Hafta sonunun sıcak ana gündemini, dünya medyasında da oluşturmuşken, satır aralarında geçen bazı bilgiler, yakın tarihlerden tanıklık ettiğimiz sayısız travmanın örnekleriyle de bağlamlanınca, içimizin soğuk soğuk ürpermesi boşuna olmasa gerek.. Ukrayna’nın sınırlı silahlanmasından örnekler verilirken Amerika’nın soğuk savaş senaryoları aracı olarak kullanılırken, bizden satın alınmış olanlarının öncelikli görüntülerde gösterilmesi kasıtlı siyasal kurgu aracı olarak kullanılmış olsa bile.. Bana göre doğrudan hiçbir sorumluluğumuz olmamış olsa da canımızı çok yakmış Bosna-Sebrenica, Kosova, Makedonya katliamlarındaki canımızın yanmasını çağrıştırıyor.

Tabii ki Amerika, İngiltere, AB ülkeleri hiç ama hiç içinde rol almamış gibi görünürlerken, üzerinden, soğuk savaş senaryoları ile Tito Yugoslavyası’nın ırk vitrininde, din üzerinden 9 parçaya bölünmesi, şimdilerde bu da yetmez, Bosna’nın bir daha üçe bölünmesi gündemde.. Benzeri senaryolarının “Savaş çıkmayacak, soğuk savaş yaşanıyor” tablosu çizilirken yaşananların, gündemde önde Ukrayna, yakın çevre ülkelerinde de bal gibi yaşanabileceğini çağrıştırıyor.

Yine hafta sonu çağrıştırımlarında Amerika’dan yana İngiltere’nin etkin rolünün altı çizilirken Irak, Afganistan işgalleri, Azerbaycan-Ermenistan üzerinden Karabağ savaşı gelişmeleri, yaşananlarından çok fazla örnek, uzmanların taşıdıkları konular arasında başı çekiyordu. Elbette Biden-Putin isimleri, geçmişle birlikte olası yeni görüşmeleri üzerinden kaçınılmaz yeni çatışmalar, kanın da akacağı gerçekçiliğinde, asla NATO-Rusya gündemli gerçek bir savaşa dönüşmeden yaşanabileceklerin senaryoları üzerinden.. Uzmanları olabilecekleri öngörürlerken, giderek kızışan soğuk savaşın altı çizilirken, neredeyse tümünde doğrudan sıcak savaşın içinde, kaçınılmaz rolü olan ya da bilinçli, sonuçları ile taraf olmaya zorlanan Türkiye’nin adı geçiyor.

***

Yakın geçmişte Irak, Afganistan işgalleri, Kıbrıs, Yunanistan ile sınırımızda bayrağımızı taşıyor olması gereken küçük adalar, uzağa doğru Libya, İsrail, en sıcağı ile Kuzey Irak, Suriye üzerinden sıcak terör odaklı savaşlara çekildiğimiz yaşanmışlıkları içeren.. İran, Suudiler, Katar, Mısır’a kadar uzanan, zikzaklı-çatışmacı gelişmelere ilişkin eski Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri Ümit Yalım’dan da gelen uyarılardan habersiz kaldığınızı sanmıyorum. Sosyal medya üzerinden çok geniş cepheden esirgemediği görüşlerinin en sonuncusunda Ukrayna üzerinden de çok fazla uzmanımızla çakışan görüşlerini de paylaşmıştı.

Ancak bugün sizinle, ülkemize dönük içerikli önemli gördüğüm, dün bana da ulaşmış, sosyal medya açıklamasını paylaşmak istiyorum. Sayıştay Başkanı, MSB, OYAK arasındaki yasal dayanağı olmayan ilişkiler içinde yaşanan süreçlerle ilgili somut verilerle uzun bir açıklamayı paylaşıyor.. OYAK’ın, stratejik yatırımlarından kuruyemiş yatırımına dönüşün yaşandığının altı çiziliyor. Sagra, Golda Harvat üretimine geçişte oluşan yasal dayanaksız OYAK yönetiminin sorumluluğunda, siyasal iktidar erkinin vesayetinin rol oynamış olabileceğinin altını çiziyor. Bu arada bizim, vatandaş olarak yaşadığımız sorunlar, travmalar, yaşam güçlüklerinin yeni yeni birbirinden çarpıcı verileri, en taze, yeni acılarla paylaşılıyor.. Atanamadıkları için tezgâhtarlık yapmak zorunda kalan, ancak ailelerini insanca yaşatabilecekleri koşulları yaratamayan 10 seyyar satıcı öğretmenin intihar ettiğinin bilgisi ulaşıyor.. İzmir milletvekili Kani Beko, Urla Zeytineli’nden fotoğrafını paylaştığı haberle, denize sıfır 40 dönüm arazinin Ensar Vakfı’na bedelsiz verildiğinin bilgisini paylaşıyor. HKP’nin açtığı Kanal İstanbul’a ilişkin ÇED raporunun iptaline dönük açılan davadaki yargılamada bilirkişi oluşturulması sürecindeyiz..