Cumhuriyet Dönemi Ekonomisi (1)
Mustafa Pamukoğlu
Son Köşe Yazıları

Cumhuriyet Dönemi Ekonomisi (1)

01.11.2011 05:00
Güncellenme:
Takip Et:
\n\n\n

Yeni Türk devleti 1923 yılında Osmanlı İmparatorluğundan ağır ekonomik sorunlar devralmış durumdaydı. Osmanlının son döneminde çok zayıf bir sanayi sektörü vardı. Ulaşımdaki çelişkiler uyumsuz bir ekonominin göstergelerinden biriydi. Örneğin 1924te 1 ton buğday İç Anadoludan İstanbula 8.8, New Yorktan İstanbula 5.5 dolara getirilmekteydi.

\n

İmparatorluk biçimi, ticaret ve sanayi yeteneklerinin gelişimine engel olmuştu. Oysa Celal Nurinin Türk Devrimi kitabında belirttiği gibi, bir ulusun oluşumunun tam sayılabilmesi için, toplumsal katmanların tümüne, esnafa, yani üretim ve değişim işlerini yapan sınıflara gerek vardır. Osmanlı saltanatı bu yönüyle ekonomik bir devlet değildi.

\n

Osmanlı Meşrutiyet ile ticarete eğilim göstermiştir. Rum ve Ermenilerin ayrılması ile onların becerileri bize geçmeye başladı. Ticaret, bayındırlık işleri iyi olmadan gelişemezdi. Yollar, temizlenmiş ırmaklar, demiryolları, limanlar, suyolları, maliye kurumları, gümrük ölçüleri olmadan ticaret ilkellikten öteye geçemezdi ki Osmanlıda durum böyleydi. Adam Simthten beri siyasal doktrin yazarlarına göre, artık hiçbir ulus ekonomi dışı temellerle yaşayamaz”.

\n

Osmanlı sömürgeci devletler gibi de yapmadı. Çünkü sömürgeci devletler Osmanlı gibi sadece gittikleri yerlerden vergi almamışlar, buraları bir çiftlik ve halklarını da bir demirbaş olarak işletmişlerdir.

\n

Bu nedenlerle Osmanlıdan bu haliyle devralınan ekonomide 16 yıldaki gelişme şaşırtıcıdır ve Kemalist politikaların başarısını göstermektedir. Bu dönemi üçe ayırarak incelemek gerekiyor.

\n

Birinci Dönem (1922-1930)

\n

Bu dönemin özellikleri şudur: Devlet eliyle özel sermaye teşvik edilmiştir. Ekonomi dışa dönüktür. Özel sermayeye dayalı korumacılık vardır. İthal ikamesi uygulanmıştır. Yani korumacılık ve devletçilik iç içedir.

\n

Lozan Antlaşması iktisadi politikalara sınırlamalar getirmesine rağmen etkili ve korumacı bir dış ticaret politikası uygulanmasını sağlamıştır. Çünkü emperyalist baskı, siyasi bağımsızlığa sahip Türkiye için fazla tehdit oluşturmamaktaydı.

\n

Bu dönemde yabancı sermayeye olumlu tavır gösterildi. 1920-1930 arasında kurulan anonim şirketlerin üçte biri Türklerle yabancılar ortaklığı şeklinde kurulmuştu. Yabancı sermayeye gösterilen tavır yerli sermaye için de geçerliydi. Bu dönemde Teşvik-i Sanayi Kanunu (1927) Türkiye tarihinde özel sektöre sağladığı teşvik ve subvansiyonlar bakımından rakipsizdir. Yağ, şeker, tütün, patlayıcılar, alkol, kibrit, limanlar, iskeleler gibi devlet tekelinde olan alanlar, özel sektörün devletten teşvik gördüğü alanlardır. Tekel oluşturulan ürünlerdeki üretim, ihracat ve ithalat, belli koşullarla özel sektöre bırakılmıştı. Bu politika Lozan Antlaşmasının kısıtlamalarına istisna getiren devletin gelir sağlamak amacıyla dolaylı vergiler almasını sağlayan olanağından yararlanmak amacıyla yapılmıştı. Ama bu özel sektöre büyük bir rant yarattığından 1930da ciddi siyasi eleştirilerin odağına oturacaktı.

\n

Bu dönemin başında bugün olduğu gibi bankacılık sektörü yabancı sermayenin kontrolünde idi ve Merkez Bankası yoktu. 1924te İş Bankası ilk özel banka olarak kuruldu.

\n

Bu dönemin en çarpıcı özelliği yabancı sermayenin ülkenin sermaye birikimine katkısının sağlanması ve bunun yerli ortaklarla yapılmasıydı. Bu yerli ortaklar aynı zamanda yerli bujuvazi olarak ekonomide yerini alacaktı. Fakat burada uygun burjuvazi yönetim kadrolarında ve siyasetçilerin arasından çıktı.

\n

Bu dönemi liberal, yani devlet kaynaklarıyla burjuva sınıfı yaratma dönemi olarak belirtebiliriz.

\n

İkinci Dönem (1930-1932)

\n

1929 dönemi hem dünya ekonomik buhranı nedeniyle hem de bazı hususlar bakımından önemli bir dönemdir. Osmanlı tarifelerini sürdürme zorunluluğu 1929da kalkıyordu; ve bu nedenle yeni gümrük tarifeleri oluşturulabilecekti. Haziran 1929da yüzde 13 olan eski oran yerine koruma oranı yüzde 46 olarak kabul edildi.

\n

Osmanlının borçlarının ödeneceği ilk yıl 1929 yılıydı. 1929-1953 arasında bu borçlar tasfiye edilecekti. Ancak ilk iki taksit ödemesinin dış finansman yükü çok ağır geldi ve liradan kaçışı tetikledi. Bu da 1929 para krizini yarattı. Bu nedenle ödemeler 1930da durduruldu. Kriz 1929 buhranının çıkmasından birkaç ay önce patlak verdi; dış ticaret dengesinde bozulmalar başladı ve TL pound karşısında değer yitirdi. Gümrük tarifelerinin değişeceğini önceden öğrenen çıkarcıların, aşırı ithalat yaparak bu krize neden oldukları söylenir.

\n

Bu kriz ticari burjuvaziye ve özellikle dış ticaretle uğraşanlara Kemalist yönetimin kuşku duymasına yol açtı.

\n

Bu da ithal ikamesi yoluyla ve mümkün mertebe ihracatı arttırarak dış ticaret dengesinin sağlanması politikasının öne çıkmasına sebep oldu.

\n

Haftaya devam edeceğiz.

\n

Not: Kaynak, değerli hocam Korkut Boratavın Emperyalizm, Sosyalizm ve Türkiyekitabıdır.

\n\n

Yazarın Son Yazıları

Ermeni Lobisinin Derdi Para ve Toprak

Ermeni Lobisinin Derdi Para ve Toprak

Devamını Oku
29.04.2014
Vakıflar, Dernekler ve Cemaatler Nasıl Para Buluyor?

Vakıflar, Dernekler ve Cemaatler Nasıl Para Buluyor?

Devamını Oku
22.04.2014
Ekonomide Kriz Olacağını Bekleyenler (2)

Ekonomide Kriz Olacağını Bekleyenler (2)

Devamını Oku
15.04.2014
Ekonomide Kriz Olmayacak Diyenler(1)

Ekonomide Kriz Olmayacak Diyenler(1)

Devamını Oku
08.04.2014
Seçim Sonuçlarına Aldanmayalım!

Seçim Sonuçlarına Aldanmayalım!

Devamını Oku
01.04.2014
Bölünmüş Yollarla Gururlananlar!

Bölünmüş Yollarla Gururlananlar!

Devamını Oku
25.03.2014
Bölünmüş Yollar ve Bölünmüş Millet

Bölünmüş Yollar ve Bölünmüş Millet

Devamını Oku
18.03.2014
Avrupa Borç Krizi Türkiye’yi Olumsuz Etkiledi

Avrupa Borç Krizi Türkiye’yi Olumsuz Etkiledi

Devamını Oku
11.03.2014
İnsan Olmak!

