Bu telaş, bu karartma çabaları neden?

Bu telaş, bu karartma çabaları neden?

15.04.2021 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Normal bir ülkede, benim size bugün yalnız 15 Nisan, Dünya Sanat Günü’nü yazmam lazım. Ama maalesef, ne gezer! Leonardo da Vinci’nin doğum gününün, UPSD’den çıkan bir fikirle uluslararası kabul görmesi ve önce Uluslararası Sanat Dernekleri, ardından UNESCO tarafından Dünya Sanat Günü kabul edilmesi kadar keyifli bir konu yerine, bildiğiniz üzücü kısır gündemimizle boğuşuyoruz. Her şeye rağmen Dünya Sanat Günümüz kutlu olsun!

Gündemimize geri dönersek, amiraller krizinin hiç değilse şimdilik rafa kaldırılması, sürekli beterin beteri ile karşılaştığımız ülkemizde her şeye rağmen yüreklerimize su serpti. Paşalar ifade verdikten, gözaltında tutulduktan ve adli kontrolle serbest bırakıldıktan sonra insanlar oldukça karışık hisler yaşadı. Bir taraftan yine bir “Silivri zindanları” deneyiminin ortasına gitmektense ailelerine kavuşmaları sevinç gözyaşları yarattı, diğer taraftan ise hak etmediklerine inandığımız bu zorluklarla yine boğuşuyor olmaları da sayısız vatandaşın tepkisine neden oldu.

Türkiye inanılmaz bir ülke. Biz çarşamba günü bunları konuşurken, her saniye gerilim hattı yükselebilen, patlamaya hazır, hiçbir gazetecinin 48 saat sonraki manşetleri tahmin edemeyeceği çılgın bir diyar!

EMEKLİ BİR ASKER NE İSTER Kİ? 

Bu topraklarda emekli bir asker ülkesinin esenliği, güvenliği, huzuru ve saygınlığının korumasından başka ne ister ki? Hiçbir şey! Para pul veya sıfat arayışı yoktur. Para arayışında olsalardı, asker olmazlardı; Atatürk’ün ordusunda eriştikleri rütbelerin ötesinde onları tatmin edecek hiçbir sıfat olmadığı için, kendi apoletlerinin ötesinde hiçbir hırslı hedef barındırmazlar. Dolayısıyla değerli amirallerimizin “aksi halde” diye başlayan cümlelerindeki tek amaç, ülkenin huzurunu kaybetmemesine ve 15 Temmuz gibi günler yaşamamasına herkesten daha yoğun olarak çekmek istedikleri dikkattir.

“Mavi Vatan” gibi kanı en kırmızı akanların gözünü yaşartacak bir kavramı kararlılıkla adeta yaratan Cem Gürdeniz gibi bir büyük vatanseverin “Kaçmak bana yakışmaz” cümlesini sarf etmeye mecbur bırakmış olmak, benim açımdan ülkemin en acı hüzün sebeplerinden biridir. Yaşanan tam kendisinin dediği gibi “bir iletişim kazası”; keşke öngörülebilseydi. Amiral Bülent Olcay’ın “Balyoz davasında 997 gün özgürlüğümden mahrum kaldım. O zaman kaçmadım. Bu dava sürecinde de böyle bir düşüncem olamaz” cümlesi kulağımıza küpe olsun. Amirallerimizden Mustafa Özbey’in Merkez Orduevi’nde “Eşinizi ve eşyalarınızı alıp hemen burayı terk edin” gibi bir cümle ile karşılaşabilmiş olması hepimizi yaraladı! Komutan Turgay Erdağ, “kumpastan daha kırıcı” cümlesini kullandığına göre yaşadığı iç kanamayı anlamaya çalışabiliriz. Diğer bir amiralimiz, Türker Ertürk, Atatürk hakkında panellere beraber katıldığım, yurtseverliği taşkın, çelik iradeli, gözü pek bir Atatürk askeridir. Ata’nın geçmişini, kendi geçmişini ve bu değerler için nasıl canını vermeye hazır olduğunu bilmek bu duygusallıkla en beklenmedik anda gözünü yaşartabilir. Beyni her gün Türkiye’nin daha güzel bir geleceğe yol alması için çalışır durur. 

