Fırsatları kullanabilirse, Kılıçdaroğlu hâlâ daha şanslı!

Fırsatları kullanabilirse, Kılıçdaroğlu hâlâ daha şanslı!

18.05.2023 11:06
Güncellenme:
Takip Et:

Konuşulacak o kadar çok şey var ki, hangisinden başlayacağını şaşırıyor insan! En önemlisinden başlayalım: Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı bu seçimi kaybetmedi! Hem ikinci turda çok büyük bir zafer şansı var hem de zaten seçimin birinci turunda -yine şaşırtıcı (!) şekilde- akıl almaz oy yolsuzlukları yaşanmış. Bakalım itirazlar nerelere tırmanacak?

Bu konuları açmadan önce de vurgulamak istediğim esas nokta şu: Kılıçdaroğlu, seçimi ilk turda kazanamadı diye bir miktar adrenalin kaybı yaşamamız bir ölçüde normal; çünkü iktidarın ülkeyi günbegün sürüklediği uçurum ve buna karşılık muhalefetin tarihindeki en büyük kenetlenmeyle yarattığı sinerji, kendi coğrafyasında özgürlüğe, demokrasiye, refaha, en azından asgari insani koşullara susamış milyonların bir gün bile kaybetmeden ilk turda kaderlerinin değişeceği fikrine tutunmalarını sağladı. Ama unutmayalım, 2018’de de Muharrem İnce Cumhurbaşkanlığı adayıyken hedefimiz, seçimin önce ikinci tura kalması ve ardından da İnce’nin seçilmesiydi. (Hepimizce malum olan senaryolar sebebiyle bu zaferin neden yaşanamadığını biliyoruz.) Ve farkına daha net şekilde varmalıyız ki, birinci turda muhalefet çok başarılı oldu, çünkü ilk defa bütün oy kaydırma operasyonlarına ve parti içi/parti dışı sabotajlara rağmen Erdoğan zafer konuşmasını yapma fırsatı bulamadı! Tarihinde ilk kez birinci turda kazanamadı! Dolayısıyla şimdi tıpkı önceki senaryoda olduğu gibi seçimin ikinci tura kalması ve bu noktada bir zafer planlıyor olmamız mükemmel bir gidişat! Tabii ki oluşan olumlu atmosfer içerisinde “ilk turda bitirelim” sloganının öne çıkarılması güzel bir şey; bu niye yapıldı demiyorum, ama bu gerçekleşmedikten sonra kalkıp birden bütün hedeflerimizi ve yorumlarımızı A’dan Z’ye değiştirip ikinci tura kalmayı, bıkkınlık ve acelecilikle bir mağlubiyet frekansıyla değerlendirmek çok aceleci, yersiz ve haksız bir tavırdır!

Gelelim son iki-üç günde dinlediğimiz en dramatik verilere: Muhalefet seçmenlerinde ve muhalif basında oluşan hava, aslında Kılıçdaroğlu’nun seçimi kazandığı fakat yine her şeye rağmen yaşanan akılalmaz seçim hileleriyle bunun tanınmadığı, gerçek sonuçların verilmediği ve olayın ikinci tura taşınması ile yetinildiği üzerine… Farklı iddialar şimdilik ortada cirit atıyor.

