Yeni casusluk kumpası - Doğan Erkan
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Yeni casusluk kumpası - Doğan Erkan

30.10.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Yeni bir düşman ceza hukuku ve Ergenekon operasyonu taklidi “casusluk” kumpası Merdan Yanardağ ve Tele1 üzerinden Ekrem İmamoğlu’nu kapsayacak şekilde kuruluyor. Hemen söyleyelim, kumpasın tüm izleri sulh ceza hâkiminin kayyum atama kararının adli usul ve izansızlığından görülüyor.

Kararın girişinde, yürütülen soruşturma için tek bir madde-i mahsusa var: Devletin gizli kalması gereken bilgilerini temin etmek (TCK 328. Madde). Böyle olunca soruşturma yalnızca bu suçtan yürütülmekte demektir. Dolayısıyla alınacak sulh ceza hâkimliği tedbirleriyle bu suçlama arasındaki illiyet bağının kurulması gerekir. Kararda bu suç isnadı altındaki iddialar ise bu suça altlandırılamayacak başka iddialar (2019 seçimlerini manipüle eden yayın yapmak vb). Peki Merdan Yanardağ hangi gizli kalması gereken bilgiyi temin etmiş de seçim manipülasyonunda kullanmış? Bu bağlam kayyum kararında hiç kurulmamış. Böyle olunca hem rabıta somutlanmamış/ delillendirilmemiş hem de isnadın bildirilmesi ilkesi ihlal edilmiş demektir.

GİZLİ BELGE TESPİTİ YOK 

En önemlisi, Ceza Muhakemesi Kanunu 128- 133 maddeleri ile birlikte değerlendirdiğimizde, yürütülen soruşturma tek bir madde suç isnadından olduğuna göre, TCK 328’deki casusluk amacıyla gizli belge temininde Tele1 kullanılmış olmalı ki el koyma/kayyum tedbiri uygulanabilsin. Sulh ceza hâkimliği kararı bunu en azından iddia etmeliydi. Örneğin “TCK 328 uyarınca gizli kalması gereken devlet sırrı niteliğindeki filanca bilgi/belgenin temin edildiği, bunun da Tele1 AŞ araç olarak kullanılarak şu şekilde sağlandığı...” minvalinde tek bir cümle yok. Dahası bu olmayan bilgi/belge gerçekten devlet sırrı mıdır? Buna ilişkin CMK 125. madde uyarınca, iddia üzere öne sürülen bilgi/ belgenin devlet sırrı olup olmadığına da mahkeme karar verir. Bu karar verirken o bilgi/belgeyi tam olarak ifşa etmez ancak ifade eder, “filanca gizli belgenin devlet sırrı olduğu tespit edilmiştir” şeklinde saptar. Böyle bir mahkeme/hâkim saptaması da yok kararda. Zaten böyle bir belge/ bilgi iddiası hiç yok dediğimiz gibi. Buradan kurulamayan bağlam yerine manipülasyona yönelinmiş “filanca devlet sırrı temini” diyemeyince onun yerine Yanardağ’ın yayın politikası ve sözde 2019 seçim manipülasyonu hikâyelemesi konmuş.

Kararın girişinde yalnızca casusluk suçlamasıyla soruşturma yürütüldüğü vurgusunu tekrar söyleyelim. Bu durumda TCK 328 ve CMK 133 bağlamını kuracak “filanca devlet sırrı teminiyle seçimin manipüle edildiği” benzeri bir cümle var mı kararda? O da yok. “Casusluk” suçlamasında Tele1’in nasıl kullanıldığına ilişkin boşluğa acemice aynı döngüsel safsata (petitio pirincipii) tekrar kurulmuş ve bu boşluğun yerine “Tele1 yayınlarıyla seçim manipüle ediliyordu” demagojisi konmuş. Asıl bu sulh ceza kararının casusluk suçlamasına ilişkin manipülasyon yaptığı görülüyor. Özetle, Tele1’e kayyum kararında CMK 128-133 yok, TCK 328 yok, suçlama yok, bağlam yok, adil yöntemden geçtik, adli yöntem yok. Yalnızca düşman ceza hukukunun ideolojik diliyle bilinçlice yapılan; seçim manipüle etme iddiasıyla casusluk iddiası arasında hiçbir bağ gösterilmeden bunlar birbirinin doğal sonucuymuş gibi gösteren döngüsel demagoji var. Bu haliyle tutuklamalar da Ceza Muhakemesi Kanunu 100. maddeye tümüyle aykırı, zira düzenlemenin aradığı “somut delil” koşulu yok. Tutuklamaların bir kez daha cezalandırma aracı olarak uygulandığını görüyoruz.

KAYBEDİLEN SEÇİME İPTAL YOLU! 

Öngördüğümüz bir büyük tehlike o ki: Kararın 2019 seçimlerinin iptali yolunu açabilecek bir yönü var. Çünkü, bir başka masumiyet karinesi iptaliyle savcılığın isim koyduğu “İmamoğlu suç örgütü”nün bu aşamada ortada kendini böyle tarif eden bir örgüt olmadıkça örgüt ve isim uydurmak iftira suçu niteliğindedir. Bu tümüyle FETÖ’den miras alınan bir yönlemdir. Adli bir yöntem değildir, manipülasyondur.

Durum 2019 seçimlerini manipüle ettiği iddiasına dayanıyor. Daha büyük bir tehlikeyi ise şuradan öngörüyoruz: İleride AKP iktidarının kaybedeceği herhangi bir seçimin “dış güçler seçimi manipüle etti” safsatasıyla “adli” yolla (ideolojik savcılık ve sulh ceza yoluyla) seçimi geçersiz kılmayı denemenin yolu örülüyor. Daha önce de tespit ettiğimiz üzere, İstanbul’da savcılık sulh ceza hâkimliği örgütsel birlikteliği adli yöntemi tümüyle rafa kaldırmış, siyasal bir iktidar aparatı rolü üstlenmiştir. İleride bu örgütlenmenin altından bir cemaat/tarikat çıkması hiç şaşırtıcı olmayacaktır. Ergenekon/Balyoz/ İzmir Casusluk soruşturmalarında ne yapılıyorsa aynı yöntem ve safsata acemice ve pervasızca yapılmaktadır. Sonuç olarak ifade edelim: Tele1’e kayyum atama kararı mutlak butlandır.

Gustav Radbruch’un dediği, öngördüğü gibi yargısal haksızlığa karşı da direnme hakkı vardır. “Öyle ki, suçun belirlenmesi ve cezalandırılması bakımından mahkemeler yasa yerine hükümetin emirlerine uyuyorsa orada hukuk yoktur. Zira yargıçların bu haksız yasalara ve yürütmenin baskılarına karşı hem direnmek hakları hem de görevleri vardır. Yargıçlar bu haklarını kullanmazlar, bu görevlerini kavrayamazlarsa ve koşulsuz boyun eğmeyi meslek görevi sayarlarsa yurttaşlar onların yerine geçerler.”

Bu soruşturma asla sadece Merdan Yanardağ ya da Tele1 soruşturması değildir.

AV. DOĞAN ERKAN 

Yazarın Son Yazıları

Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025