İnsan Olmak!

Devamını Oku
04.03.2014
Bir Umrenin Ardından

Bir Umrenin Ardından

Devamını Oku
25.02.2014
Kara Para Aklama Yöntemleri (2)

Kara Para Aklama Yöntemleri (2)

Devamını Oku
18.02.2014
Paranın Renkleri: Kara, Gri ve Ak (1)

Paranın Renkleri: Kara, Gri ve Ak (1)

Devamını Oku
11.02.2014
Dünyayı Sömüren Amerika

Dünyayı Sömüren Amerika

Devamını Oku
04.02.2014
Liberalizm- Sosyalizm- Atatürkçülük

Liberalizm- Sosyalizm- Atatürkçülük

Devamını Oku
28.01.2014
Dolardaki Kanama Durmuyor!

Dolardaki Kanama Durmuyor!

Devamını Oku
21.01.2014
Ahlak ve Ekonomi

Ahlak ve Ekonomi

Devamını Oku
14.01.2014
2014’te Vergi ve Ücret Değişiklikleri

2014’te Vergi ve Ücret Değişiklikleri

Devamını Oku
07.01.2014
Geleceği Hayal Etmek

Geleceği Hayal Etmek

Devamını Oku
31.12.2013
Şaşma Gönül Doğru Yoldan!

Şaşma Gönül Doğru Yoldan!

Devamını Oku
24.12.2013
Neden Belediye Başkanı Olmak İstenir?

Neden Belediye Başkanı Olmak İstenir?

Devamını Oku
17.12.2013
Borç Stoku ve Cari Açık Tehlikesi

Borç Stoku ve Cari Açık Tehlikesi

Devamını Oku
10.12.2013
Mülkiye ve Mülkiyelilik

Mülkiye ve Mülkiyelilik

Devamını Oku
03.12.2013
İran ve Irak’taki Son Gelişmeler!

İran ve Irak’taki Son Gelişmeler!

Devamını Oku
26.11.2013
Sağlıksız Kentleşme ve Yaratılan Rant

Sağlıksız Kentleşme ve Yaratılan Rant

Devamını Oku
19.11.2013
Atatürk Bir Veresiye Defteri Açmamıştır!

Atatürk Bir Veresiye Defteri Açmamıştır!

Devamını Oku
12.11.2013
Türkiye’de Sermaye Sınıfının Gelişimi (1)

Türkiye’de Sermaye Sınıfının Gelişimi (1)

Devamını Oku
05.11.2013
Cumhuriyet Devrimi Bir Doğumdur

Cumhuriyet Devrimi Bir Doğumdur

Devamını Oku
29.10.2013
İspanya’ya Hayat Veren Barselona

İspanya’ya Hayat Veren Barselona

Devamını Oku
22.10.2013
İspanya Başka Bir Avrupa

İspanya Başka Bir Avrupa

Devamını Oku
15.10.2013
Ekonomi Hastalıklı Ama AKP Yüzde 44'te

Ekonomi Hastalıklı Ama AKP Yüzde 44'te

Devamını Oku
03.10.2013
Doların 2 TL'ye Gelmesinin Sebepleri

Devamını Oku
27.08.2013
AKP Döneminin Ekonomik Mucizeleri!

Devamını Oku
20.08.2013
Bizans'ın Gonca Gülü

Devamını Oku
13.08.2013
Ülkemizi Yeniden Yaratmak Zorundayız

Devamını Oku
06.08.2013
Koç Topluluğu Ekonomimizin Temel Taşıdır

Devamını Oku
30.07.2013
AKP Sermaye Faşizminin Bir Ürünüdür!

Devamını Oku
23.07.2013
Sandık Sandık Dedikleri

Devamını Oku
16.07.2013
Mısır'ı İncitmeyelim!

Devamını Oku
09.07.2013
Neden Herkes Sadece Kendi Doğrusuna İnanır?

Devamını Oku
02.07.2013
Kibir Bele Bağlanan Taş Gibidir

Devamını Oku
25.06.2013