İktidar her nefesten suç üretme peşinde!

İktidar her nefesten suç üretme peşinde!

16.12.2021 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

İktidar ciddi rahatsızlıklar yaşıyor. Başkanlık yarışında Erdoğan’ın rakibinin belirsizliği, bir boksörün hayali şekilde gölge boksu yapmasına benziyor. Bu duruma ek olarak ekonominin baş aşağı gittiğine dair yurtiçi ve yurtdışında yaygın olan yorumlar ve rakamlar, anketlerde sürekli olarak Cumhur İttifakı adına alarm zilleri çalıyor olması, AKP içindeki görüş ayrılıkları ve tereddütler, bunların her biri çaresizlik içinde yürütülmeye çalışılan ama artık ciddi olarak su aldığını herkesin bildiği bir iktidar gemisinin dışarıya yansıyan belirtilerinden bazıları... Bu nedenle gündem değiştirmek amacıyla geçmişteki kavgaları 40-50-60 yıl sonra yeniden kanayan yara haline dönüştürmeye çalışıyorlar.

 Kılıçdaroğlu’nun el hareketini bile o çaresizliğin bir cankurtaran simidi gibi görüp olmadık yerlere çekmeye çalışmış olmaları, içinde kıvrandıkları bu sendromun bir parçası. Duayen bir gazeteci dostumun söylediği gibi “Şayet bu hareket ayıplı bir hareket olsaydı iktidarı destekleyen gazeteler bunun boy boy fotoğraflarını birinci sayfalarında rahatlıkla yayımlayabilirler miydi? Muhalefet bu basit soruyu sormayı unuttu” Doğru söze ne denir? Bu arada basına sızan haberlere göre Erdoğan bu konu üzerinden kendi grubuna çok kızmış ve “Üstüne gidip bir kınama cezası bile çıkaramadınız Meclis’ten” mealinde sözlerle kendi milletvekillerine ağır eleştiri getirmiş. 

İktidar, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile uğraşmayı ana eylem planlarından biri olarak görüyor. Son birkaç haftada da baltayı iki kere taşa vurdular. Birinde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İBB’nin 557 çalışanının terör bağlantılı olduğunu ortaya atarak okları İmamoğlu’na çevirmeye çalıştı. İmamoğlu hodri meydan deyip hüküm, kanıt ve soruşturma evrakı isteyince rakam düşmeye başladı. Basın sözcüsü Ongun, “ ‘İBB’de 557 terör örgütleriyle ilişkili çalışan var’ dendi. Havuz medyası bugün sayıyı 7’ye indirdi. İncelemede 3’ü mevsimlik olmak üzere çalışanların hiçbirinin işe girişte adli sicil kaydına rastlanmadı” açıklamasında bulundu.

İktidar ve yandaş gazetecilerin İBB ile uğraşırken en sevdikleri taktiklerden biri de İstanbul metrosunun çoğunu İBB’nin değil, Ulaştırma Bakanlığı’nın yaptığını ortaya koyarak aralarında bir çeşit sıkıntılı rekabet yaratmak. İmamoğlu bu konuda bana çok net bir ifadede bulundu: “Ulaştırma Bakanlığı’nın yürüyen dört metro inşaatı var, bizim ise 11 adet.” Geçen sabah yaptığı bir açıklamada da şunları söylüyordu İmamoğlu: “Bu olacak şey mi! Bir bakan, bir belediye başkanı ile sürekli bu kadar uğraşır mı?” Metroda “M” ve “U” yarıştırması beni bir vatandaş olarak açıkça rahatsız ediyor.

Doların artık 15 TL’yi zorlaması yandaş gazetecileri hiç rahatsız etmediği gibi neredeyse bunu tersine “ihracat körükleyici bir başarı kriteri” (!) olarak ortaya koyacaklar! Buna bağlı olarak asgari ücretin şimdiye kadar görülmemiş bir yüzde ile “fevkalade” artacak olduğu, şimdiden maalesef bir sahte başarı olarak pazarlanmaya çalışılırken işin özünde söz konusu artış, gerçek alım gücü olarak cebe ulaşamadan sabun köpüğü olarak erimeye mahkûm!  

Sosyal medyaya yansıyan ekonomik tepkiler, siyasi ve hukuki tenkitlere eklenince, Erdoğan çareyi yeniden sosyal medyayı “demokrasiye ağır bir tehdit oluşturan ana düşman” olarak sunmakta buldu. Bakalım önümüzdeki haftalarda veya birkaç ayda bu konuda hangi ortaçağ yasaları ortaya sürülmeye çalışılacak, insan merak ediyor.

Yalnız sosyal medya mı? Tersine eski kuşak olup “emekli amiral” sıfatını taşıyorsanız ve vatanınızı çok sevip beyin fırtınalarınızı bu yönde yapıyorsanız aman dikkat! Adınız hemen “darbeye göz kırpan general”e çıkar ve bu suçlamalarla kendinizi yargı önünde bulabilirsiniz! Bu ülkenin artık imamların, Atatürk veya Cumhuriyet hakkında en kabul edilemez sataşmaları yapabildikleri ama tüm ömürlerini ülkeyi korumakla geçirmiş insanların FETÖ çıkışlı “hukuk” (!) montajlarıyla üzerine gidilebildiği acayip bir diyar haline geldiğini, geçmişe yönelik yorum ve eleştirilerin özgürce yapılamadığını, özellikle 20. yüzyıl ve yakın dönem siyasi tarihin demokrat bir ortamda ele alınamadığını, hep sansür ve baskılar altında olduğunu vurguladım. O tartışma ortamlarında ne dediğimi anlamaz görünen yandaş gazetecilere vereceğim tek örnek var: Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un, bir röportajda sarf ettiği o standart cümleyi biliyorsunuz: Adnan Menderes erken seçim tarihini açıklasaydı 27 Mayıs önlenebilirdi.” Standart, çünkü buna tıpatıp benzer cümleler, ömrümde en az 159 bin kere, 20 bin kişi tarafından bana telaffuz edildi. Bunların etrafımda sayısız kere konuşulduğunu veya kaleme alındığını bizzat biliyorum. Sonuçta bu cümlede hiçbir yenilik, hiçbir orijinallik, bilinmeyen hiçbir tarihsel yargı yok. Malumun ilamı! Yani bırakın yaratıcı tarihsel yorum ve analizleri, en basit cümleler bile suç haline getirilmeye çalışılıyor!

Sonuçta konu ister amiraller ve Montrö, ister sosyal medya, ister İlker Başbuğ’un masum bir cümlesi, ister şu meşhur 28 Şubat MGK’si olsun, iktidarın tek hedefi ülkede sanki geçmişten günümüze sürekli bir tehdit ve kavga ortamı olduğunu hissettirerek bu dönemde de baskı ve otoritesini sürdürmeye çalışmak…

Bu çaresizlik ifadesi olan panik ataklar bir işe yaramayacak. İnanın, “geliyor gelmekte olan”. Ama yeter ki kalpten inanın!

Yazarın Son Yazıları

CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025
Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Devamını Oku
13.03.2025
Tarih nedir, ne değildir?

Tarih nedir, ne değildir?

Devamını Oku
06.03.2025