‘Uçan Parmaklar’dan ‘Filenin Sultanları’na

‘Uçan Parmaklar’dan ‘Filenin Sultanları’na

06.09.2023 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

‘Sabiha Rıfat Gürayman’dan Eda Erdem Dündar’a Bir Dünya Markasının Doğuşu’

A Milli Kadın Voleybol Takımımız Avrupa şampiyonu oldu. Cumhuriyetimizin 100. yılında kadınlarımızın uluslararası düzeydeki bu büyük sportif başarısı ulusça göğsümüzü kabarttı. Türk kadınının birçok alandaki başarılarına bir yenisi daha eklendi. Atatürk, “Kadınlarımız ilim ve fen sahibi olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün öğretim basamaklarından geçeceklerdir. Kadınlar toplum yaşamında erkeklerle birlikte yürüyerek birbirlerinin yardımcısı ve destekçisi olacaklardır” diyerek bir kadın devrimi yapmıştı. Böylece yüzyıllardır kafes ardında kalmış, en temel haklarından mahrum bırakılmış Türk kadını, haklarına ve özgürlüğüne kavuşmuştur. Bu nedenle Türkiye’de kadınlarımızın her başarısı aynı zamanda laik, çağdaş Cumhuriyetimizin bir başarısıdır.

CUMHURİYETİN İLK KADIN SPORCULARI

Türkiye’de laik Cumhuriyetin yarattığı büyük çağdaş dönüşüme Türk kadını çok çabuk ayak uydurdu. Yüzyıllarca adeta eve hapsedilmiş, okuması, çalışması, sosyal hayata katılması sınırlandırılmış ve erkeğinin birkaç adım ardında yürümek zorunda bırakılmış, Türk kadınları Cumhuriyetin daha ilk yıllarından itibaren okulları, fabrikaları, hastaneleri, sokakları doldurdu. İşte o günlerde ilk kadın sporcularımız da pistlerde ve spor salonlarında boy göstermeye başladılar.

Cumhuriyetin ilanından üç yıl sonra, 1926 yılında Türk Medeni Kanunu kabul edildi. Böylece Türk kadınları en temel haklarına kavuştu. Aynı yıl, Ömer Besim Koşalay’ın girişimleri ve çalışmalarıyla Nermin Tahsin, Emine Abdullah, Mübeccel Hüsamettin ve Neriman gibi ilk Türk kadın atletleri pistlere indi. Dünyada kadın sporcuların ilk kez 1928 yılında Amsterdam Olimpiyat Oyunları’nda pistlerde yarışma şansını elde ettikleri dikkate alındığında Türkiye Cumhuriyeti’nin bu konudaki öncülüğü dikkat çekicidir.

İlk kadın atletlerimizi ilk kadın kürekçilerimiz, ilk kadın tenisçilerimiz ve ilk kadın yüzücülerimiz izledi. Şerefnur, Vecihe, Leyla, Melahat ve Kamran hanımlar kürek sporuyla ilgilenmeye başladılar. Vecihe (Taşçı), Mediha (Bayar), Adriyel (Sadak), Hidayet (Karacan) hanımlar 1927 yılında Fenerbahçe Spor Kulübü’nün tenis kortlarında boy gösterdiler. İlk kadın milli yüzücülerimiz Leyla Asım Turgut ve Cavidan Elberger hanımlar 1934 yılında Sovyetler Birliği’nde yapılan ikili yüzme karşılaşmalarında Rus rakipleriyle yarıştılar.

Cumhuriyetin ilk yıllarında yetişmeye başlayan Türk kadın sporcuları kısa süre sonra uluslararası yarışmalara da katıldılar. Örneğin, 1936 Berlin Olimpiyat Oyunları’nda Suat Fetgeri Aşeni (Tarı) ile Halet Çambel eskrimde Türkiye’yi temsil eden ilk kadın sporcularımız oldular.

Yüzyıllardır peçe ve çarşaf altında, kafes ardında yaşamak zorunda kalan Türk kadını, Atatürk’ün kurduğu laik Cumhuriyet sayesinde ilk kez spor salonlarında, atletizm pistlerinde, tenis kortlarında kendini göstermeye, uluslararası yarışmalara katılmaya başlamıştır. Bugün Türk kadın sporcuların elde ettiği uluslararası başarıların kökleri buradadır.

İLK TÜRK KADIN VOLEYBOLCU

1895’te William G. Morgan’un tasarladığı voleybol 1919’da Amerikalılar tarafından Türkiye’ye getirildi. İlk olarak İstanbul’da Erkek Muallim Mektebi’nde Selim Sırrı Tarcan okulda öğrencilere voleybol öğretmeye başladı. Bu sırada başka bazı okullarda da voleybol oynanmaya başlandı ve ilk voleybol takımları okullarda kuruldu. İşte o okullardan birinde, İstanbul Kız Lisesi’nde voleybol oynamaya başlayan kızlardan biri de Sabiha Rıfat’tı. Yeteneğiyle dikkat çeken Sabiha Rıfat, okulun voleybol takımına seçildi.

Sabiha Rıfat Gürayman, 1910 yılında Manastır’da doğmuştu. Çocukluk yılları I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’na denk gelmişti. Bu nedenle zor bir çocukluk geçirmişti. Sabiha Rıfat Gürayman, 1920’lerin başında İstanbul’da önce Beşiktaş Esma Sultan İlkokulu’nu, sonra Nişantaşı Kız Ortaokulu’nu bitirmiş ve sonra da İstanbul Kız Lisesi’ne devam etmişti.

1927/1928 öğretim yılında Atatürk, ilk defa Yüksek Mühendis Mektebi’ne (İstanbul Teknik Üniversitesi’ne) kız öğrenci alınmasını istedi. Yüksek Mühendis Mektebi’ne kız öğrenci alınacağını duyan Sabiha Rıfat Gürayman, arkadaşı Melek Ertuğ ile birlikte bu okula kayıt yaptırdı. 1927 yılında Yüksek Mühendis Mektebi’ne giren ilk kız öğrencilerden biri olarak tarihe geçen Sabiha Rıfat Gürayman, bu okulda voleybol oynamaya devam etti.

Türkiye’de 1920’li yılların ikinci yarısında kadınlar arasında ilk spor faaliyetleri Fenerbahçe Spor Kulübü’nde başladı. Atletizm, kürek ve teniste sarı-lacivertli ilk kadın spor takımları kuruldu. Bu bağlamda Türkiye’nin ilk kadın voleybol takımı da 1927 yılında yine Fenerbahçe Spor Kulübü’nde oluşturuldu. Fenerbahçe Kadın Voleybol Takımı’na giren Sabiha Rıfat Gürayman, o günleri şöyle anlatıyor: “Birinci yılın sonunda okulun voleybol takımına seçildim. Sonra Fenerbahçe Kulübü’ne kaydedildim. İlk maçımızı Kabataş’la yapmıştık. Kaybedeceğiz ve sorumlu olacağız diye ödüm kopmuştu. Çok şükür kazandım. Sonra birçok resmi maçta oynadım.” Genç Sabiha Rıfat’ın kaptanlık ettiği bu takım, rakipsizlik nedeniyle kapandı. Ancak Sabiha Rıfat voleybol oynamaya devam etmek istiyordu. Fakat kadın voleybol takımı yokken bu nasıl olacaktı? O zamanlar, kadın sporcuların erkek takımında oynamalarını engelleyen bir madde yoktu. Sabiha Rıfat, Fenerbahçe Erkek Voleybol Takımı’nda oynayabilirdi, oynadı da. Böylelikle bir erkek takımında forma giyen ilk kadın sporcu oldu.

Dünyada ilk kez beş erkek bir kadın oyuncudan oluşan Fenerbahçe Erkek Voleybol Takımı, tüm rakiplerini yenerek şampiyon oldu. Arkadaşları tarafından “uçan parmaklar” diye adlandırılan Sabiha Rıfat Gürayman, Fenerbahçe’nin ilk “sarı meleği”, “filenin ilk sultanı” oldu.

Sabiha Rıfat, Fenerbahçe Voleybol Takımı’nın 1927-29 yıllarında kazandığı İstanbul şampiyonluklarında pay sahibi oldu.

Fenerbahçe Spor Kulübü Umumi Kaptanı Hayri Celaleddin (Atamer) Bey, takım kaptanı Bedii Süheyl Bey aracılığıyla, 28.01.1929 tarihinde Sabiha Rıfat Hanıma’a bir mektup gönderip kendisini şöyle kutlayacaktı:

“Bu memlekette ilk defa cem’i bir sporda erkek arkadaşlarla beraber oynamak suretiyle gösterdiğiniz teceddüd ve muvaffakiyetten dolayı sizi Fenerbahçe gençliği ve heyet-i idaresi adına hararetle tebrik ederim efendim.”

31 Ocak 1929 tarihli Spor Âlemi dergisi de şöyle yazıyordu: “Üç sene üst üste İstanbul birinciliğini kazanan Fenerbahçe Voleybol Takımı bu seneki resmi müsabakalara bazı değişikliklerle iştirak etmiştir. Bu arada, Fenerbahçe Hanımlar Takımı Kaptanı Sabiha Rıfat Hanım, erkek takımına dahil olmuştur. Memleketimiz sporunda ilk defa resmi müsabakalarda muhtelit (karma) takım çıkararak yenilik meydana getirdiğinden Fenerbahçe’yi tebrik ederiz.”

Fenerbahçe; Türkiye’de kadın voleybol takımı olan ilk kulüp, Sabiha Rıfat Gürayman ise bir kulüpte (Fenerbahçe’de) voleybol oynayıp şampiyonluk kazanan ilk kadın voleybolcu olarak tarihe geçti.

Gürayman, şampiyonluk kazanan ilk kadın voleybolcu olarak tarihe geçti.

İLK TÜRK KADIN MÜHENDİSİ

1933 yılında Yüksek Mühendis Mektebi’ni başarıyla tamamlayan Sabiha Rıfat Gürayman aynı yıl Ankara’da Bayındırlık Bakanlığı Başmühendisliği’nde göreve başladı.

İlk Türk kadın inşaat mühendisi Sabiha Rıfat Gürayman, 1934- 35 yıllarında Ankara-Beypazarı yolundaki Kemer Köprü’nün yapımında görev aldı. Birçok defa inşaatı bırakıp gitmek isteyen işçileri köprüyü bitirmeden gitmemeleri konusunda ikna etti. Bu sayede köprü tamamlanabildi. İlçe halkı, köprünün adını değiştirerek köprüye ‘Kız Köprüsü’ adını verdi.

1935 yılında Yapı ve İmar İşleri Reisliği emrine atandı. Bu görevinde, çeşitli kamu binalarının projelerini yaptı ve kontrol işlerinde çalıştı. Sabiha Rıfat Ecebilge, 1939 yılında yüksek mühendis Remzi Gürayman ile evlenerek Gürayman soyadını aldı. 1941’de Koordinasyon Bürosu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi inşaatının kontrol şefiklerini yaptı.

Sabiha Rıfat Gürayman, 1945 yılında, 35 yaşında Anıtkabir’in inşaatı kontrol mühendisliği görevine atandı. On yıl boyunca bu görevde kaldı. Atatürk’e saygısı ve sevgisi nedeniyle bu görevi, meslek hayatının en önemli görevi olarak gördü.

Anıtkabir inşaatında bir kadın mühendisin görev alması sadece ülkemizde değil dünyada da yankı uyandırdı.

Sabiha Rıfat Gürayman, Anıtkabir’in inşaatında çalışan ilk kadın mühendisti.

1953’te Atatürk’ün naaşının Anıtkabir’e nakledilmesinden bir süre sonra Milli Eğitim Bakanlığı’nda görevlendirilen Sabiha Gürayman, bu bakanlıkta görevliyken 1963 yılında emekliye ayrıldı.

Çalışma hayatının ilk yıllarında adı “mühendis hanım” olarak geçiyordu. Öte yandan “Kadınlar şantiyede çalışamaz, kadın mühendis olmaz!” denilerek engellenmek de istenmişti. Ancak Sabiha Rıfat Gürayman bütün bu engellemelere inat, liyakat sahibi, eşit, özgür, çağdaş bir Türk kadını olarak çalışmaya devam etmişti.

Sabiha Gürayman çok yardımseverdi. Çalışma hayatında elde ettiği tüm servetini yaşarken İstanbul Teknik Üniversitesi Vakfı’na ve Fevzi Akkaya Temel Eğitim Vakfı’na bağışladı. Bir asker çocuğu olan Gürayman, bu vakıflar aracılığıyla burslar vererek birçok şehit çocuğunun eğitim masrafını karşıladı.

İlk Türk kadın voleybolcularından biri hatta birincisi, bir erkek voleybol takımının ilk ve tek kadın oyuncusu ve ilk Türk kadın mühendis Sabiha Rıfat Gürayman, 4 Ocak 2003 tarihinde 93 yaşında hayatını kaybetti.

Gürayman, erkek takımında forma giyen ilk kadın sporcuydu.

