Dijital çağda emek mücadelesi - Halil Sarıgöz
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Dijital çağda emek mücadelesi - Halil Sarıgöz

17.07.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Özellikle son yıllarda dilimize pelesenk olmuş; yaşamımızın bir aşamasında mutlaka duyduğumuz bir sözcük: Endüstri 4.0 veya da geleneksel tabiriyle Dördüncü Sanayi Devrimi. Bunu farklı bir perspektiften yani sanayi devrimlerinin tarihsel misyonundan, emeğe etkisi bağlamında ele almaya çalışacağım.

Sanayi devrimlerinin tarihsel seyri, yalnızca makinelerin gelişimi değil, her devrimde emeğin anlamının da yeniden tarif edilmesidir. Buhar gücünün ilk kez üretime sokulduğu günlerden, mikroçipin üretim süreçlerini yönettiği günümüze kadar her teknolojik sıçrama; emeği hem büyütmüş hem parçalamış hem özgürleştirmiş hem tahakküm altına almıştır. Bugünlerde ise bambaşka bir eşiğin önündeyiz: Dördüncü Sanayi Devrimi.

Otomasyon, yapay zekâ ve dijitalleşme, yalnızca üretim biçimlerini değil, toplumsal yapının temelini oluşturan “emek” olgusunu da yeniden biçimlendiriyor. Ne var ki bu dönüşüm, neoliberal bir çerçevede yaşandığı sürece, teknolojinin kazananı sermaye olurken kaybedeni her zamanki gibi işçi sınıfı oluyor. Giderek artan işsizlik, güvencesizlik ve sendikasızlık, emeğin görünmez bir hale bürünmesine ve yalnızlaşmasına yol açıyor.

SÖMÜRÜ KARMAŞIK HALE GELİYOR

Sorulması gereken soru artık nettir: Dijital çağda emek mücadelesi nasıl verilecek? Bu mücadeleyi kimler omuzlayacak?

Türkiye’deki tablo, bu dönüşümün acı sonuçlarını daha da derinleştiriyor. İşçilerin büyük çoğunluğu asgari ücret sınırında yaşamaya çalışırken, yeni iş biçimleri “freelance” ya da “gig economy” adı altında emek sömürüsünü daha karmaşık hale getiriyor. Sipariş üzerine çalışan kuryeler, algoritmaların denetiminde içerik üreten platform işçileri… Hepsi de yeni çağın görünmeyen emekçileri. Oysa bu yeni emek biçimleri, sanıldığı gibi “bağımsız” ya da “özgür” değil. Tam tersine, iş güvencesinden yoksun, sosyal haklardan mahrum, örgütsüz ve denetimsiz koşullar altında çalışıyorlar. Geçmişin fabrika bacaları nasıl işçi sınıfının doğumhanesiyse, bugünün dijital platformları da aynı sınıfın yeni biçimidir. Ve bu sınıf, örgütsüzse ne hak alabilir ne geleceğini kurabilir.

Sosyal demokrasi, sanayi toplumunun ortaya çıkardığı eşitsizliklere karşı bir yanıt olarak doğmuştu. Bugün ise aynı misyonu, dijital kapitalizmin yol açtığı adaletsizliklere karşı yerine getirmekle yükümlüdür. Eğer sosyal demokrat siyaset, yalnızca geçmişin sanayi işçisine seslenir, dijital çağın görünmeyen işçilerini görmezden gelirse; bu yeni toplumsal yapıya dair söz söyleme hakkını da kaybeder.

YENİ ÖRGÜTLENME MODELLERİ

Oysa yapılması gereken bellidir: Emek mücadelesinin kapsamını genişletmek. Platform işçilerini, dijital emekçileri, uzaktan çalışanları da emek hareketinin parçası haline getirmek. Yeni sendikal modeller geliştirmek. Bu dönüşüm karşısında yalnızca bireysel çareler yetmez. Toplumsal örgütlülük, bu yeni çağın en büyük güvencesi olmalıdır. 12 Eylül karanlığıyla büyük darbeler alan sendikal haklar, bu defa teknolojik dönüşüm bahanesiyle eritilmek isteniyor. Oysa dijital dönüşümün hızına yetişemeyen bir demokrasi, kısa sürede haklar açısından yaya kalır. İşte tam da bu noktada, sosyal demokratlar için yeni bir görev doğuyor: Emeğin yeni biçimlerine yeni örgütlenme modelleriyle yanıt vermek.

Bugün tartıştığımız şey sadece bir üretim biçiminin değişimi değil; aynı zamanda toplumsal emeğin içinin boşaltılmasıdır. Emeğin yalnızlaştığı, hakların silikleştiği, örgütlenmenin bastırıldığı bir toplumda, demokrasi yalnızca şeklen var olur. Sosyal demokrasi ise ancak emekle kurduğu bağı koruduğu sürece gerçek bir halk siyaseti olmaya devam edebilir. Dördüncü Sanayi Devrimi, yalnızca yapay zekânın değil; sosyal adaletin, eşitliğin ve emeğin de yeniden yazılacağı bir dönemdir. Bu yazgıyı kimin kaleme alacağı ise çağın gerekliliklerini özümsemiş sosyal demokratların örgütlülüğüne, dayanışmasına ve mücadelesine bağlıdır.

HALİL SARIGÖZ

TARİHÇİ

Yazarın Son Yazıları

Devlet ve kalkınma Okan Toygar’ın - Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025