil, sosyal medyada gördüm, sahibini aradım, bulamadım ama bu başlığa vuruldum.

Devamını Oku
27.07.2025
Asılacak kadınlar ülkesi

Sevgili okurlarım bu hafta yazar Pınar Kür’ü sonsuza uğurladık.

Devamını Oku
20.07.2025
Kavşaktayız yeni sorular sorma zamanı!

Sevgili okurlarım ne yazık ki kavşağa geldik arabayı ya uçurumdan aşağı süreceğiz ya da hepimiz yepyeni sorular sormaya, çözümler bulmaya çalışacağız.

Devamını Oku
13.07.2025
Topyekûn savaştayız!

Başlığım kimseyi şaşırtmadı değil mi? Evet, bu canım ülkede yepyeni bir savaş deneniyor.

Devamını Oku
06.07.2025
Zeytine ağıt

Sevgili okurlarım şimdilik füzelerle, insansız uçaklarla yapılan savaş bitmiş görünüyor, doğrusu ben bittiğine hiç inanmıyorum. Bir yerlerde gene füzeler uçacak, çocuklar ölecek, ölüyor da. Şimdi gelelim bizdeki asıl savaşa. Evet dostlarım ülkemizin zeytinliklerimizi bitirme savaşı bu.

Devamını Oku
29.06.2025
Dünyanın hali gibi halimiz

Sevgili okurlarım meğer bizim bu kadim ülkemizde ne kadar çok savaş uzmanı varmış.

Devamını Oku
22.06.2025
Yeniden Türkiş Dekameron

Sevgili okurlarım, epey bir zamandır yaklaşık 20 yıldır bu köşede neredeyse aynı sorunları yazmaktan bıktım.

Devamını Oku
15.06.2025
‘Bana denizi göster’

Sevgili okurlarım gene bir bayram günü, üstelik pazar. Açık konuşmayı severim bilirsiniz öyleyse açık konuşayım ben bu bayramı hiç sevmem.

Devamını Oku
08.06.2025
Unutma biz Anadolu’yuz!

Sevgili okurlarım bir kentten başka bir kente taşınmak ne kadar zormuş.

Devamını Oku
01.06.2025
Biraz mevzu değiştirelim

Sevgili okurlarım 50 yıldır yaşadığım İstanbul’u bırakıp Kocaeli’nin Değirmendere Mahallesi’ne taşınıyorum.

Devamını Oku
25.05.2025
Cebinde şiirlerle dolaşan bir film yönetmenini uğurlarken

Sevgili okurlarım 25 yıllık hayat ve iş arkadaşım, kızım Dünya’nın babası cebinde şiirlerle dolaşan tüm hayatı boyunca devrime inanan film yönetmeni Ali Özgentürk’ü sonsuzluğa uğurladık.

Devamını Oku
18.05.2025
Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Devamını Oku
11.05.2025
24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festivali’nde toplu anılar

24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festival

Devamını Oku
04.05.2025
Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Devamını Oku
27.04.2025
Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Devamını Oku
20.04.2025
Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Devamını Oku
13.04.2025
Boykotun sessiz çığlığı

Boykotun sessiz çığlığı

Devamını Oku
06.04.2025
Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Devamını Oku
30.03.2025
Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Devamını Oku
23.03.2025
Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Devamını Oku
16.03.2025
Ah ne çok öldük!

Ah ne çok öldük!

Devamını Oku
09.03.2025
Ne oldu barış mı gelecek?

Ne oldu barış mı gelecek?

Devamını Oku
02.03.2025