Kimse, Atatürk’ün paşalarını, orduya sızan veya yerleştirilen FETÖ’cülerin sahte paşalarıyla karıştırmaya kalkmasın! Zekeriya Öz’ün, haklarında “iddialı” savcı rolüne soyunduğu Atatürk paşaları, hiçbir surette kaçmaz ama yobaz niyetlerle asker üniformasını harmanlamaya çalışan soytarılar, 15 Temmuz’da olduğu gibi foyaları meydana çıkınca kaçmışlardır. Hâlâ bilmiyoruz, onlara ülkeyi ve geleceğini teslim edenler, yaşananlardan ne kadar utandı? Bilemiyorum, belki de aynen bir dönem “İkinci Cumhuriyetçi” mantık yoksunu koltuk değneklerinin göstermeye tenezzül ettikleri tavır kadardır... 

BU SORUNUN DERT OLMASI KİME YARIYOR?

Bu arada sakın amirallerin göreceli de olsa özgürlüklerine kavuşmuş olmalarının keyfini doya doya çıkarabildikleri bir ortam olacağını sanmayın! Bildiğiniz gibi, yalnız bizim ülkemizde yaşanabilecek bir başka gerilim, şimdiden onunla rekabete girdi bile: “128 milyar dolar nereye gitti?” cümlesi anlaşılan pek yakında bir ulusal güvenlik sorunu haline dönüşecek! Öte yandan bu soruyu hemen “cumhurbaşkanına hakaret” ile ilişkilendirilen bazı savcıların varlığı aklımı gerçekten karıştırdı. Şu açıdan anlam veremedim: Tersine, böyle bir soruyu hemen “cumhurbaşkanına hakaret” olarak nitelemenin, cumhurbaşkanını töhmet altında bırakabileceğini düşünüyorum ve başka bir anlam veremiyorum! Soru afişinde yer alan bir Saray silueti, olsa olsa ülkenin başına bu sorunun sorulduğu anlamına gelir. Ben mi anlayamıyorum? Hele polislerin CHP örgütünde “128 milyar nereye gitti” sorusunu binalardan indirmek için vinçlerle olaya dalmaya kalkışmalarını şaşkınlıkla izledim.

Türkiye’de neyin suç olarak ele alınıp alınamayacağını normal bir zekâya sahip bir insanın anlaması kesinlikle mümkün değil. Çünkü bu çok değişken bir olgudur; kim olduğunuz, siyasi düşünceniz, hangi gruba ait olup olmadığınız, kurduğunuz bir cümlenin kimin tarafından nasıl anlaşılacağı veya nasıl anlaşılmak isteneceği, başkasının bir fikrini yaymış olsanız bile fikri öne sürenden daha sorumlu bir hale nasıl gelebileceğiniz, dünyanın diğer ülke vatandaşlarının kolay anlayacağı durumlar değil. Bunlar bizim kendi mutfağımızın çok özel ve öznel konuları! 

128 milyar dolar, kolaylıkla hayal edebileceğimiz bir para değil. Aslında muhteşem ötesi bir para! Afrika’da açlığı yok edebilecek, insanlığa yeni kapılar açabilecek bir miktar. Ama öğreniyoruz ki, bu para ile dünyanın en büyük gökdeleninden 107 adet yapılabiliyormuş; bunu duyduğumda ise o paranın değeri çok azalıyor. Diğer bir değerlendirmede, kaç adet savaş uçağı satın alabileceği veya kaç adet Scud füzesi haline dönüşebileceği... Bunlar bizim aklımıza bile gelmeyecek para “değerlendirme” alanları! Açlık nasıl yok edilir, kaç adet çağdaş sanat müzesi açılır, hayvanlar nasıl sorunsuz yaşayabilir, bizim beynimizin refleksleri bu konular...

Düşünüyorum da halkımız “böyle bir para kayboldu, soruşturulması da engelleniyor” dendiği zaman “Allah Allah niye acaba istemiyorlar?” diye düz bir mantıkla konuyu daha fazla düşünüyor. Bilmem bu sade verileri daha incelediği oluyor mu iktidarın! 

Sonuçta, onlar da bir yerlerde siyasi beklenti hataları yapıyor ki artık bugünkü şart ve yasalarla seçime yaklaştıkça hiddetlenip bir yandan baskı ve “Atatürkçülüğü karartma operasyonları”nı hızlandırmaktan başka çare göremiyor, bir yandan da muhalefetin ve yazarların sıkça hatırlattığı İnönü’den şu cümle gündemde yankılanıyor: “Tarih kürsüsünden halinizi seyrediyorum, suçluların telaşı içindesiniz.”

Yazarın Son Yazıları

CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025
Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Devamını Oku
13.03.2025
Tarih nedir, ne değildir?

Tarih nedir, ne değildir?

Devamını Oku
06.03.2025