Öcalan açılımının komisyon üyeleri, cuma günkü ikinci toplantının tam kapalı olmasını oybirliğiyle kabul etti. AKP’li Numan Kurtulmuş canlı yayında oturumunun kapalı yapılmasını oylatınca, AKP-MHP-DEM ittifakına diğerleri de katıldı. Komisyona katılmalarına tepki gelince “Orada olursak olanları halka aktarabiliriz” diyen ve şeffaflık vaat eden CHP’liler de gizlilik için oy verdi. Kendilerini “sosyalist” olarak tanımlayanlar da Cumhur İttifakı’nın peşine takılıp kabul oyu kullandı.
Ardından Kurtulmuş, o toplantıda konuşulanların 10 yıl gizli kalacağını, hiçbir şekilde konuşulmayacağını, tutanakların kimseye verilmeyeceğini açıkladı.
Diyorlar ki “Orada İçişleri Bakanlığı, MİT bilgilendirme yaptı, devlet sırlarının gizli tutulması gerekiyordu.”
İster istemez soruyor insan; DEM aracılığıyla Öcalan ve Kandil’in bileceği, ABD’ye uçurulacak bilgiler halktan gizlenecek öyle mi?
Ülkenin geleceği ile ilgili hayati önemi olan bir konuda konuşulanlar 10 yıl gizlenecek, bu arada atı alan Üsküdar’ı geçecek öyle mi?
Demokrasi kapalı kapılar ardında konuşulanlarla getirilecek öyle mi?
Hiçbir hak emperyalizmin kurdurduğu masalarda gelmedi, gelmez. Hiçbir hak gizli toplantılarla gelmedi, gelmez. Hele ki bir masada kandırma/kandırılmış gibi yapma konusunda uzmanlaşmış Cumhur İttifakı varsa hiç gelmez!
GİZLİ TOPLANTILAR, KANUN TEKLİF TASLAKLARI...
Kafaları karıştıran bir haber de komisyon üyelerinden MHP’li Feti Yıldız’dan geldi; “Komisyon, kanun teklifi sunmayacak ancak kararlaştırılan alanlarda tavsiye teklif taslakları hazırlayacak” dedi.
Karşısındakini aptal yerine koymak bu olsa gerek... Hazırladıkları teklif taslaklarının yasalaşması için TBMM’ye hızla getirileceğini bilmiyormuşuz gibi kelime oyunlarıyla halkı kandırma çabası içindeler.
Öcalan açılımı ile ilgili önemli bir gelişme de Ekrem İmamoğlu’nun İngiltere’nin haftalık haber dergisi The Economist’e makale yazması oldu. Açılım sürecini “tarihi bir fırsat” olarak değerlendiren İmamoğlu, “eşit yurttaşlık” talebinde bulundu.
Yeri gelmişken hatırlatayım. Özgür Özel’in 8 Kasım 2023’te CHP Genel başkanı seçilmesinden sonra konuşmalarında sık sık “eşit yurttaşlık” ifadesini kullanması dikkatimi çekmişti. Çünkü yurttaşlık zaten eşitlik üzerine kuruludur. O nedenle 26 Kasım 2023’te “eşit yurttaşlık” başlıklı bir yazı yazmıştım. Aşağıda ondan alıntı yaparak bir sorumu yineleyeceğim.
NET OLUN, YANIT VERİN
2018’den beri CHP’nin kurultay bildirilerinde de yer alan bu kavram, 14 Mayıs’taki cumhurbaşkanı seçiminden önce de gündemdeydi.
Hatta Özel, Halk TV’de İsmail Küçükkaya’nın programına konuk olduğunda, “İçinde bulunduğunuz ittifak, HDP tabanının da gönül rahatlığıyla oy verebileceği bir cumhurbaşkanı adayı çıkarabilir mi” sorusuna, “Bence çıkarabiliriz. HDP tabanının talebi demokrasi olduktan sonra, HDP tabanının talebi eşit yurttaşlık olduktan sonra...” diyerek yanıt vermişti.
Bu yanıtı tespitlere dayanıyordu. 2015’te Ankara’da gerçekleştirilen HDP İkinci Olağan Büyük Kongresi hakkındaki haber, Diken adlı portalda şu şekilde yer almıştı:
“Eşbaşkanlık görevine bir kez daha Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ seçildi. Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu’nda yapılan kongrede en dikkat çekici detay ise büyük ekrana PKK lideri Öcalan ve Türkiye bayrağıyla yansıtılan ‘Eşit Yurttaşlık Ortak Vatan’ sloganı oldu.”
İlginç bir şekilde, 2015’te AKP genel başkan yardımcısı olduğu sırada Süleyman Soylu da “Çözüm süreci eşit vatandaşlık sürecidir” demişti.
Anayasaya göre tüm yurttaşlar kanun önünde eşitse, mezhepler ve ırklar arasında ayrım reddediliyorsa, “eşit yurttaşlık” ile hedeflenen, iddia edildiği gibi, anayasada vatandaşlığı tanımlayan 66. madde midir?
Anayasada var olan yurttaşların eşitliği yaklaşımının uygulamada yerine getirilmesi için çabalanması ayrı, “eşit yurttaşlık” gibi farklı algılara yol açan bir kavramı kullanarak vatandaşlığı etnik kökenlere bağlamak ayrı.
Ali Babacan gibi AKP eskisi siyasal İslamcıların, aynı kavramı kullanarak 66. maddeyi tartışmaya açtığı bir dönemde, Özgür Özel’in “eşit yurttaşlık” ile ne kastettiğini, anayasada vatandaşlıkla ilgili hangi ifadeyi eşitsizlik olarak gördüğünü açıklığa kavuşturması gerekir.
26 Kasım 2023’ten beri bu soruma yanıt gelmedi.