Aşırı Yoksulluk!

07 Mayıs 2019 Salı

Gözümüz aydın! Hazine ve Maliye Nazırı Damat Paşa, “Yıllık enflasyon yüzde 19.71’den 19.50’ye geriledi. Hedeflerimizi tutturacağımızı gösteriyor!” müjdesini verdi.
Ancak, Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre 418 maddeden 294’ünün fiyatı fırladı. Kuru soğanın fiyatı, sadece 1 ay içinde yüzde 31.5, patatesin yüzde 23.2, domatesin ise yüzde 21 arttı.
Aylık gıda fiyatlarında artış yüzde 1.46, yıllık gıda ve alkolsüz içeceklerde ise artış yüzde 31.8 oldu. Gıda enflasyonu yüzde 45.7 taze sebze-meyvede ise yüzde 74 olarak saptandı. Yıllık en yüksek fiyat artışı sebzelerde yüzde 96.3 oranında gerçekleşti. Meyve fiyatları yüzde 30 arttı. Tüm ekonomiyi olumsuz etkileyen enerjideki artış da yüzde 52.3 oldu.
Özetle “son 15 yılın en yüksek gıda enflasyonuna” ulaşıldı...

***

İki hafta önce bu köşede Ardahan’ın Göle ilçesinin Yeniköy’ünden bir garsonun şu somut sözlerine yer vermiştim:
“Ardahan’da ekip biçmiyoruz. Çünkü mazot ve gübre pahalı... Buğdaydan daha pahalı... Gelir, gideri kurtarmıyor!”
Ardahanlı garsonun söylediklerini, Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık, “Çiftçi, son 16 yılda, Türkiye’de 3.4 milyon hektar alanda üretimden vazgeçti” sözleri ile şöyle doğruladı!
“Çiftçi, artan maliyetler karşısında aldığı fiyat yeterli olmayınca, üretimi terk ediyor. Üretici ile tüketici arasındaki zincirin uzaması nedeniyle de üretici para kazanamıyor.
Belçika’nın yüzölçümü 3, Hollanda’nın 4 milyon hektar. Bunları dikkate alırsak, ciddi bir sorunla karşı karşıya kaldığımız görülecektir. Artan maliyetler karşısında üretici, aldığı fiyat yeterli olmayınca üretimi terk ediyor!”

***

Üretici böyle de, aradaki esnaf memnun mu? Salı günü Cumhuriyet’te Şehriban Kıraç “545 bin esnafın battığını, takipteki KOBİ kredisi miktarının da bir yılda yüzde 85 artışla 47 milyar TL’yi aştığını” yazdı.

***

TÜİK’e göre, Türkiye genelinde işsiz sayısı 2019 yılı ocak döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 1 milyon 259 bin kişi artarak, 4 milyon 668 bin kişi oldu. İşsizlik oranı yüzde 14.7 ile “10 yılın en yüksek oranı” olarak saptandı.
Tarım dışı işsizlik ise yüzde 16.8, genç nüfusta (15-24 yaş) yüzde 26.7 ile “1988’den beri en yüksek oran” oldu.

***

Ünlü Amerikan kamuoyu araştırma kuruluşu Gallup’a göre, Türkiye “Olumlu Deneyim Endeksi” sıralamasında 143 ülke arasında sondan 4., bir başka araştırmada “Dün çok gülümsediniz ya da güldünüz mü” sorusuna “evet” yanıtı veren ülkeler arasında da sondan 4. sırada yer aldı.

***

Damat Paşa “hedeflerin tutacağından” söz ediyor. Acaba, hangi bakkal, hangi manav, hangi kasap, hangi “market”, hangi “supermarketten” alışveriş yaptığını bilirsek, halkımız da oradan alışveriş yapar…
Bir arkadaşım şöyle diyor: “Ekmek kayınpederden, su külliyeden, olunca her şey doğrudur!”

Basın Özgürlüğü!
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 1993’te, 3 Mayıs’ı “Dünya Basın Özgürlüğü Günü” olarak kabul etmişti.
“Sınır Tanımayan Gazeteciler” örgütünün 180 ülkeyi kapsayan “özgür basın” listesinde, Türkiye 157’nci sırada yer alıyor. Türkiye, “Dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi” olarak anılıyor. Türkiye Gazeteciler Sendikası’na göre Türkiye’de 142 gazeteci ve medya çalışanı cezaevinde bulunuyor.

***

ABD’nin Ankara Büyükelçiliği binasına, her yıl olduğu gibi, basın özgürlüğüne ilişkin bir “poster” de asıldı. “Posterde”, eski başkanlardan Thomas Jefferson’un “Basının özgür olduğu ve yazılanları herkesin okuyabildiği yerde, her şey güvence altındadır!” sözü yer aldı. Büyükelçilik şu açıklamayı da yaptı:
“Türkiye’yi ifade özgürlüğüne, adil yargılanma güvencesine ve yargı bağımsızlığına saygı göstermeye, bunları teminat altına almaya çağırmayı sürdüreceğiz. İfade özgürlüğü, demokrasiyi güçlendirir; ifade özgürlüğünün her yerde korunması gerekir...”
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun şu tepkiyi gösterdi: “ABD’nin basın özgürlüğünün arkasına saklanmayı bırakması için çağrı yapmaya devam edeceğiz. Washington, parmağıyla diğer ülkelere işaret etmek yerine, uzun süredir var olan aşırı yoksulluk ve ırk ayrımcılığı gibi problemleri düzeltmeye odaklanmalı.”
Altun, inşallah yazımızın ilk bölümündeki “aşırı yoksulluk” verilerini okur... Gel de Türkçedeki söylemleri göz ardı et:
“Kendi gözündeki merteği görmez, elin gözündeki çöpü görür!”
“Gözündeki çöpü görmez, el âleme şaşı der!”
Düzeltme: Son yazımızdaki, “AKP iktidara geldikten sonra, 3 Ekim 2005’te Avrupa Birliği (AB) ile ‘tam üyelik’ müzakereleri resmen başladı. 35 başlığın gerçekleştirilmesi öngörüldü. Aralık 2015’te, Avrupa Konseyi de, Türkiye için yeni ‘katılım ortaklığı belgesini’ kabul etti.” cümlelerindeki “2015” tarihi de “2005” olacak...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları