Özdemir İnce

‘İkinci Cumhuriyetçiliğin Temelleri’

04 Ocak 2019 Cuma

Sol kimliği altında, Cumhuriyete sağdan vuran; İslamcı ve milliyetçi sağa ve dolayısıyla karşıdevrime hizmet sunan iki “çelişmen = mütenâkız” vardır: Kemal Tahir ve İdris Küçükömer. Tahirizm 1960 ve 1970’lerde başta İsmail Cem olmak üzere birçok aydını etkiledi. Kemal Tahir ile İdris Küçükömer, Asya Tipi Üretim Tarzı (ATÜT) yanılsamasıyla Cumhuriyetin kuruluşuna ve devrimlerine karşı çıkmışlardı. Bu karşı çıkışın kaynağında şöyle bir safsata vardır: Mümkün olmasına karşın, Cumhuriyetin kurucuları sosyalizmi tercih etmemiştir. Dinciler de “Laiklik” ve “Tevhid-i Tedrisat Kanunu” nedeniyle Cumhuriyet düşmanı oldular. Kemal Tahir ve Küçükömer müritleri, günümüzde İslamcı AKP’in peşine takılan liberal sol cemaatidir. Cumhuriyete birlikte kumpas kurdular.
Ben kendi hesabıma, Devlet Ana romanı vesilesiyle Kemal Tahir ile taa 1968 yılında hesaplaştım.*İdris Küçükömer’le hesaplaşma yazılarımı ise Google’da Hürriyet gazetesi arşivinde bulabilirsiniz. Cumhuriyetin dindar ve kindar düşmanı İslamcılıka karşı mücadelemiz devam etmekte.

***

Sözü Zülâl Kalkandelen’in 2017’de yayımlanan “İdris Küçükömer’in Tezleri- İkinci Cumhuriyetçiliğin Temelleri - İkinci Grup’tan Yetmez ama Evetçi Liberallere 90 Yıllık İhanet Mirası”** adlı kitabına getirmek istiyorum.
Zülâl Kalkandelen, Kemal Tahir’le akrabalığına değindiği İdris Küçükömer’in pamuktan tezlerini, arkasına Sina Akşın, Doğan Avcıoğlu, Şevket Süreya Aydemir, Ömer Lütfi Barkan, Halil İnalcık, Korkut Boratav, Taner Timur, Emre Kongar ve M.A. Kılıçbay’ı alarak, bir hallaç gibi atıyor. İdris Küçükömer’in goygoycuları ise Mete Tuncay, Asaf Savaş Akat, Tahirî mezhebine mensup epigonlar ve “Türkiye’de sağ soldadır, sol sağda” sakızını çiğneyen her türlü sağcı ve solcu cemaat mensubu.

***

İdris Küçükömer’in temel tezleri: Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyetin kurucuları antiemperyalist ve antikapitalist değildi; devrimler üstyapıda oldu, altyapıya dokunulmadı; devrimler halka rağmen, halka karşın yapıldı; dindarlara baskı yapıldı; laiklik konusunda halkın inancına saygı gösterilmedi (Sanki R.T. Erdoğan konuşuyor); bürokrasi tıpkı Osmanlı’da olduğu gibi halkı sömürdü… Bu iddialar iftiradan başka bir şey değil. Aslında halk 1950’den itibaren, maddi ve manevi bakımdan, limon gibi sıkıldı.

***

İdris Küçükömer’le hiç karşılaşmadım. Ece Ayhan’ın onu göklere çıkarması ve kendisine benzetmesi, bence hiç de olumlu değil. SHP (Sosyal Demokrat Halkçı Parti) üyesi olmasına şaşırdığımı 22 Ocak 2005 tarihinde Hürriyet’te yazmıştım. Bu yazı vesilesiyle Anılar ve Düşünceler’i (Bağlam Yayınları) karıştırırken, Talat Aydemir’in askeri kanat lideri olduğu 22 Şubat 1962 darbesinin sivil kanat liderinin İdris Küçükömer olduğunu hatırladım (s.21). İlk makaleleri Akşam gazetesinde (14-17 Ekim 1968) yayımlanan Düzenin Yabancılaşması’nı bu olayın yarattığı travmanın ezikliği altında yazdığını düşündüm. İdris Küçükömer’i inceleyenler bu travma ve ezikliği mutlaka dikkate almalı.

***

Zülâl Kalkandelen’in kitabı çözümlemeler bağlamında kusursuz. Tanzimat’la başlayıp 1950’ye kadar süren çağdaşlaşma hareketini anlamakta yetersiz kalan İdris Küçükömer’in düşünsel idraksizliğini belgeleriyle kanıtlıyor. Ardından V. Bölüm’de, Cumhuriyet döneminin ulema sınıfını oluşturan sol liberallerin (Orhan Pamuk, Ahmet ve Mehmet Altan, Murat Belge, Nuray Mert, Oya Baydar, Ahmet İnsel. Ama Nilüfer Göle eksik.) ipliğini pazara çıkartıyor. Çok başarılı bir otopsi!

*Dost Dergisi, Nisan 1968, Sayı: 42; Ne Altın Ne Gümüş, Telos Yayıncılık (1997), Doğan Kitapçılık (2003)

**Kırmızı Kedi Yayınevi



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerli ve milli 24 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları