Yasal define izni!

22 Kasım 2019 Cuma

Güneşin uydularından, dünyanın 4 “buzul çağı” yaşadığı öngörülüyor. Bunların her birinin birkaç yüzyıl değil, 2-3 milyon yıl sürdüğü sanılıyor. 4. buzul çağı 250 bin yıl sürmüş, 20 bin yıl önce sona ermiş.

Anadolu doğası, son buzul çağını yaşamadığı için bitkiler ve mikroorganizmalar yaşamlarını sürdürüp gelişimlerini, toprakla uyumluluklarını ve çevre koşulları ile bütünleşip günümüze gelmiştir.

Anadolu’da yetişen bitkiler 250 bin kez çiçek açıp tohumlarını toprağa dökmüşler demektir. 250 yıllık bu oluşum, öteki ülkelere kıyasla Anadolu’daki bitki örtüsünü ayrıcalıklı kılmıştır.

Dipsiz köy böyleydi...


Jeoloji Prof. Dr. Raif Kandemir, “Dünya üzerindeki buzul göller, son buzul çağından kalmadır. Yaşları 12 bin ile 18 bin yıl arasında değişir. Buzul göller, dünyadaki en temiz sulardır ve küresel ısınmanın konuşulduğu şu günlerde gelecek kuşakların belki de ihtiyaç duyacağı böyle bir kaynaktır...” dedi.

Gümüşhane’nin Taşköprü Yaylası’ndaki kaynağı ve akarı olmayan buzul çağı uzantısı“Dipsiz Göl” de bunlardan biriydi ve define uğruna “yasal izinle” yok edildi!

Yaklaşık 8-9 yıl önce bir grup arkadaşla Hitit yerleşmelerini ve uygarlığını yerinde görmek üzere Çorum’a gitmiştik. Bu arada Ortaköy ilçesindeki İncesu Kanyonu’na da uğramıştık.

Amaç, orada kanyonun bir yanındaki “masif kayalığın” üzerine İÖ 200’de, 3 metre yüksekliğinde kazınmış, bir taht üzerinde oturan ve sol elinde bir aslan yavrusu tutan “ana tanrıça Kibele kabartmasını” görmekti. “Masif Kayalıklar” yaklaşık eni boyu birer kilometreden fazla olan kitlesel kayalıklardır.

Ben çeşitli kereler gördüğüm için oradaki çayhanede oturdum, arkadaşlar tahta, iskele üzerinde, 1.5 km. ötedeki Kibele kabartmasını görmeye gittiler... Bir ara, orta yaşlı bir köylü yanıma geldi, benimle konuşmak istediğini söyledi. Yanımdaki sandalyeye oturduktan sonra, tanımadığım bu köylü konuşmaya başladı:

Çorum Kibele...

“Beyefendi! Arkadaşlarınız paralı kişilere benziyor! Bu Kibele kabartması var ya! Arkasında bir tonluk altın define var. Arkadaşlarınız para koysunlar. Defineyi ortaklaşa çıkaralım!”

Şaşıra kaldım... “Nereden biliyorsun” diye sorduğumda, “Ben bilmeyeceğim de kim bilecek!” yanıtını verince, bir şey diyemedim. Ankara’ya dönünce bu konuşmayı Çorum Valiliği’ne, Müze Müdürlüğü’ne ve Ankara’da Kültür Bakanlığı kaçakçılık şubesine bildirdim...

Aradan 3-4 yıl geçmişti. Gazetelerde bir haber, “Çorum Ortaköy İncesu Kanyonu’ndaki kayaya kazınmış Kibele tapınağının üzeri matkapla delinerek bir tonluk altın define” için dinamitlenmişti!

Eskişehir’de üzerindeki yazıda “Midai” kelimesinden dolayı Frig kralından dolayı“Midas Anıtı” olarak adlandırılan bir kayalık var. Trakya’dan İÖ 1200’de Orta Anadolu’ya gelen Friglerin “masif kaya” üzerine yonttukları anıtsal bir yapıttır. Frigler, mart ayında, her yıl baharın gelişini (Nevruz’un kökeni) bu anıtın önünde törenlerle kutlamışlar...

Çorum Ortaköy’deki define arayışı birkaç yıl önce burada da uygulandı. Olay yerine Jeep getirildi. Araçtan kablolar çıkarıldı. Jeep’in aküsüne, matkap da kabloya bağlandı. Masif kayada delik açıldı. Deliğe dinamit yerleştirildi ve patlatıldı... Define sıfır elde sıfır vardı. Ama görkemli Yazılıkaya tahrip edilmişti.

Geçen yıl Antalya Finike’de ihbar üzerine olay yerine giden jandarma, Likya döneminden “masif kayalıkta” delici araçla açılmış 12 delik gördü. Deliklerin patlayıcılarla doldurulduğunu, üzerinin çimentoyla kapatıldığını ve içerideki kabloların dışarıya çıktığını saptadı.

Jandarma, patlayıcı düzeneğini çıkardı. Ancak 2 ay sonra, tarihsel mezarın altına yeniden yerleştirilen 12 patlayıcı ile “masif kayalık” parçalara ayrılmıştı!

Bu yıl mayısta, Antalya’nın Kaş ilçesinde Likya döneminde, 2 bin 500 yıllık “masif kayadaki” 2 bin 500 yıllık mezarın giriş bölümü, kimliği belirsiz kişilerce paramparça edildi. Defineciler, mezarın parçalanması için jeneratörle çalışan kırıcı delik kullanmışlardı...

Karabel anıtı...

İzmir’in Kemalpaşa ilçesi yakınında, Karabel geçidinde, Batı Anadolu’daki en önemli Hitit dönemi eseri “masif kayadaki” Karabel kaya kabartmasını definecilerin matkapla ile tamamen parçaladıkları saptandı.

Tarihçi Herodotos’a göre bu kabartmadaki kişi, Mısır kralı Sesotris’dir. Göğsünde Mısır harfleriyle bir yazı kazılmış olup Herodotos’a göre, “Sesotris’in bir omuz vuruşuyla bu ülkeyi yendiği ve aldığı” anlamına gelmektedir.  

Bu anıt bazı bilim adamlarına göre Hititlerin Batı Anadolu’daki egemenliğinin bir kanıtıdır. Hitit kralı IV. Tuthaliya’nın, Lydia’ya ya da o zamanki adıyla Assuva Bölgesi’ne karşı birkaç sefer düzenlediği, bu nedenle bu kabartmanın IV. Tuthaliya olduğu da ileri sürülmüş olup yaklaşık İÖ 1200 yıllarında yapılmıştır.

Ord. Prof. Ekrem Akurgal da bu anıtı İÖ 13. yüzyılın 2. yarısına tarihler, bir Hitit kralına ait olduğunu yorumlamıştı.

Bu konuya döneceğiz...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları