CHP 5. vitese mi geçiyor?

CHP 5. vitese mi geçiyor?

10.12.2020 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Kılıçdaroğlu’nun geçen hafta övgü alan grup konuşmasının, halkın çoktandır beklediği bir çıkış olduğunu yorumlamıştık.

Bu hafta ise CHP Genel Başkanı bütçe müzakerelerinde bir nevi şov yaparak AKP’yi en korktuğu tavırlarla, yani içeriği rakam, bilgi ve mantığa dayanan çıkışlarla, hem de halkın anlayacağı, seçilmiş, cesur kelimeler ve göndermelerle ses ve vücut dilini harmanlayarak yıprattı.

Parlamentoda yapılan bütçe veya eleştirel kürsü konuşmaları, genellikle halkı etkileyen ve o siyasetçinin de siyasetin de tarihine geçen izler bırakır. İsmet İnönü ve Dr. Suphi Baykam’ın Menderes ve Demirel hükümetlerine karşı buna benzer hitabeti yüksek konuşmalarının yanı sıra, aklıma 70’lerde Ecevit, 80 ve 90’larda Cüneyt Canver, Deniz Baykal ve yakın dönemden Şafak Payev, Muharrem İnce, Özgür Özel gibi isimlerin sarsıcı konuşmaları geliyor. Kılıçdaroğlu ise son zamanlarda “Adalet Yürüyüşü” dönemi performanslarını bile sollayan bir grafik çiziyor. Sert ve sağlam muhalefete susamış kitleler, CHP Genel Başkanı’nın yükselen karizmasını izlerken, belediye seçim zaferlerinin de hâlâ süren yankısıyla 2023 seçimleri için umut ve hayal dünyasını canlı tutma fırsatı buluyor.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından özellikle gündem yaratan bölüm “Size Cumhurbaşkanı adayı olmayacağımı kim söyledi?” cümlesi oldu. CHP Başkanı’nın bu radikal değişime işaret eden yeni söylemi, ne kadar spontan bir kürsü dalaşı refleksi, ne kadar bir ciddi rota değişimi, bunu yaşayarak göreceğiz. Ancak şurası net ki bu sorunun yanıtı, Millet İttifakı’nın, Muharrem İnce’nin ve parti içi muhalefetin geleceğine yön verecek bir faktör. Mansur Yavaş ve İmamoğlu’nun, Kılıçdaroğlu’nun çıkış ivmesine paralel şekilde baskıyı artırmaları ve eski dönemlerin yolsuzlukları hakkında suç duyurusunda bulunmaları, “CHP nihayet beklediğimiz 5. vitese mi geçti?” umudunu topluma taşıyor. (7. vites demiyorum, abartmayalım!)

Futbolun güzellikleri ve çirkinlikleri

Biliyorsunuz bazı aydınlar spora ve özellikle futbola çok karşıdırlar: “Efendim 22 adam bir topun peşinde deli gibi koşuyor, binlerce kişi de ardından işin kavgasını yapıyor. Boşa zaman kaybı!” Bir de bunun tam tersine, sporu ve futbolu hayatının merkezine koymaktan çekinmeyen aydınlar var. Bunların en meşhuru, 1957 Nobel Ödülü kazanan, varoluşçuluğun ünlü Fransız yazarı Albert Camus. Harry Potter yazarı J.K. Rowling, ünlü müzisyenler Elton John, Rod Stewart, Paul Mc Cartney, Fransız yazarlar Alain Finkielkraut, Jean-Paul Enthoven, Olivier Guez, Avrupa parlamentosu üyesi 68 olaylarının en ünlü ismi Dany Cohn-Bendit ve daha sayısız ünlü isim... Mesela Julio Iglesias’ın Real Madrid amatör takımının eski kalecisi olduğunu biliyor muydunuz? Ya da Che Guevara’nın Güney Amerika motosiklet günlerinde ve öncesinde sahada olmaya doyamayan bir futbol tutkunu olduğunu, bu sporu “devrimin silahı” olarak tanımladığını okumuş muydunuz?

Türkiye’de ise Allah’tan benim gibi bu spora tutkun birçok sanatçı var. Rasim Öztekin, Şevket Çoruh, Zeki Demirkubuz, maalesef geçen yıl kaybettiğimiz Küçük İskender, Tamer Karadağlı, Selçuk Altun, Komet, Yusuf Taktak ve daha niceleri gibi... Nejat İşler dostum ise her birimizden ileri giderek Gümüşlükspor’un eli kolu, ana itici gücü oldu!

Kusura bakmasınlar, sporu küçümseyen kimi entelektüeller, insanın beyni ve vücudu arasındaki koordinasyon ve akıl almaz işbirliği, bütünleşme, limitlerini aşma konusundaki mükemmeliyet arayışından pek bir şey anlamamışlar, daha doğrusu kendilerine bu fırsatı vermemişler. Bu satırları, bu önyargıyı taşıyan bazı arkadaşlar varsa, bunu aşmaları için yazıyorum.

Futbol özellikle son yıllarda ırkçılıkla mücadelenin en gözle görülür merkezi haline geldi. Bu konuda FIFA ve UEFA ısrarlı ve ödünsüz tavırlarıyla çoğu zaman doğru hamleleri yaparak ırkçı anlayışları cezalandırdı. Evvelsi gece Başakşehir’in Paris’te oynadığı maçta Romen 4. hakemin Başakşehir yardımcı antrenörü, eski futbolcu Webo’ya karşı takındığı tavır ve kullandığı çirkin ifade, birden dünya futbolunun ana gündemi haline geliverdi. Bakın o hakem kendini nasıl savunmuş: Negru, Romence “siyah” demekmiş! Özrü kabahatinden büyük! İyi de bunlar o kelimenin, dünyadaki anlamını hiç duymamışlar mı? Bu yutulmaz! Ayrıca Demba Ba’nın dediği gibi beyaz bir futbolcudan söz ederken hakemler kendi aralarında “şu beyaz adam” diyorlar mı? Mümkün değil böyle bir savunma. Maçın ertesi güne ertelenme kararı ve PSG’nin de desteğiyle Başakşehirli futbolcuların sahaya çıkmayı reddetmeleri, alkışlanacak bir tavırdı. Şimdi bu vesileyle bütün dünyada ışıklar tekrar ırkçılığa çevrildi. Sporun dünyadaki insanları ve ülkeleri birleştirici özelliği tekrar yoğun şekilde gündeme gelmiş oldu. Dün gece oynanan maçta, Webo’nun kırmızı kartı iptal olarak saha kenarında yer alabilmesiyle hem Başakşehir’i hem UEFA’yı tebrik etmek lazım.

Ülkemizde bazı istisnalar dışında spor sahalarında ırkçı söylemler pek kullanılmadı.

Bildiğiniz gibi FETÖ, Türkiye’yi yok etmek üzere giriştiği saldırıda futbolu en elverişli ortam olarak gördü ve 3 Temmuz kumpası Fenerbahçe’ye karşı böyle başladı. Türkiye’de futbol, ırkçılık değil ama siyasi yobaz terör yapılanmasının bir parçası haline geldi.

Futbolun başka hangi çirkin yapılanmaların hedefi haline gelebileceğini uzun uzun anlatıp sizi yormak istemem. Ama maalesef Türkiye’de 3 Temmuz’un üstünden 8-9 yıl geçtikten sonra futbola yakışmayan, benzer çetevari oluşumlar yeniden hortladı. Ali Palabıyık ismini burada korumaya pek imkân yok ama yazıyı negatif bir ifşaatlar dökümü haline getirmemek için diğer isimlerden “şimdilik” bahsetmeyelim. Denizlispor-Fenerbahçe maçında yaşanan olaylar, futbolun centilmen ruhundan uzak olmasının yanı sıra yenilmesini istedikleri takım aleyhine futbol kaidelerini kafalarına göre yeniden yazan-yorumlayan tehlikeli bir anlayışın örgütlü işbirliklerine işaret ediyor. Sizi hiçbir detaya boğmadan şüphe götürmez bazı sonuçları söylemekle yetineyim: Hakem kötü niyetini, organize ve işbirlikçi yanlı tavrını o kadar belli etti ki futbolumuzun yeniden ağır bir dip saldırısı altında olduğunu ve müdahale edilmezse işin çığırından çıkacağını somut olarak anladık. VAR hakemlerinin de çelişkili kararlarıyla çifte standartlarını ayyuka çıkardıkları maalesef ortada.

Futbol Federasyonu’nu, iş işten geçmeden sağduyu ile göreve davet ediyor, bu yaşananların hakemlerin yetersizliğinden mi yoksa daha tehlikeli işaretlerin baş göstermesinden mi kaynaklandığını acilen netleştirmelerini diliyorum.

Yazarın Son Yazıları

CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025
Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Devamını Oku
13.03.2025
Tarih nedir, ne değildir?

Tarih nedir, ne değildir?

Devamını Oku
06.03.2025