BEKLENİLMEDİK HATALAR, GAFLAR,

14 Mayıs seçiminden önce Onursal Adıgüzel kontrolündeki ekip, CHP ve dolayısıyla Millet İttifakı adına “Hiçbir güvenlik sorunumuz yok, her oy kontrollü olacak, her şeye hakimiz” beyanatıyla hepimizi insani olarak inandırdı ve “harika bir bilgisayar yazılımı bizi koruyor” gibi bir özgüvene itildik. Seçimin ertesi günü ise hepimizin, maalesef ana muhalefet partisinin bu sorumluları tarafından, Kılıçdaroğlu ile beraber adeta yanılgıya sürüklendiğimizi ve verilerin televizyonlara ANKA ajans tarafından servis edilmiş olmasının bedellerini o geceden başlayarak ödediğimizi gördük. YSK verilerinin, eldeki verilerle kıyaslanıp kontrol edilemediğini öğrendik. Salı gününe geldiğimizde ise akıl almaz görüntüler önümüzde defile yapmaya başladı. Farklı il ve ilçelerde ıslak imzalı tutanakların varlığına rağmen, YSK’ya veriler girilirken komik bir şekilde Yeşil Sol Parti’ye gelen bütün oyların neredeyse toptan MHP’ye yazıldığını gördük! Yani çaktırmayalım ya da ayıp olmasın diye oyların bir kısmını devşirmekle yetinmemişler; hırsızlık toptan yapılmış ve herhalde bunu hiç kimsenin fark etmeyeceği sanılmış! Ben bu yazıyı kaleme alırken, henüz yapılan tüm sandık itirazlarının sonucunda neler yaşanacak ve kaç milletvekili el değiştirecek, kesin olarak belli değildi. Ama ben doğrudan şunu söyleyebilirim: Parlamentoda Cumhur İttifakı’nın önde olduğu senaryonun ciddi anlamda değişmesini bekliyorum. “Hayret MHP nasıl %10 alabildi?” sorusunu soranlar herhalde büyük ölçüde yanıtlarını bulmaya başladılar. Belki MHP yalnız %6-7 aldı ve belki bu oylar gerçekte YSP, İYİ Parti veya başka sepetlere aitti! Şu vaziyette Cumhur İttifakı’nın toplam vekil sayısının kaça kadar inebileceğini çok merak ediyorum. Burada da vurgulamam lazım ki, bu katakulliler herhalde sadece 3-5-10 sandıkta yaşanmadı. Tüm Türkiye’de herkesi yanıltacak yaygınlık ve kapsamda seçime bir hile karıştırıldığına ben kesin gözüyle bakıyorum.

BAKIN KILIÇDAROĞLU NEDEN 2.TURDA ÇOK DAHA ŞANSLI

Bu makalemle aynı başlığı kullanarak paylaştığım videonun sosyal medyada yarattığı etki, gerçekten beklediğim gibi oldu. İnsanların kendilerini düşürdükleri bu mağlubiyet yılgınlığından hızla çıkması lazım. Neyse ki sosyal medya bu konuda giderek etkin bir görev üstleniyor. Videoda net rakamlarla aktardığım gibi, Erdoğan ile Kılıçdaroğlu arasındaki 2.5 milyon oy farkının tam beş misli, 28 Mayıs için devreye girmesi gereken ve her iki adaya gitmemiş oylar olarak ortada bekliyor. Sinan Oğan ve İnce’ye giden oylar, sandığa gitmeyen seçmenlerin oyları ve hatalı pusula kullanımına bağlı geçersiz sayılan oylar toplamda 12.5 milyonu buluyor! Şayet “Reis”e destek verenlerin zaten ulvi bir bağlılıkla ve sarsılmaz bir organizelikte 14 Mayıs’ta sandığa gittiklerini hatırlarsak, bu 12.5 milyon oydan çok ama çok azının Erdoğan’a yönelebileceğini ve büyük kısmının doğru mutabakatlar sağlanırsa Kılıçdaroğlu’na gitme ihtimalinin çok yüksek olduğunu görebiliriz.

Yeter ki CHP ve Kılıçdaroğlu, şu kalan son on günde doğru bir propaganda rotası ve ittifak ilişkileri izlesin ve bu konularda hata yapmasın. Davutoğlu, Babacan ve Karamollaoğlu üçlüsünün Millet İttifakı’na ve Kılıçdaroğlu’na sağladıkları faydayı arttırmak için demek ki son 10 günde yapabiliyorlarsa, acilen başka formüller denemeleri lazım! Bu ittifakla milletvekilliklerini parlamentoya kazandırdılar, ama İttifak’ı yükselten bir oy dönüşü henüz gözle görülür, hissedilir olarak sağlayamadılar!

Diğer bir konu, 6’lı Masa’nın bileşenlerinin, şu anda alınacak hızlı ana kararlar konusunda çok yavaş davranma ihtimalleri. Çünkü aylardır buna alışıklar! Halbuki, ister Özdağ-Oğan konusunda, ister atılacak adımlar konusunda çoktan temel kararların alınıp uygulamaya konmuş olması lazımdı…

OĞAN’IN OYLARI KİME GİDECEK?

Millet İttifakı, her şeyden Sinan Oğan’ın ve dolayısıyla onu aday olarak ortaya çıkaran Zafer Partisi’nin desteğini almak istiyorsa, onlarla medeni bir diyalog kurarak, doğru ve tatmin edici bir işbirliği strüktürü inşa etmek zorunda. Sayın Ümit Özdağ iyi tanıdığım, izlediğim bir siyasetçi. Kendisiyle olan kişisel diyalogum dışında, son günlerdeki önemli televizyon röportajlarını da dikkatle takip ettim. Bugün Özdağ ve Oğan ekibinin desteğini isteyecek bir siyasi yapının öncelikle doğal akışta onlarla yüz yüze temasta kalması lazım. Özdağ, o röportajların satır aralarında herkesin anlayabileceği birçok mesaj verdi. “Tercüme” edecek olursak, duymazdan gelenlere, mealen iletmek istedikleri şunlar: Şu ana kadar CHP veya Millet İttifakı'ndan bana herhangi bir görüşme talebi iletilmedi. Zaten yakın dönemlerde benim Sayın Kılıçdaroğlu ile bayramlaşmak için yaptığım görüşme ricasına bile yanıt verilmedi. Ben böyle bir görüşme talebini Sayın Erdoğan’a iletmedim. Yakın geçmişte Millet İttifakı’nın Mansur Yavaş’ı başkan çıkarmasını ve bu şekilde kazanma yoluna girmesini de zaten öneren biziz. Ben son 20 yıldır hep AKP’yi eleştiren bir siyaset izledim ve hatta onlara karşı üç kitabım yayınlandı. Bizim anayasanın ilk dört maddesinin değişmezliği, Türklüğü koruyan bir tarifle 66. maddenin korunması, terör örgütleri ile hiçbir yakınlık oluşturulmaması ve bu konuda ödün verilmemesi, tarikatlardan uzak durulması ve göçmenlerin iadesi ile ilgili somut şartlarımız var. Sonuçta bu konularda bize yaklaşan iki İttifak’tan birine destek verebiliriz; her ikisi de yanaşmazsa kimseye destek vermeyiz.”

Yani sizin anlayacağınız fırsat verilirse, diyalog doğru oturtulursa Millet İttifakı’na destek vermeye daha yakınlar, fakat bu konuda atması gereken adımların gerçekleştirmesi lazım. Bu destek gelmezse veya gecikirse de neler olacağını ben size Bedri Baykam olarak söyleyeyim: Erdoğan kadar pragmatik bir siyasetçi şu anda tamamen ikincil bir tercih olmasına rağmen kendi koltuğunu korumak için Oğan ve Zafer Partisi’ne her türlü iktidar imkanını açar. O saatten sonra da Millet İttifakı işi yavaştan almanın bedelini çok pahalı ödeyebilir! Bilmem daha açık nasıl anlatabilirim?

Sözün özü: Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı’nın, şu andan itibaren doğru propaganda yöntemleriyle, kurgulanmış “deep fake” videolarla üzerlerine atılan “terörle kol kola” iftirasına yönelik kendini aklama hamleleriyle ve de doğru hedef kitle seçimi ile götürülecek dikkatli bir propaganda kampanyası ile 28 Mayıs’ta seçimi kazanmamaları için hiçbir neden yok. Yeterki göz göre göre hatalar yapılmasın, gereksiz yere doğru insanlar kırılmasın!

 

     

Yazarın Son Yazıları

CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025
Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Devamını Oku
13.03.2025
Tarih nedir, ne değildir?

Tarih nedir, ne değildir?

Devamını Oku
06.03.2025