Özdemir İnce

Mahmut Esat Bozkurt, 21 Aralık 1943

21 Aralık 2021 Salı

M.E. Bozkurt, Mustafa Kemal Atatürk’ün hukuk alanında yapmak istediklerinin neredeyse tamamını gerçekleştiren bir devrim yapıcıdır. Hem de dünya ölçeğinde en büyüklerinden. Bu nedenle de en çok eleştirilen demiyorum, en çok saldırıya uğrayan düşünce ve eylem adamıydı. Bu sıra dışı adam, 21.12.1943 günü öldüğünde, sadece 51 yaşındaydı.

***

1892 yılında Kuşadası’nda doğan M.E. Bozkurt, Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuk temellerinin atılmasında en büyük payı olan bir devlet adamı ve Türk Devrimi’nin ideolojisi olan Kemalizmin belli başlı kuramcılarından biridir. İsviçre’nin Fribourg Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden “Osmanlı Kapitülasyonları Rejimi Üzerine” adlı doktora tezi ve “Summa Cum Laude” onur derecesi ile hukuk doktoru olmuştur. 1919’da Anadolu’ya Şükrü Saracoğlu’yla birlikte gizlice dönüp Kuşadası bölgesinde Kuvayı Milliye’yi kurarak Milli Mücadele’ye katılmıştır.

1922’de 30 yaşında Büyük Millet Meclisi Hükümeti’ne İktisat Vekili olmuş ve dikkat ediniz ki Cumhuriyetin ilanından sekiz ay önce 17 Şubat 1923’te İzmir İktisat Kongresi’ni toplamıştır. (Adama bak! Çok gerekliymiş gibi iktisat kongresi düzenliyor; bir komünist gibi emekçilerin haklarını savunuyor; bitli ve uyuz köylü milletini adam yerine koyup gözlerini açmaya çalışıyor!)

Cumhuriyet’in ilanından sonra, 1924 yılında Adliye Vekili olmuş, yeni hukuk ve adliye teşkilatına eleman yetiştirmek üzere 1925 yılında Ankara Hukuk Mektebi’ni de kurmuştur. 17.2.1926 günü TBMM’de oybirliği ile kabul edilen Medeni Kanun’un mimarıdır. Türk Ceza Kanunu, Kabotaj Kanunu, Ticaret Kanunu, Hukuk Mahkemeleri Usulü Kanunu gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuk sisteminin temel yasaları onun bakanlığı döneminde ve 1926 yılında hazırlandı ve yürürlüğe girdi. Bu yanardağ, 1943 yılında toprağa verildi.

***

Mahmut Esat Bozkurt’u her türlü İslamcının, mürtecinin, neoliberalin, müflis solcunun ve zibidi tayfasının gözünde büyük günahkâr yapan işlerini teker teker yazalım:

1- 20 Nisan 1924 tarihinde kabul edilen Teşkilatı Esasiye’nin (anayasa) hazırlayıcıları arasında yer alması.

2- 5 Kasım 1925 tarihinde açılan Ankara Hukuk Mektebi’nin kurucusu olması.

3- Türk Medeni Kanunu’nu (17 Şubat 1926) ve Medeni Kanun Genel Gerekçesi’ni kaleme alması.

4- Türk Ceza Kanunu (1 Mart 1926),

5- Kabotaj Kanunu (19 Nisan 1926),

6- Borçlar Kanunu (22 Nisan 1926),

7- Ticaret Kanunu (29 Mayıs 1926) ve

8- Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu’nu hazırlaması (18 Haziran 1926).

9- Lahey Uluslararası Adalet Divanı’ndaki Bozkurt-Lotus davasında Türkiye’yi temsil etmesi ve davayı kazanması (27 Eylül 1927).

10- Kadınlara belediye meclislerine seçme ve seçilme hakkını veren kanunun (3.4.1930) hazırlanmasına katkıda bulunması.

11- Kadınların milletvekili olmalarını sağlayan yasanın (5.12.1934) hazırlanmasına katkıda bulunması.

***

Her zaman yazıp söyledim: Mustafa Kemal Paşa’nın savaş kazanan ve uygarlık devrimi yapan kadrosu 1789 Fransız Devrimi’ni yapan kadrodan geri kalmaz, Lenin’in kadrosundan çok daha iyi ve yeteneklidir. Bu kadronun bence en parlağı Monemvasya muhaciri Mahmut Esat Bey’dir. Benim iki kahramanım daha vardır: Dr. Reşit Galip ve Şükrü Saracoğlu. Bu üç devrim kahramanını konu alan bir kitap yazdım: Cumhuriyet’in Üç Fedaisi (Tekin Yayınları).

***

M.E. Bozkurt düşmanlığı öylesine gözü karadır ki yazmadıklarını yazdırırlar, söylemediğini söyletirler. Örneğin, M.E. Bozkurt, Atatürk İhtilali (Kaynak Yayınları, 2003) adlı kitabına Hitler’in Kavgam adlı kitabından bir alıntı yapar: “Ariler medeniyet kurucularıdır. İdealistlik o kuvvettir ki, Arilerin üstünlüğünü gösterir. Yahudi, Ariliğin en belirli zıddıdır. Yahudiler göçebe değil, asalaktır.” (s.50)

Engin Ardıç adlı bir yazıcı, 20.2.2010 tarihli Sabah gazetesinde “Bozkurtların Bilmemnesi” başlıklı yazısında Adolf Hitler’in bu cümlesini M.E. Bozkurt’a tapular. Ben fakir çıkıp 11.3.2013 günü Aydınlık gazetesinde bu yalanı adamın suratına çarpmasam, bu alçakça iftira bir büyük “Devrim Neferi”nin alnına yapışıp kalacaktı.

***

Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt’un savcılar hakkındaki sözleri, çoktandır yerlerinden indirildiler, kazındıkları mermerlerden silindiler. Cumhuriyetin savcıları iktidar partisi hükümetinin savcısı oldular. Yargıçların adalet tartan terazisinin ayarı bozuldu. Adalet artık Cumhuriyetin adaleti değil.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Din ve vicdan hürriyeti 13 Aralık 2024
Üst kimlik olarak İslam 10 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları