Demirtaşsız DEM İmamoğlusuz CHP!
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

Demirtaşsız DEM İmamoğlusuz CHP!

30.10.2024 23:05
Güncellenme:
Takip Et:

Yaşandı bitti sanılır. Oysa insan, bugünkü eylemiyle geçmişi de değiştirir.

İmamoğlu, 29 Ekim’deki gövde gösterisiyle, "Erdoğan’a karşı ben" dedi. 30 Ekim sabahında yanıt Esenyurt operasyonuyla geldi.

Erdoğan, dün, konuya hiç girmeyebilir, "mesele yargıda" diyebilirdi. Hayır, öyle yapmadı. Televizyonlarda "süreç sabote ediliyor" yorumları yapılmasın diye, başından operasyona destek verdi.

Biliyorum, tutarsız görünüyor. Oysa hiç değil. Geçen hafta bu köşede Erdoğan’ın her havuç uzattığında öbür elinde sopa olan bir lider olduğunu anlatmıştım. Hatta Öcalan’ın özgürlüğünün konuşulmasının bedelinin başkalarının hapse girmesi olduğunu söylemiştim. Erdoğan da konuşmasıyla "yanlış anlamayın, süreç işte bu" dedi. Teşbihte hata olmaz, kurulan yeni masada Öcalan oturabilirken Demirtaş’ın olamayacağını, (teşekkür ettiği) Özgür Özel ile diyalog kurulurken İmamoğlu’nun tasfiye düğmesine basıldığını anlatmış oldu. Böylece Esenyurt üzerinden Türkiye’ye yön çizildiği görülmüş oldu.

MUTABAKAT ADAYI ÖZER

Aslen Vanlı olan Ahmet Özer, Kürt meselesi üzerine yıllardır çalışan, bir ayağı o cenahta olan bir profesör. Geçmişte SHP’de de HDP’de de siyaset şansını denedi. Radikal’de de Özgür Gündem’de de yazı yazdı. Esenyurt Belediye Başkanlığı öncesinde İBB’de Ekrem İmamoğlu’nun danışmanlığını yapıyordu.

Bunları şunun için anlatıyorum. İstanbul’da DEM ile CHP arasında Kent Uzlaşısı sağlandığında, nüfusu 57 ilden fazla olan Esenyurt en kritik ilçeydi. DEM Parti’nin oyu, kazananı tayin edecek şekilde yüzde 20’nin üzerindeydi. İki partiyle de diyaloğu olan Ahmet Özer, uzlaşma profiline uygundu. CHP, Ali Gökmen’i çekip Özer’i aday yapınca mutabakat sağlandı. Böylece Esenyurt hem kazanıldı hem de İstanbul’u kazandırdı.

Özer, aslında siyasetin koşullarını daha önce de okumaya çalışmıştı. 2015 yılında HDP’den adaylığını sağlayan da o dönemin "çözüm süreci"ydi. Aday olurken hükümetin başlattığı süreçten heyecanlandığını anlatmış, "Üniversitede bir milletvekilinden daha fazla maaş alıyorum. İki sekreterim var. Son model arabam var, yani rahatım yerinde. Aslında milletvekili olursam rahatımı bozacağım. Ama Türkiye’deki bu sorunların çözümü için rahatımı bozmam gerekiyorsa da bozarım" demişti. 2015’ten sonra çözüm masası darmadağın oldu. Haliyle Özer’i siyasete sokan zemin de kayboldu.

İMRALI’DA ADI NASIL GEÇTİ

Dün savcılığın açıklamasındaki detay özellikle dikkatimi çekti: "İmralı adasında yapılan görüşmede sözde demokratik özerklik projesinde görevlendirilmesinin uygun görülmesi…"

Aslında siz, o görüşmelerin tutanaklarını biliyorsunuz. Zira bu köşede kitap olarak basılan o tutanakları defalarca yazdım. Dünkü operasyondan sonra bir daha açtım.

Özer’in adı ilk kez 7 Haziran 2013’te geçiyordu. Tutanak, Öcalan ve HDP’li vekiller ile "güvenlik bürokrasisi"nden bir "yetkili"nin görüşme notlarıydı. Öcalan, "yetkili"yi işaret ederek, "Biz burada devlet üzerinden bir çalışma yapıyoruz, tabii çok açmayacağım, belli bir süre devlet üze­rinden gidecek bu ilişki" ifadesini kullanıyordu. Öcalan, açılımın teorisini oluşturacak 25 kişilik bir liste hazırlanmasını istiyordu. HDP’lilerin önerdiği isimleri reddettikten sonra devam ediyordu: "Biraz derinlikli tartışma, fikir jimnastiği yapabileceğimiz kişiler olmalı. Farklı kesimlerden insanlar olabilir. Ermeniler, Aleviler, gayrimüslimler, anayasacılar vb. Ahmet Özer, Mesut Yeğen, Büşra Hoca (Ersanlı) da olabilir. Hani beni eleştiriyorlar ya, ‘Müslüman Türklerle anlaştı, bizi unuttu’ diyenlerin eleştirilerini boşa çıkaracak bir çalışma olacak. Devlet ak­lıyla sivil aklı buluşturmayı başarabilecek isimler olmalı. Şarlatanlık yapıp sabote edenlere cevap olacak."

Her şey "yetkili"nin önünde konuşuluyor. Özer’in adı "açılımı kamuoyuna anlatacak fikir adamları" arasında geçiyor.

