Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, doğal zenginlikleri ve tarihi mirasıyla dünya çapında ilgi gören Muğla’nın, rant uğruna tehdit altında olduğunu söyledi. Aras, 9 Ağustos 2025 tarihli BBC haberine atıfta bulunarak dünya basınında Muğla’nın güzelliklerinin takdirle karşılandığını ancak yerelde büyük bir tahribatla mücadele ettiklerini ifade etti.
“Bu cennet vatanın topraklarında doğmuş, büyümüş olan bazılarının para uğruna cehenneme dönüştürmeye çalıştıkları Muğla’mızın sahip olduğu olağanüstü tarih ve kültür mirası bu defa BBC’ye konu oldu” diyen Aras, Stratonikeia antik kentine yer verilen haberde kentin “görülmeden dönülmemesi gereken yerler” arasında gösterildiğini hatırlattı.
Başkan Aras, “Termik santrallar yetmedi, maden ocakları yetmedi; şimdi sırada çimento fabrikası var. Ormanlarımız, zeytinliklerimiz, su kaynaklarımız göz göre göre yok ediliyor. Elalem çölde yeşil yaratmak için milyarlar harcarken biz elimizdeki cenneti yok ediyoruz. Bu kadarını düşman bile yapmazdı” dedi.
Muğla’nın yalnızca Türkiye için değil, dünya için de önemli bir doğa ve kültür hazinesi olduğunu belirten Aras, çevresel tahribata karşı mücadelelerini sürdüreceklerini vurguladı. Doğaya zarar veren her türlü projeye karşı duracaklarını belirten başkan, Muğla halkını da bu mücadeleye sahip çıkmaya davet etti. Termik santrallar katı, sıvı ve gaz halindeki yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi elektrik enerjisine dönüştüren tesislerdir. Bu dönüşüm için taş kömürü, linyit, petrol ürünleri, doğalgaz, türetilmiş gazlar ve turba yakıt olarak kullanılabilmektedir. (Cumhuriyet İzmir Bürosu)
Yazıya 9 Ağustos 2025 günü başlamıştım, araya başka yazılar girdi. Masamda bu konuyla ilgili gazete kesikleri var. Kimileri “gazete kupürü” der ama ben eski Fransızca öğretmeni “kupür” demem, “kesik” derim.
Bunlardan biri 10 Eylül 2025 günlü Sözcü gazetesinden yaptığım iri harfli kesikte “Akbelen’de katiam sayımı” yazmakta. Altında “Bölgede 6 yıldır termik santral1 işleten Limak-İçtaş, sökeceği zeytin ağaçlarını sayma kararı aldı, köylüler ‘Asla izin vermeyeceğiz’ dedi” yazıyor. Yan tarafta ellerinde isyan dilli pankartlar.
Yaşar Anter’in haberi şöyle: Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy Mahallesi Akbelen’de YK Enerji AŞ termik santralları 6 yıldır Limak-İçtaş ortaklığıyla işletiliyor. Şirketin bölgede bulunan ormanlara girerek sökülecek zeytin ağaçlarını sayma kararı almasını köylüler duydu. Ormanlarını ve zeytin ağaçlarını korumak isteyen köylüler, dün bölgede sondaj çalışmalarına başlanmasıyla birlikte tarlalarına akın etti. Akbelen Ormanı’nda uzun yıllardır ağaç kesimine karşı koyan aktivistlerden Nejla Işık, köylülerle birlikte bölgeye geldi. Ağaçları saydırmayacaklarını ve söktürmeyeceklerini belirten Işık, şu ifadeleri kullandı:
“Burası İkizköy’ün Akalan mevkisi. Ne bir zeytinin sayılmasına ve nakledilmesine asla izin vermeyeceğiz. Ne bir zeytin ağacı saydırır ne bir zeytin ağacı söktürürüz. Bu köy, kömürcü şirketin babasının malı değil istediği zaman gelip istediğini yapamaz. Zeytinlerimize dokunmayın! Kesilen Akbelen Ormanı’mızın çeperinde yer alan zeytinlerimizin taşınmak üzere sayılacağı haberini aldık. Böyle bir sayıma izin vermeyeceğiz. Zeytinimizden, geçimimizden, yaşamımızdan uzak dursunlar.”
26 Eylül 2025 tarihli Sözcü gazetesinde bir başka haber var: “Akbelen’deki zeytinlik katliamı mezarlıklara kadar dayandı. Nihat Bey, Zehra nineyi daha fazla incitme artık İkizköy’deki maden sahasının, çevre direnişinin simge ismi Zehra ninenin mezarını da kapsadığı ortaya çıktı.”
Bu Nihat Bey’in soyadı “Özdemir” galiba... 19. yüzyıl vahşi kapitalizmini yamyamca uygulayan alaturka bir zengin! Yapıp ettiklerine bakılırsa vicdan denen erdemden yoksun biri. Bir şey, kömür aramak, çıkarmak için vatandaşların mezarlarını nasıl yok edersin?
Nihat Bey’in tarumar edeceği alan sanırım köylülerin tapulu malı değil ama Nihat Bey’in de tapulu malı değil. Devletin! Mal devletin malı ise bu toprak parçası bütün milletindir. Benim de payım var bu toprak parçası üzerinde ve bu payı Nihat Özdemir’e vermiyorum.
Nihat Bey, o toprak parçasının altındaki kömürü çıkarmak için devlete ne kadar para ödeyecek? Ödeyecek mi, yoksa satış tutarı üzerinden vergi mi verecek? Verecek mi? Verirse ne kadar verecek? Bunlar Nihat Özdemir ve benzerlerinin insafına kalmış. Yeryüzeyini harap ederek, yok ederek madencilik yapmak barbarlıktır. Kazılan bölge tamamen kelleşecek, ölecek; üzerinde bir daha herhangi bir ot bitmeyecek, ağaç kök salıp büyüyemeyecek; hayvanlar ve kuşlar oranın semtine uğramayacak ama gözü dönmüş birinin banka hesabı katlanacak!
Devlet vatandaşı ve vatandaşın yaşadığı çevreyi korumak ve geliştirmek için vardır. Veee devlet denen aygıt Kırk Haramiler’e izin vermez. Amma mevcut iktidar haramilere kapı açarsa ve her şeyin yuları onun elinde ise ara ki davaya bakacak bir kadı bulasın...
Son olarak bir gazete kesiği daha: “Soma’da zeytinlik talanına izin çıktı”2 Gel de çıldırma!
1- Termik santrallar katı, sıvı ve gaz halindeki yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi elektrik enerjisine dönüştüren tesislerdir. Bu dönüşüm için taş kömürü, linyit, petrol ürünleri, doğalgaz, türetilmiş gazlar ve turba yakıt olarak kullanılabilmektedir.
2- Sözcü, 15.8.2025