Bugün Anıtkabir Hürriyet Kulesi’nde yer alan “Anıtkabir Yapımında Emeği Geçen Mimar ve Sanatçılar” vitrininde Sabiha Rıfat Gürayman da tanıtılmaktadır. Ayrıca Anıtkabir Müzesindeki “Hukuk, Kadın Hakları ve Soyadı Devrimleri” bölümünde de ilk kadın mühendis olarak fotoğrafı bulunmaktadır. Bir röportajında, “Bu görevi (Anıtkabir’in yapımı) yerine getirmekle Türk kadınına çağdaş uygarlık yolunu açan Atatürk’e olan borcumun çok küçük bir bölümünü ödeyebildim” diyen Sabiha Rıfat Gürayman, Atatürk’ün kurduğu laik Cumhuriyetin ilklere imza atmış başarılı Türk kadınlarından biridir.

***

Bu yıl Cumhuriyetimiz 100 yaşına giriyor. Bu 100 yıl içinde Türk kadını bilimde, sanatta, sporda sayısız başarılar elde etti. Son olarak A Milli Kadın Voleybol Takımımız Avrupa Şampiyonu oldu. Bütün bu başarıların temelinde Atatürk’ün “kadın devrimi” vardır. Gerçek şu ki, Türk kadınını kafes ardından alıp sahneye çıkaran, spor sahalarına indiren laik Cumhuriyettir. Türk kadını laik Cumhuriyetin özgürleştirici etkisi sayesinde her alanda başarılı olmuştur.

A Milli Kadın Voleybol Takımımızın 2023’te geldiği noktayı doğru anlamak için 1923’teki Cumhuriyet Devrimi’ni iyi anlamış olmak gerekir. Bugün A Milli Kadın Voleybol Takımımızın değerli oyuncularının; Eda Erdem ve arkadaşlarının elde ettikleri başarıyı temellendirmek için Sabiha Rıfat Gürayman’ı, bilmek gerekir. Türkiye kadın voleybolunda “Uçan Parmaklar”dan “Filenin Sultanları”na yaklaşık 100 yılda dünyanın en iyisi olmayı, -reklam filminde hatırlatıldığı gibi- Atatürk’ün ifadesiyle “muasır medeniyetler düzeyinin üstüne çıkmayı” başarmıştır. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında ülkemizi bilim, sanat, teknoloji, demokrasi ve daha birçok alanda Atatürk’ün gösterdiği hedefe; çağdaş uygarlıklar düzeyine, hatta onun da üstüne çıkaracak birikime ve potansiyele sahip olduğumuzu asla unutmamalıyız.

KAYNAKÇA

Güran, Betül, “İlk Kadın İnşaat Mühendisi: Sabiha Gürayman”, Mühendislik-Mimarlık Öyküleri, C.7-13, Öykü 10, TMMOB, Mayıs 2016.

Naymansoy, Günseli, Anıtkabir’deki Kadın Eli: Sabiha Rıfat Gürayman, İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2022

“Kafesten Pistlere”, Hürriyet, 75.Yıl Özel Eki, 29 Ekim 1998.

Gönültaş Güngör, “Sabiha Rıfat Gürayman Röportajı”, Milliyet, 20 Aralık 1973.

Sabiha Rıfat Gürayman’ın da yer aldığı Fenerbahçe Erkek Voleybol Takımı Fotoğrafı, Milliyet, 22 Şubat 1929.

Sabiha Rıfat Gürayman http:// fenerbahcetarihi.org/2020/05/sabiha-rifatgurayman/ (Son Erişim, 5 Eylül 2023)

Yazarın Son Yazıları

Atatürk’ün ders kitabında ‘Demokrasi ve Kadın Hakları’

“Özetle kadın, seçmek ve seçilmek hakkını elde etmelidir...

Devamını Oku
03.12.2025
Millet Mektepleri

“Türk harflerinin bütün vatandaşlara kapılarının önünde ve işlerinin başında öğretilebilmesi için daha bu sene içinde Millet Mektepleri teşkilatı yapacağız.

Devamını Oku
26.11.2025
Vahdettin nasıl kaçtı?

“17 Kasım 1922 günlü resmi bir telgrafın ilk cümlesi şu idi: ‘Vahdettin Efendi bu gece saraydan kaçmıştır.’

Devamını Oku
19.11.2025
Türkiye'de Opera ve Vals

“Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” (M. Kemal Atatürk)

Devamını Oku
05.11.2025
Cumhuriyetimiz

Dile kolay, ilan edildiğinde bazı İngiliz yetkililerin sadece iki yıl ömür biçtikleri Türkiye Cumhuriyeti 102 yaşında...