Bu kadar değil…

11 Ocak 2014’te de Özer’in adı tutanaklara yansıyor. Yine masada "yetkili" var. Öyle ki… Görüşmenin başlangıcında Pervin Buldan "size vermemiz gereken mektuplar var, Halk Savunma Merkez Karargah Komutanlığı’nın bir mektubu, Heval Cemal gönderdi" deyince "yetkili" ayağa kalkıyor: "(Gelip elimizden aldı) Bunu Adalet Bakanlığı’na vermeniz gerekiyordu. Ama neyse. Toplantıdan sonra size veririm".

Bu garip atmosferde Özer’in adını İdris Baluken gündeme getiriyor: "Bazı bilim insanlarının demokratik özerklik projesine katkı sunma istekleri var". Öcalan "kim" diye sorunca Baluken yanıt veriyor: "Ahmet Özer var, Mersin Üniversitesi’nden. Akademi­yadan bazı akademisyenlerin kendisine ulaştığı bilgisini bize aktardı."

Özer’in adı tutanaklarda iki ayrı yerde daha yer alıyor. Biri Öcalan’a Özer’in "Kürtler Cumhuriyete Neden İsyan Etti" kitabının verilmesi üzerine, Öcalan’ın "ilk kitabını okumuştum, bunu da okuyacağım" demesi sayesinde. İkincisi ise Öcalan’ın "Baskın Oran, Ahmet Özer ve Mesut Yeğen, üçünün tarih uzmanlığından faydalanmak istiyorum" temennisi nedeniyle. Yine masada "yetkili"nin olduğunu söylememe gerek yok. Nitekim Öcalan, cümlesinin devamında, "sizden önce dev­let heyeti ile bir görüşme yaptım" derken, masadaki Sırrı Süreyya Önder "yaptığımız görüşmenin tutanaklarını Kan­dil'e gönderdik, Hükümet heyeti ve Hakan (Fidan) Bey ile görüşme gerçekleştirdik" diyor.

İMAMOĞLUSUZ CHP OPERASYONU

Kısacası…

Her şey ama her şey Erdoğan’ın "ben görevlendirdim" dediği güvenlik bürokrasisinin oturduğu masada 10-11 yıl önce yaşandı. Özer’in adı da "çözüm süreci"nde birikiminden faydalanacak isimler arasında geçti.

İşin ilginci…

Savcılığın açıklamasından anlaşılıyor ki Ahmet Özer o günden beri takip ediliyordu. Bu süreçte hocalık yapmış, üniversite yönetmiş, İBB’de danışman olmuştu. Dün CHP liderinin gösterdiği adli sicil kaydı temizdi. Ama 10 yılda arşivi biriktirilmişti. Ne zaman ki CHP-DEM diyaloğu ona siyasette kapı açtı, Esenyurt ve İstanbul muhalefet tarafından alındı. İşte o gün "yetkili"nin önündeki tutanaklar açıldı. "Çözümcü Ahmet", "Bölücü Ahmet" ilan edildi! Öcalan’a özgürlük kapısı açılırken, Öcalan’ın "adını verdiği" Özer gözaltına alındı.

Bu arada İstanbul Başsavcılığı’nın tepesinde yapılan değişikliği bu fotoğrafa ekleyelim. CHP-DEM davalarında daha önce siyasi cezalandırma yapan isim, belli ki bu süreci yönetecek irade yeniden adliyeye döndü.

Öyle anlaşılıyor ki dünkü operasyon herkesin "yanlış anlaşılma"sını düzeltti. İktidarın kurduğu masaya konan kartlar arasında Öcalan var ama Demirtaş yok. Sandalyelerde Özel’e yer var ama İmamoğlu’na yok. Mutabakat var ama şartlar yok.

Geçmişi değiştirmek isteyen kendine önce yeni bir gelecek yazsın.

Yazarın Son Yazıları

CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025
Herkesi başka tartan kantar

Aynı kantar seni başka onu başka tartıyor...

Devamını Oku
10.07.2025
Söyleyin Timur haksız mı? 

Kimin haklı olduğunu söz belirler sanırsın, oysa hak çoğu zaman güç ile dağıtılır. Size bu satırları gazeteci arkadaşım Timur Soykan hakkındaki mahkeme kararını beklerken yazıyorum. 

Devamını Oku
07.07.2025
Teğmenler kararı nasıl değiştirildi

Zaman, anı bir atom yoğunluğunda biriktiriyor. Ne kolay konuşup geçiyoruz. Sanki her yeni olay bir eskisini dibe bastırarak unutturuyor.

Devamını Oku
03.07.2025
Hapiste bebeğini bekleyen Ramazan’ın öyküsü

Çokluğun adaleti yokluğun üzerine kurulmuştur. İBB dosyasında üç tip tutuklu var...

Devamını Oku
30.06.2025
Seve seve değil soya soya büyüyen sistem

Tarih, insan deneyimlerinin toplamından daha fazla bir şeydir.

Devamını Oku
26.06.2025
Fatih Altaylı’nın ‘suyunu ısıtanlar’

İnsan kendi yazgısının kapısını kendisi açıyor. Kimi zulmederek kimi zulümle baş ederek. Bu köşede bugün bambaşka bir hikâye olacaktı. Aslında ben de bambaşka bir yerde yazacaktım.

Devamını Oku
23.06.2025
İran’dan çıkan savaş dersleri

“Savaş politikanın başka araçlarla sürdürülmesidir” diyor general Clausewitz...

Devamını Oku
19.06.2025
Adalar sapığı nasıl yakalandı

Suçla, suçlu arayarak değil, suçun peşinden giderek hesaplaşılır. Konu siyasi olunca, ihale olunca, parti olunca günlerce televizyonlarda konuşuluyor. Tutuklama üstüne tutuklama yapılıyor. Gelgelelim, konu siyasallaştırılamayacaksa ancak üçüncü sayfada yer buluyor.

Devamını Oku
16.06.2025