Sisifos olarak
Özdemir İnce
Son Köşe Yazıları

Sisifos olarak

07.10.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Okuyacağınız yazı 6 Eylül 2020 günü gazetemizde yayımlanmış. Önemi yok! Bu türden yazılar iki türden aşı gibidir: Yeni bir hayat kazanmak için ağaçların aşılanması gibi, hastalıklara karşı bağışıklık, korunma kazanmak gibi.

Yazının adı, 6 Eylül 2020 günü yayımlanırken “ , Prometheus ve Tele 1” idi, bugünkü adı genelleştirmek, çoğullaştırmak için sadece “Sisifos (Sisyphos) olarak” oldu. Olsun bakalım! Okuyalım:

Sisifos Yunan mitolojisinde kötü ünlü bir kraldır. Zeus ve öteki tanrılar bundan dolayı onu cezalandırmaya karar verir: Sisifos bir kayayı tepeye kadar çıkartacak, kaya tepeye gelince kendi ağırlığıyla her seferinde aşağı yuvarlanacaktı. Sonsuza kadar sürecek olan bu ceza kuşkusuz anlamsız, umutsuz ve saçma idi. Buradaki, “di’li geçmiş zaman”ın “idi”si geçmişi şimdinin ölçüleriyle değerlendirdiği için tehlikeli bir “idi”dir. Çünkü Zeus çağının kafasına (mitolojisine) göre Sisifos’a verilen ceza anlamsız ve saçma değildir, tutarlı ve gerekçeli bir cezadır. Bu ceza başta Albert Camus’ya ve çağının çağdaşı beyinlere göre anlamsızlığın, umutsuzluğun ve saçmalığın dik âlâsıdır. Ama tek istisna ile: AKP tarzı yönetim anlayışına göre çok uygundur.

Söylenin (efsanenin) çağdaş yorumunda Kral Sisifos’un kötü ünü geri plana itildi ve unutuldu.

Eylemi öne çıktı. Her gün bir kayayı bir dağın başına kadar yuvarlamak, gerçekte anlamsız, umutsuz ve saçma mı idi? Evet ama AKP’nin, horanta, uydu ve beslemelerine göre değil. Onlara göre kendileri gibi düşünmeyenler ve hele Tele 1 gibi bağımsız, özgür ve Cumhuriyet taraflısı bir kitle iletişim aracına her gün Sisifos muamalesi yapılmalıdır.

Albert Camus Sisifos Söyleni (Le Mythe de Sisyphe) adlı kitabında, Kral Sisifos’un cezaya katlanmasının nedenlerini arar. Cezaya karşı tepkisi katlanma mıdır yoksa başkaldırı mıdır? Katlanma, felsefe ve psikoloji bağlamında, çift ağızlı bir bıçak gibidir. Çünkü kâğıdın bir yüzünde kader, tevekkül ve itaat yazılıdır. Böyle bir hayat saçmadır ve yaşamaya değmez. Ama insan, isyanı, başkaldırısı ve direnmesi sayesinde kâğıdın öteki yüzüne kendini yazar. Başkaldırırsan, direnirsen hayat anlam kazanır ve yaşamaya değer. İnsanın kendisi eylemleriyle anlam kazanır ve hayata anlam kazandırır. Saçma cezaya bilinçli olarak katlanmak aynı zamanda direnme ve başkaldırı sayılır. Çağdaş yoruma göre Sisifos bir başkaldıran insandır.

Bu bilgiçliği yapmasaydım Tele 1 televizyonunun eylem, direnme ve başkaldırı olan kimliğini anlatamazdım. “Hayat yaşamaya değer mi” sorusuna Tele 1 eylemleriyle, işleriyle olumlu cevaplar veriyor. Tele 1’in konum ve meslek ahlakını betimlemek için izninizle, bir kez daha mitojiye başvuracağım:

Adı “önceden gören” anlamına gelen Prometheus, titanların soyundan gelmektedir. Akıl gücü bakımından diğer tanrılardan üstündür ve bu gücü Zeus’a karşı gelmek için kullanır. Fakat akıl gücü Zeus’un tekelindedir ve Zeus, dünya egemenliğini bu güçle ele geçirmiştir. Bu güce bir başkasının sahip olması, Zeus’un tepesini attırır. Prometheus aklını ve geleceği önceden görme gücünü, hep Zeus’a karşı kullanır.

