2022’ye girerken... Umut... İnadına umut...

31 Aralık 2021 Cuma

“Her şey değişir. Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.”  Efesli filozof Herakleitos’un yüzyıllar önce söylediği bir söz... 

Her şey değişirken “sanki değişmiyormuş gibi” davranmanın, düşünmenin anlamı ne peki? 

Yılın son günü... Zorlu bir 2021’i uğurlayacağız birazdan...

Yoksullaştırma, daha doğrusu bilerek yoksullaştırma; kısıtlar; siyasi baskılar; doğru yönetilemeyen pandemi;  bitmek bilmeyen “kadına yönelik şiddet”; “ötekileştirme” ve “öteki” olana bitmeyen öfke; din sömürüsü; yurtların tarikatların güdümüne sokulması; rakamlarla oynanıp çarpıtılması... Liste uzayıp gidiyor... Bakıyoruz bir önceki seneye, daha öncesine, daha geriye... Ne değişmiş? Hiçbir şey...

“Konuşmayın ses çıkarmayın.. Biz ne dersek onu yapın” tavrı, dozunu artırarak sürüyor. 

SOPA İLE YÜRÜTÜYOR İKTİDARINI...

Ekonomik ve siyasi sopa bankacıya da sallanıyor, halka da sanayiciye de... Muhalefete de sosyal medya üzerinden yapılanlara itiraz edip gerçekleri söylemeye çalışana da...

Osman Kavala 1522 gündür tutuklu...“İşlenmeyen suçlar” üzerine atılarak yıllarını hapiste geçiriyor. Demans hastalığı giderek ilerleyen Aysel Tuğluk neden hâlâ bırakılmıyor... 80 yaşın üzerinde ve ciddi sağlık sorunları olan 28 Şubat generalleri neden tutuksuz yargılanmıyor?  

Bu soruların yanıtları yok. Verilmiyor... 

Erken seçim hamleleri şiddetlendi ve her şeyi göze almaya hazır bir iktidar var karşımızda. HDP’yi bile kapatabilir; İBB Başkanı İmamoğlu’na kıskacın dozu giderek artıyor... 

Neden? Neden bu kısır çekişmelerden sıyrılıp ileriye atılamıyoruz? Geleceğe umutla bakabilen insanların yaşadığı bir ülke olamıyoruz? Neden “değişimi” görebilen, kendini ona hazırlayan ülkelerin arasına giremiyoruz?  

BİR TELESKOP VE EVRENİN SIRLARI 

Ve biz böylesine tıkanmışken dünyada neler oluyor?

24 Aralık’ta fırlatıldı James Webb Uzay Teleskopu. NASA’nın başkanlığında 15 farklı devletin, Avrupa Uzay Ajansı ve Kanada Uzay Ajansı’nın ortak yürüttüğü bir proje. Kızılötesi ışığı gözlemlemek için ayarlanmış olan 6.5 metrelik bu teleskop, Dünya’dan neredeyse 1.5 milyon kilometre uzaklıkta yörüngeye yerleştirildi. 

Taa 1989 yılında, 32 yıl önce konuşulmaya başlanmıştı evrenin ilk ışıklarını ve ilk yıldızlarını, yani en uzağı ve eskiyi görebilmek için büyük bir aynaya sahip olunması gerektiği... O günün teknolojileri  ile imkânsızdı; hatta geleceğin teknolojileri ile de olmasına imkânsız gözü ile bakılıyordu. Bu büyüklükte ve bu ağırlıkta bir şeyin yukarı çıkarılması ve orada konuşlandırılması. Vazgeçilmedi yine de... 

25 yıl önce 1996’da 500 milyon dolar bütçe ile başlandı. 2007’de fırlatılması hedeflenmişti. Sayısız test, yüzlerce mühendis, 14 milyar dolar maliyet ve 14 yıl gecikme ile nihayet başarıldı. İnsanlığın en büyük adımlarından biri oldu. Kızılötesi görüşle çalışacak bu teleskopun evrene ait anlayışımızda devrim yaratması bekleniyor. Yıldız ve galaksilerin oluşumunu anlamaya, Big Bang’den sonra ortaya çıkan ilk ışıkları gözlemleyebilmeye; ötegezegenlerde yaşam olup olmadığını öğrenmeye artık bir adım daha yakın insanlık. Bir yüzünün artı 90 derece, diğer yüzünün eksi 240 dereceye dayanıklı olmasını sağlamak, berilyum madenini kullanarak malzemeyi hafifletmek; dayanıklılığını, hassaslığını artırmak için yeni yaratıcı teknolojiler geliştirildi, sınırlar zorlandı... 

Yine son aylarda gündeme bir kavram Metaverse... Zaten uzun bir süreden beri dijital dünyanın içinde zamansızlığı deneyimliyoruz. Sonsuz bir şimdiki zaman içindeyiz. Şimdi sıra Metaverse ile mekânsızlığı deneyimlemede.. 

Bunların hepsi değişen dünyanın istesek de istemesek de gerçekleri... İyisi de var, kötüsü de.. Dünyaya hangi gözlüklerle baktığınla, bakmak istediğin ile ilgili...

Bu yüzden 2022’ye girerken “umut” , “inadına umut” diyoruz...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Biz modern insanlar... 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları