Kooparatifçiliğin Önemi Artıyor - Abdurrahman AKALIN
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Kooparatifçiliğin Önemi Artıyor - Abdurrahman AKALIN

22.08.2020 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Toplumsal belleğimize kazınmaya devam eden pandemi süreci, daha aklı başında davranmamızı sağlayacak olursa eğer, değiştirmemiz gereken ne çok şeyin olduğunu görebiliriz. Üretim, ekonomi, gelirin paylaşımı gibi pek çok alanda, pandemi süresince yaşananlar, aklını başına almış toplumlar için mihenk taşı gibi ortada duruyor.

Eski normallerimizle sıkboğaz olduğumuz dünyayı değiştirmek için kapsamlı bir çözüm önerisi sunulacak olursa en başına kooperatifleri ve kooperatifçiliği koyabiliriz. Böylece yeni normalleri inşa edeceğimiz platformun ayaklarından birisi kooperatifler olur.

Bir kere bu pandemi süreci birbirimize kolaylıkla hastalık bulaştıracak kadar dünyanın aslında ne kadar küçük olduğunu, birimizin diğerine, bir toplumun ötekine ne kadar gereksinim duyduğunu, kolektif çözümlerin gerekliliğine delaletti. Bu sebeple, tek başına yapamayacağımız ve hatta yapmamamız gereken şeyleri keşfettik. Yalnızca kâr maksimizasyonu, yalnızca bireysel çıkar güdüsüyle hareket edildiğinde dünyanın kirlendiğini, çevrenin mahvolduğunu gördük.

KOLEKTİF DÜŞÜNME VE YAŞAMA ZAMANI
Şimdi bütüncül, daha kitlesel, kolektif çözümleri düşünme zamanı. Bu türden modellerden birincisi ve en önemlisi kooperatifçiliktir. Uluslararası Kooperatifler Birliğinin (ICA) kooperatif tanımından hareket edecek olursak Kooperatif, kişilerin ortak ekonomik, sosyal ve kültürel gereksinim ve özlemlerini, müştereken sahip olunan demokratik kurallarla yürütülen bir işletme vasıtasıyla karşılamak için gönüllü olarak oluşturdukları örnek bir işletmedir.”

Tanımın unsurları gereksinim duyduğumuz her şeyi yanıtlamıyor mu? Covid-19 için çıkar yol aranırken tek hedefi kâr etmek olan dünyadaki mevcut yapının insafına terk edilemeyeceğimiz ortaya çıkmadı mı? Önemli ve doğru olan, bilgi paylaşımlarıydı, ortaklaşa aşı çalışmalarıydı, sağlık malzemeleri tedarikinde yardımlaşmaydı... Hepsi kolektif çabaları, ortaklaşa mücadeleyi, insanı yeniden ifade etmeyi işaret ediyor.

Şimdi ister gelişmiş olsun, ister gelişmekte ya da geri kalmış, bütün ülkeler için kooperatifçilik önemli bir sosyal ve ekonomik hareket olarak saydığımız tüm çözüm güzergâhlarını ihtiva ediyor. Ekonomik yapının, demokrasinin yerleşmesinin, barışın kurulmasının, çevrenin korunmasının ve istihdam yaratılmasının önünde set olmayacağı, tersine geliştirici bir husus olarak takip edileceği yer, kooperatifçilik olarak gösterilebilir. Kısacası kooperatifçilik, ekonomik-sosyal kalkınma ve gelişme için bir platformdur.

ADİL PAYLAŞIM, SAĞLIKLI YAŞAM

Anımsanırsa pandemi sırasında tedarik zincirinin kırılmaması ve özellikle tarımsal üretimin sekteye uğratılmaması üzerine epeyce endişelendik. Ülkeler, tarımsal ürün çeşitliliğini, üretimi, kendilerine yeterliliği çokça önemsemeye başladı.

Elbette Türkiye, bir tarım ülkesi olarak bu süreçte daha şanslıydı. Geçmişin bütün olumsuzluklarına karşın hâlâ tarımsal üretimde canla başla çalışanlar var. Yine de 2001 tarım sayımına göre tarımsal üretimde yüzde 83lük bir kesim 100 dekardan daha az toprağı işlemektedir.

Büyük tarımsal işletmelerin olduğu ülkelerden daha çok Türkiyenin bu çoklu ve küçük tarımsal alanlardan oluşan yapıyı bir kooperatif çatısı ile organize etme zorunluluğu vardır. Umarız pandemiyi bir musibet olarak dikkate alırız da binlerce kez yapılan nasihatten daha çok işe yarar hale gelir. Zira, küçük aile işletmeleri hayvansal ürünlerde 6-7 kez, bitkisel ürünlerde 4-5 kez el değiştiren bir çarka feda edilmez.

Kooperatifçilik üzerine düşünülür kendi kendimize yetme” fazı akıl süzgecinden geçirilir. Konu tarımsal kooperatifler olunca değinmeden geçemeyeceğiz, kooperatifçiliğin sağlıklı bir toplumun idamesinde de rolü olduğu görülecektir. Yeni dünya düzeninin kâr odaklı hırsından sakınılarak iyi tarım, organik tarım uygulamalarıyla insanlarımız istenilen nevide gıda ile buluşturulabilir ve küçük çiftçi de yaşamını rahatlıkla idame ettirip hak ettiği payı alır hale gelir.

İstanbul Eczacılar Kooperatifi başarılı örneğinde olduğu gibi yukarıda izah ettiğimiz tarım kooperatifleri kadar esnaf kooperatifleri de yeni normalde üzerine odaklanılması gereken bir alandır. Eczacıların oluşturduğu kooperatif örgütlenmesi pekâlâ diğer esnaf gruplarının da kooperatifleşmesinde örnek teşkil edebilir.

Eczacıların, ilaç imalatçısıyla ilaç kullanmak zorunda olanlar arasında oluşturduğu doğrudan köprü modeli, tüm esnaf bölümlenmeleri için uygulanabilir bir model olarak deneyimlendi ve pandemi sürecinden başarıyla çıktı.

TOPLUMCU ALTERNATİF MODEL

Toplumu kâr maksimizasyonuna dayalı piyasa koşullarının insafına terk ettirmeyecek bir model de tüketim kooperatifleridir. Mevcut sistemin bozduğu gelir dağılımının yarattığı eşitsizliğin içinden çıkabilmek için kooperatifçilik bir çözüm olarak düşünülebilir.

Bu sistemde sağlıklı ve ucuza gereksinimlerini karşılamak üzere dar gelirliler ya da diğer toplumsal kesimler bir araya gelip kooperatif çatısı altında örgütlenebilir. Henüz ortak sayısı sadece 200 bin kişiyi bulabilen 2 bin 353 tüketim kooperatifi ülkemiz açısından düşünüldüğünde epeyce yetersiz görünmektedir.

Mevzuat değişikliği, sübvansiyon, örgütlenme teşviki, kooperatifler bankası kurulması gibi birkaç dokunuşla birlikte, başlangıç itibarıyla toplumun yüzde beşlik bir kısmının tüketim kooperatifleri vasıtasıyla örgütlenmesi hedeflenebilir. Kooperatifçilik mecrası çok uzun bir hadise olmakla birlikte pandemi sürecinden yola çıkarak bir de eğitim kooperatiflerine değinmekte fayda var.

Gittikçe paralı hale gelen eğitim sistemine dair eleştiriler zaten had safhadaydı. Pandemiyle birlikte eğitimin paraya terk edilmesinin etkileri daha belirgince ortaya çıktı. Eğitim dışına sermayeyi transfer eden okul sahipleri, neredeyse kölelik düzeyine indirgenmiş öğretmenlerimizin karşı karşıya kaldığı durumlar, uluslararası kriterler esas alındığında içler acısı halimize yanarken pandemiyle birlikte ilave sorunlar da eğitim sisteminin ve çocuklarımızın üstüne çöreklendi. Eğitim kooperatifleriyle, Atatürk ilke ve devrimlerinin, Türkiye Cumhuriyetinin laik, demokratik, sosyal hukuk yapısının teminatı olacak bir örgütlenme modeli tasarlanabilir.

ABDURRAHMAN AKALIN
İSTANBUL ECZACILAR KOOPERATİFİ KURUCUSU


Yazarın Son Yazıları

Büyüyen eşitsizlik, yaygınlaşan yoksulluk - Sıtkı Ergüney

Ekonomide; fiyatlar genel düzeyindeki; artış “enflasyon”, gerileme “deflasyon”, duraklama ile birlikte yaşanan artış da “stagflasyon” olarak tanımlanır.

Devamını Oku
20.12.2025
Yenilmezlikler ve dokunulmazlıklar - Cengiz Kuday

Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir.

Devamını Oku
20.12.2025
Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma - Prof. Dr. Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025