İnsanın Prometheus tarafından maddeden yaratıldığı, daha doğru bir deyimle “yapıldığı” mitosu da var. Prometheus, suya ya da gözyaşlarına kil karıştırarak, ilk ölümlü varlığın bedenini biçimlendirir. Sonra bu çamurdan yapılmış bedene yaşam soluğu üfler. Prometheus, öteki kardeşleri gibi tanrıların düzenine karşı çıkmış, öteki kardeşlerinden farklı olarak sonunda insanları yaratmak ve onlara ateşi (yaratıcılığı, bilimi, uygarlığı) vermekle, bu düzeni değiştirmeyi başarmıştır. Bu yüzden Zeus, Demirci Tanrı Hephaistos’a, onu yeryüzünün bir ucunda bulunan Kafkas Dağı’nda bir kayaya çırılçıplak zincirleme emri verir. Ardından tanrıların görevlendirdiği bir kartal, Prometheus’un her gece yeniden oluşan karaciğerini yer. Prometheus, bundan sonra “Prometheus Desmotes (Zincire Vurulmuş Prometheus)” adıyla anılır.

Prometheus, kendisini Kafkas Dağı’nın tepesindeki bu tanrı cezası işkenceden kurtaran Herakles’e: “Zeus tahtdan inmedikçe benim işkencelerimin sonu yok” der, böylelikle de insanlığa özgürlüğün yolunu göstermiş olur.

Çoktanrılı mitolojinin öykülerinden çıkan kıssalara çok önem veririm. Tanrıların hışmına uğrayan insanlara onların belirlediği kadere karşı akıllarını kullanmalarını öğütlerler. Günümüzün siyasi ortamında Tele 1 hem Sisifos hemi de Prometheus’dur. Yapımcı ve yayıncı olarak insana ve topluma ödünsüz hizmet etmeyi seçmiştir. Bu seçim karşısında iktidarın yasadışı acımasızlığının, RTÜK’ün saçma işgüzarlığının hiçbir önem ve değeri yoktur. Çünkü “gerçek insan”ın defterinde “vefa” diye bir şey vardır. Tele 1 izleyicilericileri bunu kanıtlamıştır.

İlgili Konular: #albert camus

Yazarın Son Yazıları

Ekümeniklik mavalı

Şu kavanoz kıçlı dünyada her nesnenin, olgu ve olayın bir tanımı vardır.

Devamını Oku
05.12.2025
Kürtçe güçlendirilecekmiş...

Kürtçe güçlendirilecekmiş, hatta kalıcılaştırılacakmış.

Devamını Oku
02.12.2025
30 Kasım 2007

Gelecek yıllarda adını sık sık anmak zorunda kalacağımız Prof. Dr. Engin Arık (14 Ekim 1948) 30 Kasım 2007 günü (nedeni kuşkulu) bir uçak kazasında ekibiyle birlikte aramızdan ayrılmıştı.

Devamını Oku
30.11.2025
3 Kasım 2002’yi hatırlamak!

3 Kasım 2002 günü olanı, olanları aramızdan kaç kişi anımsamakta?

Devamını Oku
28.11.2025
Eski defterler...

Eski defterler son derece önemlidir.

Devamını Oku
25.11.2025
AKP’yi iktidara getiren seçim

1 Kasım 2002 günü “İki gün sonra 3 Kasım 2002” başlığıyla Hürriyet gazetesinin Avrupa baskısında...

Devamını Oku
23.11.2025
Devri sabık yaratmak

Devri sabık yaratmak, Türkiye siyasi tarihinde yeni gelen yönetimin/iktidarın, kendinden önceki dönemi sorgulaması, hesap sorması vb. anlamında kullanılan ifadedir.