Devamını Oku
29.10.2025
Cumhuriyet’in şeker fabrikaları

“Meclis kürsüsünde bir de ‘üç beyaz’ parolası revaçtaydı...

Devamını Oku
22.10.2025
Nutuk 98 Yaşında: ‘İşte Bu Ahval ve Şerait İçinde…’

Atatürk Nutuk’u bir açılış ve kapanış döngüsüyle yapılandırır.

Devamını Oku
15.10.2025
Atatürk'e saygı duymayan teğmen: ‘Din Dilinin Türkçeleştirilmesi’

Mustafa Kemal Atatürk’e saygısı olmayanın onun kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve Anayasasına da saygısı yoktur.

Devamını Oku
08.10.2025
Patrikhane ve Ruhban Okulu

Heybeliada Ruhban Okulu Fener Patrikhanesi’ne bağlıydı.

Devamını Oku
01.10.2025
Dil devrimini anlamak

“Gece meşguliyetimiz, bildiğin gibi dil dersleri… Gündüz de yalnız olarak aynı mesele üzerinde birkaç saat çalışıyorum.”

Devamını Oku
24.09.2025
Tek Partiden Çok Partiye: ‘Partili Cumhurbaşkanlığından Tarafsız Cumhurbaşkanlığına’

“Aramızdaki farkı bilelim. Biz, mutlakıyetten bugüne geldik. Siz ise bugünden mutlakiyete gidiyorsunuz.”

Devamını Oku
17.09.2025
Tarih Kürsüsü ve Suçluların Telaşı ‘CHP’nin Mallarına El Konulması’

Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 102 yaşına girdi.

Devamını Oku
11.09.2025
ETHEM: “İsyan ve İhanet”

“Efendiler, askerî harekâtı çapulculuktan, devlet kurup yönetmeyi, şunun bunun mâsum çocuklarını fidye dilenmek için dağlara kaldırmak haydutluğundan ibaret zanneden, şarlatanlıklarıyla, yaygaralarıyla bütün bir Türk vatanını bezdiren...

Devamını Oku
03.09.2025
Büyük Zafer'in sırrı

Tam 103 yıl önce, 26 Ağustos 1922’de, Afyon Kocatepe’de, sabah saat 05.00’te, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın işaretiyle Türk tarihinin en önemli taarruzu Büyük Taarruz başladı.

Devamını Oku
27.08.2025
Aşiret-Tarikat Sorunu

Yeni açılım sürecinde etnik ayrılıkçı siyaset ve dinci, liberal ortakları, gerçeği çarpıtmaya devam ediyorlar.

Devamını Oku
20.08.2025
Saltanat Şurası’ndan Saray Komisyonu’na

1920 yılında Sevr Antlaşması’nı kabul etmek için kurulan “saltanat şurası”nın ve uygulamak için kurulan “barış komisyonu”nun amacı vatanı, milleti değil, sarayı, (sultanı) ve hükümeti kurtarmaktı.

Devamını Oku
13.08.2025
'Doğu Sorunu' devam ediyor! 'Kürt Sorunu mu Türk sorunu mu?'

İngiliz Müsteşarı Hohler, 27 Ağustos 1919’da Londra’ya gönderdiği bir yazıda şöyle diyordu...

Devamını Oku
06.08.2025
LOZAN: Onurlu Barış

Lozan Barış Antlaşması 102 yaşında…

Devamını Oku
23.07.2025
Hedefteki Cumhuriyet

Mustafa Kemal Atatürk’e göre “Türk milleti” kavramı, sadece bir ırkın, bir etnik kimliğin, bir dinin veya mezhebin değil, Türkiye Cumhuriyeti’ne “vatandaşlık bağı ile bağlı” eşit hukuka sahip tüm yurttaşların ortak-üst-ulusal kimliğinin adıdır.

Devamını Oku
16.07.2025
Atatürk’ün aşama stratejisi ve Türk Devrimi

Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk’ta, 21 Nisan 1920 tarihinde yayınladığı, TBMM’nin 23 Nisan 1920 Cuma günü dinsel bir törenle açılacağını duyuran bildirinin, “O günün duygu ve anlayışına uyma zorunluluğundan kaynaklandığını” belirtmişti.

