ABD, yeni Kennedy’sini yine çıkaramadı!

ABD, yeni Kennedy’sini yine çıkaramadı!

05.11.2020 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Sizler bu gazeteyi elinize aldığınızda, büyük ihtimalle ABD’nin hangi başkanı seçtiği netlik kazanmamış ve/veya diğer taraf en azından “yargıya gideceğim” tehditlerinden vazgeçmemiş olacak.

Ancak öncesinde, beni yine bu seçimlerde hayrete düşüren bir konuya parmak basmak istiyorum.

Bu dönem kendi JFK’sini yaratamadı!

“ABD, yeni Kennedy’sini yine çıkaramadı” derken, 1960’lara damga vuran Kennedy gibi radikal anlamda “Büyük Amerikan düzenini sarsacak” yeni bir isim çıkaramamalarından söz etmiyorum. Çünkü günümüz konjonktür ve uluslararası şartlarında, böyle bir insanın “ortaya veya zirveye çıkması” imkânsız. Neden mi? Çağımızda CIA’ya “Amerika, diğer ülkelerin içişlerine karışamaz, sizi bin parçaya böleceğim” demiş, kırk yıldır FBI’ın başına çöreklenmiş mafya ile ilişkili karanlık Hoover’i görevden almaya hazırlanmış, Vietnam’dan çekilme kararı almış, Pentagon’un abartılı baskılarına rağmen Küba ve Sovyetler ile sıcak savaşa girmemiş, vergi yükünü dar ve orta gelirli aileler yerine büyük şirketlere yıkmış, Ortadoğu’da barışı korumak adına İsrail’in nükleer silaha ulaşmaması için çabalamış, azınlık hakları için mücadele etmiş, Başsavcı kardeşi Robert Kennedy aracılığıyla mafyaya karşı ağır bir mücadele vermiş, sanata ve sanatçılara özel önem atfetmiş, ABD’nin dünya polisi olmadığı barışçı bir yeni dünya düzeni rüyası görebilen, yani güç odaklarının gözünde her türlü suçun “baş müsebbibi” bir başkan, 2020’li yıllarda hiç gerçekçi değil. Bu devirde ABD, Olof Palme veya Willy Brandt’vari liderini üretemez! Kennedy örneğinde yaşadığımız gibi öldürüldüğünde Türkiye dahil, tüm dünyada yüz milyonlarca kişinin gözyaşlarına boğulduğu bir “dünyanın sevgili lideri”ni hiç çıkaramaz!

Demokrat Parti’nin şaşırtıcı tıkanıklığı

Nedenleri ortada! Ama bunu çok iyi bilmeme rağmen, yine de Amerikan siyasetinin, vazgeçtim dünya uluslararası siyasetinin akışını ve beş kıtayı ilgilendiren konuları, kendi iç dinamikleri doğrultusunda bir “çakma Kennedy” imajlı lider adayı bile çıkaramamalarını, kendileri adına çok yazık ve onları izleyen dünya adına çok gülünç buluyorum! Son iki başkanlık seçimine göz attığımızda, Cumhuriyetçilerde Trump, Demokratlarda ise Beyaz Ev’e doymuş bir Hillary Clinton ve Obama döneminden kalma yorgun bir Biden görüyoruz. Ortak noktaları, makyajın bile gizleyemeyeceği bir tazelik yoksunluğu... Bill Clinton ve Obama, hiç olmazsa “imaj” olarak, bir umut olabilme vasfı taşıyorlardı. Biri “Kennedy imajı”na zaten oynuyordu, diğeri ise yine o çizginin siyahi kulvarından ilerledi ve tüm dünyaya “acaba bu sefer, o sefer mi?” dedirtti. Ancak ardından, hayal kırıklığı geldi. (FETÖ’yü parlatması, kendi döneminde Amerikan polisinin kuş vurma antrenmanı yapar gibi siyahileri infaz etmesini pek umursamadan seyretmesi gibi konular u-nu-tul-maz!).

Yani koskoca Demokrat Parti’nin, kendi yerleşik dinozorları dışında, en azından görüntüyü kurtaracak parlak, yakışıklı veya güzel, gençlere heyecan ve dünyaya umut veren, kısa sürse bile bir evrensel barış mesajında inandırıcılık taşıyabilecek, genç ve vurucu tek bir isim çıkaramaması, aslında korkunç bir mağlubiyet! Sokak kavgaları, ırkçı polis saldırıları ve kendini aidiyetsiz hisseden milyonlarca gencin dijital dünya düşkünlüğü ortadayken, bu saydıklarım Demokratların 3-0 mağlup başlamasına neden oluyor! Düşünebiliyor musunuz, mesela ortada dolaşan laflar şunlar: “Biden kazansa bile, acaba 2024’te sağlık durumu tekrar aday olmasına olanak verir mi?

Biri vurdumduymaz şovmen, diğeri silik ötesi!

Cumhuriyetçiler ise Trump’ı sahada tutarak yanıt veriyorlar rakiplerine. Trump’ın ABD’de ve dünyada en ağır tepkileri alan tavır ve kararlarını buradan sıralamaya kalksak makale değil kitap yazmamız lazım. Irkçı, kadın hakları karşıtı ve homofobik açıklamalarını kim unutabilir? Ama bunun yerine, az okuyan veya dünyayı az takip eden kitleleri etkileyen bazı teatral tavırlarını ele almak istiyorum. Bakın basit bir Trump sahnesi, eski kampanya döneminden... “O kadar çok kazanacağız ki kazanmaktan bıkacaksınız, yeter artık daha fazla kazanmayalım, kaldıramıyorum bu kadarını diyeceksiniz, ama kazanmaya devam edelim, yetmez diyeceğiz”. Veya sahnede şovmen yürüyüşleri, ani dönüşleri, kahkahaları, seçtiği kelimeler, arada yaptığı (çoğu saçma olsa da) espriler, ondan nefret edenlerin bile ilgisini çekiyor! Gelelim Biden’a... Yaşlı olmak ayıp değil, doğanın kanunu ama bu kadar yorgunsanız ve yarınlarınız pırıltılı bir güneş vaat etmiyorsa, halka nasıl inandırıcı olabileceksiniz? Allah aşkına, Biden’ın tek bir önemli sözünü hatırlayabiliyor musunuz?

Bana sorarsanız, “seçimleri Biden kazandı” veya “Trump kazandı”, ne duyarsanız duyun, şüpheyle yaklaşın! Hatırlatırım; geçen sefer “Hillary Clinton büyük farkla, hatta toprak kaymasıyla kazandı” diyenler, televizyonlarda 1 saat bunu gerekçeleriyle açıklayanlar, sonra şapa oturdular. Bunu hatırlayarak yorumları dinleyin lütfen. Tabii ABD bizim gibi ileri bir ülke değil, Anadolu Ajansı gibi muhteşem donanımlı bir devlet ajansına da sahip olmadığından sandıkların kapanmasından bir saatçik sonra bütün sonuçları büyük bir kesinlikle açıklayamıyor! Bu seçimleri kim kazanırsa kazansın, her an ortalık, 2020 “Floyd-covid” günleri modunda karışabilir. Yeni Amerikamız, aynen yeni Fransamız gibi protestocuların “yakarım-yıkarım” tehditleriyle yaşayan bir “4. Dünya” ülkesi!

Bizim için ufukta grilik hâkim

“Dünyayı Trump’tan kurtaracak adam” olarak lanse edilen Biden’ın, kazanırsa Türkiye’nin önüne ağır bir fatura koyacağından kimsenin bir şüphesi yok. Suriye’nin kuzeyinde bir PYD/PKK garnizon devletinin kurulması, Irak’ın üçe bölünmesi ve Kuzey Irak Kürt Yönetimi’nin bağımsız bir devlet olarak tanınmasını önermesinin yanı sıra, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de uyguladığı politikaları eleştirmesi ve müttefik devletlerle işbirliği yaparak Türkiye’nin izole edilmesi gerektiğini savunması, S-400’lerden vazgeçmememiz halinde CAATSA yaptırımlarıyla cezalandırılmamızı desteklemesi ve sözde Ermeni soykırımını tanıyacak olduğunu dile getirmesi, bizim açımızdan pek iç açıcı görünmeyen bir bilançoya işaret ediyor.

Uzun lafın kısası, olaya demokratik gözlüklerle bakan aydınları mutlu olamayacaklar. Adaylar, bizler açısından birbirinden kötü sayılabilir. Bu nedenle “bekle-gör-izle”den başka seçenek yok!

Yazarın Son Yazıları

CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025
Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Devamını Oku
13.03.2025
Tarih nedir, ne değildir?

Tarih nedir, ne değildir?

Devamını Oku
06.03.2025