Devamını Oku
21.11.2025
Toplu iğne ve nankörlük

Basında yer alan haberlere göre, Cumhuriyetin kuruluşunun 102. yıldönümü münasebetiyle savunma sanayisindeki gelişmeleri anlatan AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, “Dünya genelinde satılan her 100 İHA’dan 65’ini biz tedarik ettik, 180 ülkeye ürün ihraç ettik. Sizleri 25 yıl geriye götürmek istiyorum, ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk” demiş.

Devamını Oku
18.11.2025
‘Entel-dantel Özdemir Bey’in itirazı

“Eşit anayasal vatandaşlık...

Devamını Oku
16.11.2025
Bir veda için adagio*

Değerli okurlar, bir terslik yüzünden 28 Mart 2025 günü yayımlanan bu yazıyı bir kez daha okumak zorunda bıraktığım için lütfen bağışlayın beni.

Devamını Oku
14.11.2025
Karakuşi siyaset

Kuzey Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimini ana muhalefetin adayı Tufan Erhürman’ın kazanmasının ardından, genel kanıya göre, MHP lideri Devlet Bahçeli önemli bir açıklama yaptı.

Devamını Oku
11.11.2025
İşin aslı

Kürtçülerin, Türkiye’nin demokrasi bağlamında atacağı ilk adımın “ilkokuldan üniversiteye Kürtçe anadilde öğrenim hakkının anayasada yer alması talebinin yerine getirilmesi” olduğunu biliyoruz.

Devamını Oku
09.11.2025
Bir kez daha emriniz olur!

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Devlet Bahçeli’nin “terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili olarak düşüncelerini eleştiriyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (3)

CERN’in (European Center for Nuclear Research-Avrupa Parçacık Fiziği Araştırma Merkesi) evrenin oluşumuyla ilgili olarak yapmaya başladığı deney Türkiye’yi birden bilim dünyasının göbeğine getirdi.

Devamını Oku
02.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (2)

Özdemir İnce: Uranyum bu kadar belalı bir madde, tehlikeli, radyasyon yayıyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Dreyfus A la Turca

Hüseyin Gün 4 Temmuz 2025 günü tutuklandığına göre işlem çok daha önce başlamış olmalı. Demek ki Merdan Yanardağ’ın casusluğu (!) o günden çok daha önce belli olmuş olmalı. Öyle değil mi? Gecikme operasyon icabı mı aceba? Yoksa kerrat cetvelini (çarpım tablosunu) bilmeyen kasap hali mi?

Devamını Oku
28.10.2025
Kurtarıcının adı toryum (1)

21 Ekim 2025 Salı günü yayımlanan “Toryum dedikleri şey” başlıklı yazımla “toryum” adlı ender elementle tanıştınız.

Devamını Oku
26.10.2025
Bir kez daha toryum denen mucize

Gazetelerde, kitaplarımda yayımlanmamış yazı(lar) da var zulada.

Devamını Oku
24.10.2025
Toryum dedikleri şey

Ülkemizde edebiyattan en ince bilimlere kadar tuhaf bir alışkanlık vardır.

Devamını Oku
21.10.2025
Dilini eşek arısı soksun!

Eşek arısının nasıl soktuğunu çok iyi bilirim.

Devamını Oku
19.10.2025
UYANIN

Uyanın, uyanın artık, ey yitik insanlar!

Devamını Oku
17.10.2025
Yerçekimi

Yerçekimi denen şeyi ben bulmadığım için ortak mal Vikipedi’ye başvurarak tanımını bilginize sunuyorum.

Devamını Oku
14.10.2025
Sorumluluk

Biraz önce en küçük kardeşim Bülent telefon etti.

Devamını Oku
12.10.2025
Comandante Che Guevara

Deniz kıyısına oturup da denize girmediğim, içki içtiğim günler.

Devamını Oku
10.10.2025
Sisifos olarak

Okuyacağınız yazı 6 Eylül 2020 günü gazetemizde yayımlanmış.

Devamını Oku
07.10.2025
Gündelik hayat ve kuralları

Uzun süredir, gündelik hayatın türlüsüyle, sağlık işleriyle, bilgisayarımla, internetle, telefon santralcılarıyla, sekreterlerle başım hiç de hoş değil.

