İnsan hakları anayasası mı? Güldürmen beni!

İnsan hakları anayasası mı? Güldürmen beni!

11.03.2021 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Türkiye, insan hakları ve yeni anayasa paketi ile demokratik, özgür, hakça ve insanca bir yaşama yelken açacakmış, öyle mi? 19 yıldır Türkiye’yi yöneten AKP, birden içinde uyanan büyük bir insan hakları arzusu ile yanıp tutuştu herhalde ve “Yahu onca yıldır nasıl bu kadar ihmal etmişiz bu konuyu, hatırlatan da çıkmadı” diyerek bu işe girişti. Hemen bir ekip kurmuşlar ve en mükemmel insan hakları projesini nasıl yazıp çizeriz diye kafa kafaya vermişler. Sonra da tarihi bir mart ayı müjdesi vermek için, Sayın Cumhurbaşkanı’nın ekibi, bu yeni muhteşem insan hakları paketi ve yeni anayasa duyurusu için hemen bir basın toplantısı örgütlemişler. Fakat şu şansızlığa bakın ki muhalif gazetelerin köşe yazarlarını davet etmeyi unutmuşlar! Gerçekten aksilik işte! 

Türkiye bu mutlu günlere dört köşe olarak hazırlanırken insan hakları ile ilgisi olmayan korkunç görüntüler yine birbirini takip etti. Canilere kravat takmaktan iyi hal indirimi uygulamaya alışmış mahkemelerimiz ve sığınmak için gelen her kadını tatlı sert bir dille evine geri yollayan, “Kocandır, döver de sever de” demeyi standart haline getirmiş karakollarımız, herhalde bu ortamı bir şekilde kolaylaştırıyorlar ki kadın cinayetlerinin hızı ve vahşet derecesi katlanarak artmayı sürdürüyor!

İstanbul Sözleşmesi ne ola ki?

Hükümet herhalde, İstanbul Sözleşmesi’ni, Kanal İstanbul’un bir öncü doğum senedi sandığından olsa gerek (!) önce heyecanla imzaladı, arkasından herhalde farkına vardılar ki bu evrak, o evrak değilmiş! Bunun üzerine iktidar çevreleri, İstanbul Sözleşmesi’ne birden sırtlarını dönmüşler! Ne hayal kırıklığı ama! Espri bir yana, AKP’li erkeklerin İstanbul Sözleşmesi’ne niye karşı çıktıklarını merak ediyorsanız özetleyelim. Öncelikle tarikat ve cemaatlerin yoğun baskısı devreye girmiş; kolay mı dayak yiyen kadınların zır pırt polis koruması altına alınmaları: “Aşk olsun, bunlar Türk insanının örf ve âdetlerine yakışmıyor”; farklı cinsel yönelimlerden söz eden LGBTİ+ gündeme gelmiş: “Türk toplumunu dejenere eder, hiç atalarımızda böyle şeyler görülmüş müdür?” Bir başka konu da kocaların eşlerinden uzaklaştırılma tehlikesi! Herhalde derin aşkları yüzünden hiçbiri buna katlanamadı ve büyük baskı koydular parlamentoya: “Biz bu kadar mesafeli kalamayız eşlerimizden, n’olur imzalamayın şu kör olasıca sözleşmeyi!

İlginçtir ki, Sümeyye Erdoğan’ın öncülüğünü yaptığı KADEM, İstanbul Sözleşmesi’nin hem çıktığı gün destekliyordu hem de galiba hâlâ destekliyor ama sonuç malum! Dolayısıyla çok net kanunlarla kadınları korumak isteyen o sözleşme bir türlü yaşama geçemedi. “Kadına şiddeti önle; önleyemiyorsan iç hukukla kadını koru, elektronik kelepçe ile tehditkâr erkeklerin yaklaşmasını engelle, kadınları hayat içinde tut, 4-5 bakanlığın katkısı ile onları koru ve geleceklerine yön ver!Aylin Nazlıaka böyle özetliyor AKP’nin dışladığı İstanbul Sözleşmesi’ni... 

Övünülesi insan hakları dökümleri 

Şu tesadüfe bakın ki 4 Mart’ta bu insan hakları yeni dönem deklerasyonları verilmeden bir hafta önce Amerikan Kongresi’nden 180 üye Türkiye’ye bir mektup gönderiyor ve bizimle ilişkilere yön verirken “İnsan hakları konusuna iktidarın eğilmesini” talep ediyorlar. Zamanlamayı manidar bulanlar olabilir! Böylece hükümetimiz 2010 referandumundan 11 yıl, 2017 Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişten dört yıl sonra tekrar yeni bir sözde “demokrasimizi iyileştirme” operasyonuna girişiyor! Ama Sözcü TV’nin logosunun neden bir yıldır verilmediği bir muamma kalmaya devam ediyor. Enis Berberoğlu dört yıl içinde 24 ayrı hâkim tarafından yargılanıyor ve kendisi ile ilgili karar veren hâkimler ertesi gün adliyede bulunamıyor, özel kararnamelerle görevden alınıyorlar. Cumhuriyet gazetesine haftalarca resmi ilan kısıtlaması getirme kararları sekteye uğramıyor. Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri doğal gösteri ve yürüyüş haklarını kullanırken polisin orantısız güç kullanması ve bu da yetmiyormuş gibi terörist olarak damgalanmaları gibi durumlarla boğuşuyorlar. Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş konusunda Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararlar, ceza kararı veren mahkemeler ve hükümet tarafından uygulanmıyor! Gazeteci Levent Gültekin sokak ortasında ortaçağ çeteleri tarafından dövülüyor, AKP ve ortağında pek büyük bir üzüntü yok! İktidar işine geldiği zaman “Biz o işlere karışmayız, yargı bağımsızdır” der, bir yandan da Cumhuriyet Başsavcısı’na direktif verir gibi grup başkanvekili Cahit Özkan’ın ağzından HDP’nin kapatılacağını parlamentoda beyan eder. 180 ülke arasında özgürlük ve demokrasi açısından 154. numaradayız ama o kadar üzülmeyin, Suudi Arabistan, İran ve Kuzey Kore gibi bazı ülkeleri limitte geçebilmişiz! 

Peki, esas gerekçe ne!

İktidar iyi sinyaller vermiyor, iktidarı elinde tutabilmek için yeni senaryolara ihtiyacı var. Hani halkımızı her açıdan ihya edeceği söylenen Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi var ya, herhalde beklenenin aksine dört yılda vefat etmiş ki şimdi ısrarla yerine geçecek bir yeni anayasa güzelliği aranıyor! Halbuki demokrasimiz ve aydınlanmamızın en değerli birkaç duayeninden biri olan Alev Coşkun, en net şekilde getirilen teorik anayasa paketinin 1982 Anayasası’nın sunduğu temel hakların bile gerisinde kaldığını alıntılarla kanıtladı!

Sonuçta AKP maçı kaybedeceğini anlayınca oyunun kurallarını kendisine göre yeniden yazmak istiyor! Yeniden seçilme hakkı kalmayan Erdoğan, bu durumu çözmek için parlamenter rejime dönüşü bile kabul edebileceği izlenimini veriyor veya Cumhurbaşkanlığı seçiminde ikinci turu ortadan kaldıracak “en çok oy alan ilk turdan seçilsin” diyecek...

İktidarın son 40 yılda, belki 40 kere içeriğini değiştirdiği 12 Eylül Anayasası’ndan elde kalan, şu andaki A’dan Z’ye değişikliklerle dolu ve Erdoğan’ın her müdahalesinde alkışlarla kutsanmış son halinin hâlâ yeni bir anayasa oyunu için bahane oluşturabilmesine ancak pes denir!

Kaybedeceğini gördüğü oyuna son anda yeni kurallar koymaya çalışanlara mızıkçı denir. Ben maalesef bunu en ağır şekillerde 2003’te yaşadım. Şimdi ülke, yeniden bir insan hakları aldatmacasıyla resmen yazboz tahtasına çevrilen ve bu akıl almaz tavırlar yüzünden kalıcı vasıflarını kaybetmeye devam eden anayasamızın içine sürüklenmeye çalışıldığı girdabı durdurmaya çalışıyor.

Merak: Muhalefet kanadından kimler sunulan elmaşekerlerine kanacak da bu operasyonlara farkında olmadan alet edilecek!

Tabii bir avantajımız var, 2. Cumhuriyetçiler artık toptan tedavülden kaldırıldı ve peşlerinden gelen “Yetmez ama Evetçiler” sinerek masaların altına saklandı. Dolayısıyla toplumun kandırma iletkenleri artık sekteye uğramış oldu. Umarım onların yerini saf ve toy, sözde iyi niyetli siyasetçiler almaz.

Yazarın Son Yazıları

CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025
Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Devamını Oku
13.03.2025
Tarih nedir, ne değildir?

Tarih nedir, ne değildir?

Devamını Oku
06.03.2025