Devamını Oku
09.07.2025
Yaşasın laiklik

“Laiklik ilkesini savunmak için Atatürk gibi yürekli, Atatürk gibi inançlı olmak gerekir. İzinden gittiklerini söyleyenler gibi ürkek, kararsız ve inançsız değil” (Uğur Mumcu- Cumhuriyet 1 Mart 1987)

Devamını Oku
02.07.2025
Atatürk’ün dünya barışını koruma formülü

Kuzeyimizde Rusya-Ukrayna Savaşı devam ederken, güneyimizde İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları devam ediyordu ki, birden bire İsrail-İran Savaşı başladı.

Devamını Oku
25.06.2025
Sykes-Picot, Sevr, BOP ve Lozan

Şu gerçeği iyi görmek gerekir ki Sykes-Picot’tan Sevr’e, Sevr’den BOP’a, Türkiye’yi bölüp parçalamaya yönelik planların önündeki en güçlü kalkan Lozan Antlaşması’dır.

Devamını Oku
18.06.2025
Tek parti döneminde hac yasak mıydı?

1 Haziran 1927 tarihli ve Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal (Atatürk) imzalı bir Bakanlar Kurulu Kararnamesine göre “Hac mevsiminde Hicaz’a gönderilecek Hıfzıssıhha uzmanlarından Dr. Şerafeddin Bey’e siyasi pasaport verilmesi” kararlaştırılmıştı.

Devamını Oku
11.06.2025
Atatürk'ün Mirası Büyükdere Fidanlığı

Mustafa Kemal Atatürk’ün isteğiyle 1928 yılında İstanbul’da “Büyükdere Meyve Islah Enstitüsü” kuruldu...

Devamını Oku
04.06.2025
Lozan ve Kürtler

“Kürtler küçük lokmanın pek kolay yutulacağını vaktinden çok evvel anlamışlardır. Türk birliğinden ayrılmak zihniyetinde bulunanları Kürtler kendi milletlerinden addetmezler. Kürtlerin mukadderatı Türk’ün mukadderatıyla eştir. (…) TBMM Hükümeti dâhilinde Kürtlüğün ayrı bir unsur olarak telakkisini hiçbir zaman işitmek istemediğimizi arz ederiz.”

Devamını Oku
28.05.2025
1921 Anayasası ve Muhtariyet

“Vilayetler kendi başına bir devlet değildir. Amerika hükümeti müttehidesi gibi değildir. Her vilayetin haiz olduğu muhtariyet, mahalli işlere münhasırdır. O işler ki yalnız vilayeti alakadar eder. O işler o vilayetin işleridir.”

Devamını Oku
21.05.2025
Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerine saldırmak

Lozan Antlaşması’nın ve 1924 Anayasası’nın hedef alınması; tam bağımsız, üniter, laik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin hedef alınması demektir.

Devamını Oku
14.05.2025
CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye yönelik saldırılar

CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye yönelik saldırılar

Devamını Oku
07.05.2025
Cumhuriyetin İlköğretim Devrimi

Cumhuriyetin İlköğretim Devrimi

Devamını Oku
30.04.2025
‘Ulusal egemenliğe dayanan yeni Türk devletinin kurulması’: TBMM’nin açılması

‘Ulusal egemenliğe dayanan yeni Türk devletinin kurulması’: TBMM’NİN AÇILMASI

Devamını Oku
23.04.2025
Atatürk yol göstermeye devam ediyor: ‘Hükümet, özgürlük ve demokrasi’

Atatürk yol göstermeye devam ediyor: ‘Hükümet, özgürlük ve demokrasi’

Devamını Oku
16.04.2025
Atatürkçü gençliğin yükselişi

Atatürkçü gençliğin yükselişi

Devamını Oku
02.04.2025
Atatürk’ün önderliğinde cumhuriyetçi direniş

ATATÜRK'ÜN ÖNDERLİĞİNDE CUMHURİYETÇİ DİRENİŞ

Devamını Oku
26.03.2025
Çanak Krizi ve ikinci Çanakkale Zaferi

Çanak Krizi ve ikinci Çanakkale Zaferi

Devamını Oku
19.03.2025
Laiklik neden gereklidir?

Laiklik neden gereklidir?

Devamını Oku
12.03.2025
Emperyalizmin 'kukla halife' projesi

Emperyalizmin 'kukla halife' projesi

Devamını Oku
05.03.2025
Kemalizm düşmanlığının asıl amacı

Kemalizm düşmanlığının asıl amacı

Devamını Oku
26.02.2025
ATATÜRK'ÜN KONUŞMASININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Atatürk’ün konuşmasının düşündürdükleri

Devamını Oku
19.02.2025
Şeyh Sait İsyanı

Şeyh Sait İsyanı

Devamını Oku
12.02.2025