Devamını Oku
05.10.2025
Yürrü kerreste müdürü

Mersin’de, çocukluğumda, o zamanlar adı Bozkurt olan caddenin üzerindeki Büyük Çıkmaz Sokak’ta (artık çıkmaz değil) otururduk.

Devamını Oku
03.10.2025
Düşman bile yapmaz

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, doğal zenginlikleri ve tarihi mirasıyla dünya çapında ilgi gören Muğla’nın, rant uğruna tehdit altında olduğunu söyledi.

Devamını Oku
30.09.2025
Müslüman birey yoktur*

Defterlerimden birine yazdığım ancak kaynağını yazmayı ihmal ettiğim alıntı şöyle...

Devamını Oku
28.09.2025
Zırva tevil götürmez (2)

Zırvalıkla ilgili ilk yazıyı 29 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet gazetemizde yayımlamıştım.

Devamını Oku
26.09.2025
RTE ne yapmak istiyor?

Basından bir haber: “Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’deki sarayında toplandı. Saat 14.30 sıralarında başlayan ve iki saat süren toplantıda, PKK’nin sembolik silah bırakma töreni ve Meclis’te komisyon kurulması çalışmalarıyla devam eden süreç, orman yangınları ve Gazze gibi başlıklar görüşüldü. Toplantının ardından konuşan Erdoğan, CHP’ye seslenerek ‘Siyasette pek çok şeyin kazası olur ama süreci yokuşa sürmenin affı olmaz. Süreç, özellikle ana muhalefet partisi için geçmiş günahlarına kefaret olabilecek bulunmaz bir fırsattır’ dedi.”

Devamını Oku
23.09.2025
Emekliler ve iktidar

Televizyonların emeklilerin hal-i pür melalini tanımlayıp aktarmak için seçtikleri insanların neredeyse tamamı garip bir ruh durumu içinde.

Devamını Oku
21.09.2025
Mahşer günleri

Bu yazıyı yazmaya değerli ve genç yoldaşım Zülâl Kalkandelen’in 3 Eylül 2025 günlü Cumhuriyet’te yayımlanan “Ortadoğu kazanı fokurduyor” başlıklı yazınında yer alan Cengiz Çandar’la yapılan söyleşiden aktardığı şu bölümü okuyunca karar verdim...

Devamını Oku
19.09.2025
Din ve tarafsızlık

Hemen yazalım sonra neyin ne olduğunu açıklayalım: Teokratik yönetimde devlet başkanı genellikle bir dini liderdir.

Devamını Oku
14.09.2025
Rezillik, utanmazlık, alçaklık

31 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet’in birinci sayfasındaki “Zafer coşkusu” manşetin altında yer alan utanç verici haber şöyle...

Devamını Oku
12.09.2025
İmdaat soyguncu vaaarrr!

Google’a “Türkiye’de bilgisayar tamircileri odası var mı?”, “Bilgisayarcılar sendikası var mı?” diye soracaktım.

Devamını Oku
09.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (2)

Türkiye bu kıyametten kurtulabilir mi?

Devamını Oku
07.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (1)

Gazetede yayımlanmayan epeyce eski bir yazıyı, affınıza sığınarak huzurunuza getiriyorum.

Devamını Oku
05.09.2025
Kime kızmalı

R.T. Erdoğan’dan sonra Türkiye’nin ikinci sorunu sanki (kimilerine göre iktidarın gözdelerinden biri olan) holding sahibi Mehmet Cengiz. “Gözü doymazcasına bir şeyler istiyor ve iktidar ne isterse veriyor” diyorlar.

Devamını Oku
02.09.2025
Önsöz olarak son söz

15 ve 17 Ağustos 2025 günlerinde üstat Sadri Maksudi Arsal’ın Teokratik Devlet ve Laik Devlet adlı kitabından aynen aktararak “Eski Türklerde din (1, 2)” başlığıyla yayımlamıştım.

Devamını Oku
31.08.2025